• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Şu bizim komşu Sakız... ERKİN USMAN

Şu bizim komşu Sakız...

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 05.07.2011, 00:00
Merkezinde 24 bin, 62 köyünde de 28 bin kişinin yaşadığı, Ege'nin kuzeydoğu bölgesindeki Levsos ile güneyindeki Samos adalarının ortasında yer alan 840 kilometre karelik yüzölçümü ile Yunun adalarının beşinci büyük adası olan Sakız...
Damla sakızının, yaseminlerin, bahçelerin ve denizin bir adası olan Sakız.
Pavlos Nirvanis bu adada yaşayanları "şiirsel bir halk" olarak tanımlar.
* * *
Yannis Vlahogiannis'in gözünde Sakız, uysal ve alçak gönüllü insanların yaşadığı bir ada.
Mikos Thedorakis'in doğduğu, büyüdüğü topraklardır buraları.
Sakız, aynı zamanda Homeros Kültür Merkezi'nin de ta kendisi...
Burada üçü günlük, üçü de haftalık olmak üzede 6 gazete yayınlanır.
İki televizyon kanalı ve sayısız radyo istasyonu olan, eğlenceyi seven kültürlü insanların yaşadıkları yerdir buraları.
* * *
Ve, duyan, gören ve öğrenen herkesi kışkırtan bir gerçek...
Düşünebiliyor musunuz?
Küçücük bir adada 11 müze...
Bizim alışık olmadığımız bir olgu.
Bize gelince, Recai Şeyhoğlu diye bir çılgın var.
O da bir müze ve kütüphane tutkunu.
Recai Şeyhoğlu'na kendi cephesindeki durumu sordum:
Cevabı şöyle oldu:
"2002 yılından bu yana İzmir, Manisa, Balıkesir, Bolu ve Tokat köylerinde bilgisayarlı 31 kütüphane açtık."
Bölgemizde, ülkemizde böyle bir çalışmanın ikinci örneği yok.
"Rasime-Recai Şeyhoğlu kütüphaneler zinciri" özgün bir aydınlatma modeli olarak köy çocuklarına ve gençlerine bilimini sanatın ve edebiyatın ışığını taşıyor.
* * *
Recai Şeyhoğlu'nun ikinci hedefi, Rasime Şeyhoğlu Müzesi...
Recai Şeyhoğlu'na göre bu müze bir kültür ve sanat merkezi gibi İzmirlilere hizmet vermeli, gelecek kuşaklara model oluşturmalı.
Çünkü, ülkemizde böyle bir kütüphanecilik çalışması görülmedi.
Recai Şeyhoğlu, "Kültür Bakanlığı'ndan ile yerel yönetimlerden anlayış ve destek bekliyoruz" diyor.

kentten
Karşıyaka 1715 sokak Teksas gibi olmuş

Bir Karşıyakalı olarak çok iyi bilirim 1715 sokak yıllardır insanlarıyla huzur içinde yaşayan bir yerdi.
'Yerdi' diyorum. Çünkü o sokakta yaşayan ev sahipleri ve esnaftan art arda gelen şikayetler 1715 sokağın huzurunun kaçtığını gösteriyor.
* * *
Neredeyse her gün bir kavga ve bir olay varmış. Geçen gün yaşanan olayda 20 polis cezaevinden yeni çıkan bir sarhoşu ancak biber gazı kullanarak durdurabilmiş.
Elindeki döner bıcağı ile her tarafa saldıran kişinin 137 vukuatı olan ve hayatının çoğu cezaevinde geçen adeta bir suç makinası olduğu ortaya çıkmış.
Mahalle sakinleri resmi ve sivil polislerin sokakta cirit atmasına rağmen kavga ve olayların önüne geçilmemesine bir anlam veremiyorlar.
* * *
Karşıyakanın huzur dolu bu sokağında oturanların ve esnafın, İzmir Valisi ve Emniyet Müdürü'nden bir isteği var: "Biz sokağımızın eski halini istiyoruz. Kavga ve olaylardan yorulduk, korktuk. Çocuklarımızı kapının önüne bırakamıyoruz.
Vatandaş: "Nerede bu devlet?" diye soruyor.

hayattan
Balıklıova bunu konuşuyor

Balıklıova İzmir'e 65 kilometre uzaklıktaki bir güzel yerleşim merkezi.
Burada geçen yıla kadar, kapısında bir ambulansın hazır beklediği bir sağlık ocağı vardı.
2011 Türkiye'sinde bu sağlık ocağının durumu şu:
Burada sadece salı ve perşembe günleri saat 13.30'dan itibaren hizmet veriliyor.
Bu sağlık ocağında bir doktor bir de hizmetli (hemşire değil) haftanın iki gününde görev yapıyor.
Önce Balıklıova'nın yerlileri, vakit kalırsa yazlıkçılar muayene ediliyor.
* * *
Bu kentin insanlarıdan biri anlatıyor:
"Her muayene günü hastalar arasında sıra kavgası çıkıyor. İnsanlar birbirine giriyor. Bu arada bir kanser hastası iğne vurulmak için her gün Mordoğan'a gidiyor. Balıklıova halkı, geçen yıla kadar kapısında ambulansı bulunnan sağlık ocağını ve sürekli çalışan doktorunu ve hemşiresini bekliyor.

küpe
Çalışmak gizemli bir şeydir. Çoğumuz iş yapmaktan nefret ettiğimizi iddia ederiz. Ancak ona büyük sadakat ve derin duygularla bağlanırız.
Bob Greene

fıkra
Uygun olanı

Temel tuttuğu balıkların bazılarını cetvelle ölçtükten sonra denize atıyordu.
Cemal merak edip sordu:
"Tuttuğun balıkların çoğunu ölçtükten sonra neden denize atıyorsun?
Temel'den cevap:
"Uy uşağım bunun niyesi var mı? Evdeki tavaya uygun olanları, tavaya sığabilecekleri ayırıp alıyorum. Tuttuğum balıkların çoğu tavaya sığmıyor. Fadime'ye zorluk çıkartmak istemiyorum."


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI