Aşk bitmez, yok olmaz, sadece beslenmediği zaman kurur ve yok olur. Kimin cümlesiydi, hatırlamıyorum ve google'a bakmayacağım zira orada manyaklık seviyesinde bilgi kirliliği var. Güzel bir cümleyi altında onlarca farklı imzayla okuyabiliyorsunuz. Küfrü pek seven, argoya bayılan şair Can Yücel'in ağzından öyle aşk dizeleri çıkmış görünüyor ki, şaşmamak elde değil. Can Yücel'i tanımayan, bir şiirini okumamış biriyseniz, rahmetlinin pek ılımlı, pek tatlı dilli olduğunu düşünürsünüz. Oysa hemen hatırlayayım, "Bizim memlekette g.te g.t derler" cümlesini söyleyen şairdir ve aşkla alakalı bir şiiri var hatırımda ama burada paylaşmayacağım, 'Aşık Ölmez' başlıklı şiirini bir okuyun, anlayacaksınız ne demek istediğimi. Kimsede kitap yok çünkü kütüphane kavramı kalmadı; "Şurada kitabı olacaktı, doğrusuna bakayım" denmiyor. Geçenlerde aynı manalı cümleyi Can Dündar'dan ve hemen ardından Nejat İşler'den okudum! Nejat İşler'i tanımam, tanışmadık hiç ama sabah erkenden kalkıp, sosyal medyadan anlamlı sözler paylaşacak bir adam olmadığını düşünüyorum! Bir tek ben mi ürküyorum bu saçmalıktan? Can Dündar yıllarca, "bunları ben yazmadım" diyerek kendi internet sitesinde dil döktü; anlatamadı. Geçtiğimiz haftalarda Nazım Hikmet'in, Cemal Süreya'nın ölüm yıldönümleri vardı. Düne kadar bir şiir okuduğuna inanmadığım, sosyal medyadan sadece atıp tutanlar, çanta markalarını ve yiyip içtiklerini paylaşanlar 'author' kesildi başımıza! Bir paylaşım hali ki, içler acısı. Karısının/sevdiğinin kulağına bir şiir okumamış adam Cemal Süreya'nın ardından gözyaşı döküyor! Şaka gibi! Gece oldu mu ellerinde sadece kumanda tutabilen adamlar, Nazım'ın 'Kuva-yi Milliye Destanı'nın iki satırını ezbere bilmeyenler; "Büyük şair, rahat uyu" diye mesaj yazıyorlar. Aslında tabii yazsınlar, şairleri unutmasınlar, sevsinler ama ne olur, en azından bu Sevgililer Günü'nde plastik kırmızı gül alacaklarına, sevdiklerine bir şiir kitabı alsınlar. Okusunlar yüksek sesle, şöyle televizyonu falan kapatıp, çocukları uyutup, sabaha kadar birbirlerine şairlerin hayatlarını okusunlar. Ne bileyim. Edip Cansever'i keşfetsinler. Bu defa 'Yerçekimli Karanfil'in etkisinde kalsalar. O etkiden hiç kurtulmasalar.
Dedikodu mu bunlar?
* İbrahim Kutluay ve eşi Demet Kutluay boşanmış. Uzun süredir haklarında türlü dedikodu vardı, anlaşamadıklarına dair. İbrahim Kutluay'ın fena bir şey yaptığı ve Demet Hanım'ın affettiği konuşuldu. Milletin ağzı torba değil gerçekten de, bir ara İstanbul'da başka dert kalmamıştı sanki. Sonra başka bir dedikodu dolaştı, İbrahim Bey'in siyasete atılacağı ve bu sebeple aile düzenini bozmaması gerektiğinin söylendiği gibi. Her neyse ne, aslında bize ne! On yıllık bir evlilik, güzel insanları bir araya getiren yuva dağıldı işte. Demet Hanım çok ketum, birkaç ay önce bir çekim yaptık kendisiyle. Asla bir şey belli etmedi, gururlu ve mağrur bir kadın. Evlenmek zor ama yürütmek en zoru, büyük aşklar bile sönüp gidiyor. Şimdi en büyük dedikodu, boşanmalarına sebep olan bir başka kadınsa, İbrahim Bey'in o kadınla ortaya çıkıp çıkmayacağı... Zaman her şeyi gösterecek. Demet Şener, her zaman vardı, yine var olacak ve umarım eskisinden daha mutlu olur... Ben kız tarafıyım. O kadar..
Dedikodu mu bunlar?
* İbrahim Kutluay ve eşi Demet Kutluay boşanmış. Uzun süredir haklarında türlü dedikodu vardı, anlaşamadıklarına dair. İbrahim Kutluay'ın fena bir şey yaptığı ve Demet Hanım'ın affettiği konuşuldu. Milletin ağzı torba değil gerçekten de, bir ara İstanbul'da başka dert kalmamıştı sanki. Sonra başka bir dedikodu dolaştı, İbrahim Bey'in siyasete atılacağı ve bu sebeple aile düzenini bozmaması gerektiğinin söylendiği gibi. Her neyse ne, aslında bize ne! On yıllık bir evlilik, güzel insanları bir araya getiren yuva dağıldı işte. Demet Hanım çok ketum, birkaç ay önce bir çekim yaptık kendisiyle. Asla bir şey belli etmedi, gururlu ve mağrur bir kadın. Evlenmek zor ama yürütmek en zoru, büyük aşklar bile sönüp gidiyor. Şimdi en büyük dedikodu, boşanmalarına sebep olan bir başka kadınsa, İbrahim Bey'in o kadınla ortaya çıkıp çıkmayacağı... Zaman her şeyi gösterecek. Demet Şener, her zaman vardı, yine var olacak ve umarım eskisinden daha mutlu olur... Ben kız tarafıyım. O kadar..
* Sinan Akçıl diyeceğim, yeni imajı diyeceğim, bayıldım diyeceğim... Bence Sinan herkesten beş adım önde gidiyor. Benim de Sinan'ı gördüğümde, bir anda yeni imajını benimsememe sorunum bu işte. Sıradan, herkesle aynı olana çok alıştık. Farklı insanı, farklı görüntüyü reddediyoruz. Oysa özellikle şov dünyasındakiler aynen Sinan gibi değişik, uçuk, hayal gücü yüksek, cesur insanlar olmalı. Fotoğrafları gerçekten de Ebru Şallı mı çekti anlayamadım, belki de haberin bir parçasıydı, çekiyor gibi yapması. Her neyse, ikisi bir arada çok şeker zaten. Güzel bir aşk yaşasınlar, Sinan aşk şarkıları söylesin.. Ebru'nun yüzünde güller açsın.
* Meryem Uzerli bir oyuncu arkadaşıyla çektirdiği fotoğrafı sosyal medya hesabından paylaşmış. Bir gazetenin manşeti "Taliban'ın kollarında" şeklinde! 'Homeland' dizisinde bir Taliban liderini canlandıran Numan Acar'la çekilen fotoğrafa bu başlığı atmak bana pek şık gelmedi. Sevgili oldukları söyleniyor. Meryem mutlu olsun... Dedim ya kız tarafıyım, ben kızları tutarım dememiş miydim?