• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ELİF AKTUĞ

Meslek sahibi olmak üzerine...

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 23.12.2014, 00:00
Geçtiğimiz gün yazdığım 'Herkes on dakikalığına şöhret olsun, ee sonra?' başlıklı yazıma çok sayıda e-posta geldi. Türkiye'nin en seçkin gazetesi, ilk göz ağrım Yeni Asır'da yazmaya başladığımdan bu yana, okuyucu mektuplarına yer vermek istiyordum aslında ama denk düşmedi bir şekilde. Eleştirmek istediğim şey aslında insanların 'ünlü olmak' tutkusuydu. Büyüyünce sadece 'ünlü' olmanın hayalini kuran evlatlar yetiştiren ebeveynler var, bunu 'normal' sayan bir de anlayış var, tamam küçük bir anlayış bu; ama korkutuyor beni. Meslek sahibi olamayıp, bulabildiği işlerde çalışan, alın teri döken, kendisine ve ailesine bir gelecek kurmaya çalışan çok sayıda vatandaşımız var tabii, biliyorum. Bu tarz eleştiriler geldi bana, özetle "Ee ne yapsınlar yani, aile okutamadıysa, sırtını bir yere dayayamadıysa, parası yoksa" şeklinde. Yazıyı bir daha okumalarını salık verdim bu şekilde yaklaşanlara ve yazılanı anlamadığını düşündüklerime; meslek sahibi olanların sayısının artması sadece memleketin ileri gittiğini gösterir, insanlar refah içinde ve daha mutlu yaşar. Elbette farkındayım, elbette ekmeğini taştan çıkaranlar var. İyi ki var onlar; çünkü tembellerle, sırtını ana-baba parasına, başkalarının imkanlarına, her şeylerinin birileri tarafından halledilmesine alışmışlarla ancak onlar başa çıkacak. İyilik ve edep kazanacak, hatayı kendinde aramayan ve önüne bakamayan var olamayacak. İnanıyorum...
2 binli yıllardayız, dünyanın var oluş sürecinde ufacık bir nokta gibi yer alır bu zaman dilimi. Bir şey ifade etmiyor milyar yıllık evren yaratılış yolculuğunda ama insan kendi içine, kendi yolculuğuna ve dokunabildiklerine bakarsa ne çok şey ifade ettiğini anlar. O yüzden dedim ya "İşimi kaybedersem pazarda limon satarım" safsatasına inanıp da aslında kılını kımıldatmayacak ve her şeyi başkalarından bekleyecek olan adam, pazarda limon satanın tırnağı bile olamaz... Andy Warhol demiş ya, "Herkes on dakikalığına şöhret olacak" diye, ancak bu cümlede 'şöhret' kelimesine değil de süreye takılmak lazım... Ee ne olacak 11. dakikada?

Yalan mı?

*TRT 1'in yeni başlayan dizisi Filinta'nın set görüntüleri aklımı başımdan aldı. Dönemin İstiklal Caddesi yapılmış; muhteşem! Bugünkü çirkin binalarla dolu, zevksiz caddeye dönüşmesinde kimin payı varsa... Anladınız siz...
*Magazin haberlerinden Burcu Esmersoy, Cem Yılmaz, Halit Ergenç, Meryem Uzerli, Kıvanç Tatlıtuğ'u çıkarın... Geriye ne kalıyor?
*Bu Tarz Benim adlı yarışmanın final bölümü için söylenmedik laf kalmadı. Jürinin olmadığı ve sadece on, onbeş dakika süren final canlı yayını seyirciyi hayal kırıklığına uğratmış. Haberi böyle verdi yayın organları... Bu yarışmadan bir 'kalite' bir 'vizyon' bir 'anlam' bekleyenler var demek ki hala; güzel kafa bu... Keşke bende de olsa...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI