• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Kültürpark’taki adayı kim yaptı? ERKİN USMAN

Kültürpark'taki adayı kim yaptı?

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 16.11.2011, 00:00
Kurtuluş Savaşı sonrası, İzmir büyük bir yangın yaşamıştı.
13-18 Eylül 1922 tarihleri arasındaki yangının tahribati büyüktü.
Yangın, kıyı boyunca yaklaşık 2.5 kilometre uzunluğunda ve 1 kilometre derinliğinde bir mahalli etkilemişti.
Bu da yaklaşık 2.5 milyon metre karelik bir alanı kapsamaktaydı.
Yangın sonrası İzmir'in koşulları çok ağırdı. Kentin tam ortasında bir kara delik oluşmuştu.
* * *
Kent bilimci kardeşimiz Sabri Yetkin bir araştırmasında şunları yazıyor:
"1930'lu yıllarda Behçet Uz'un belediye reisliği dönemi, İzmir'in yangın alanlarının temizlenmesi için yapılan çalışmalarla geçmişti.
Kültürpark için enkaz kaldırma çalışmalarına 1934 yılında başlanmış, temizlenen alana, 1 Ocak 1936'da temel atılmıştı.
* * *
360 bin metrekarelik alanda müzeler, spor tesisleri, çocuk oyun alanları, havuzlar, gazinolar, paraşüt kulesi, hayvanat bahçesi gibi tesisler yer alacaktı.
İnşaatın süratle yürütülmesi için pratik çözümler üretilmiş, yangın alanındaki çukurlar göl, tümsekler de dağ olacaktı.
Konumuzu içeren Ada Gazinosu da, bu anlayışın ürünü olarak inşa edilmişti.
* * *
1937 yılında Kültürpark'ın boş alanlarını değerlendirmek için harekete geçen İzmir Belediyesi, suni göl ve adanın inşası çalışmalarını başlattı.
Bu işin başında Niyazi Ersoy vardı.
Ve uzun çalışmalar sonunda, çukur alanda gölün inşasına başlanmış ve hafriyattan çıkan molozlar da gölün ortasında yer alan tümsekte biriktirilip bir ada yaratılmıştı."
* * *
İzmir Belediye'nin Niyazi Ersoy'a verdiği takdirname de şöyle:
"İzmir Fuar'nda yapılan suni göle su isale işini taahhüt etmiş olan Niyazi Ersoy 11 bin liraya mal olan olan bu tesisatı bazı kısımlarında 8.5 metre derinliğinde tranşe açmak ve 2.5 ila 3 metre yüksekliğindeki suları tahliye etmek sureti ile çok ağır şartlar dahilinde bulunan inşaatı muvaffakiyetle başarmıştır."

kentten
90'lık emekliyi üzmeyin

Tahsin Ertem, 90 yaşını geçmiş emekli bir pilot subay.
Ertem, Hatay semtindeki Susuzdede'de, cadde üzerinde bulunan "Torun" apartmanında yalnız başına oturuyor.
İşlerini gören bir yardımcı kadını var.
Ve, Torun Apartmanı kömürle çalışan kalorifer ile ısıtılıyor.
Şimdi söz Tahsin Ertem'in:
"Üç yıl oluyor devlet, hem ucuz, hem temiz ve emniyetli doğal gazı kapımızın önüne getirdi. Bidayette, bir intibak süresi gerekli elbette. Ne var ki, şimdi bakın, belediye gündüz kalorifer yakılmasını yasakladı. Gece yakılabiliyor. Niye gündüz yasak? Duman görünüyor!
Şu akla bakın, yasaklama "Görüntü" meselesi midir? Ben evimde, tek başıma ayda üç adet "gaz tüpü" sarf ediyorum. Adedi 68 lira...
Kanı çekilmiş zayıf vücudumla, bütün gündüz, tir tir titremekte veya elektrik sobasıyla idare etmekteyim. Civarımızdaki apartmanlar bağlattılar, biz de biraz da yöneticimizin telkiniyle, ittifak temin edilemediği için bu emniyetli ve ucuz yakıtı bağlatamadık. Halbuki en basit çaresi, gündüz yasaklanan kömür yakmanın geceye de uygulanması değil midir?
Apartman yöneticisinden bahsettim, onun iyi niyetli olmadığının delili, bu sene kış biter bitmez, 98 ton kömür almasındadır.
İstirham ediyorum, lütfen bu işe el atıp, belediyenin bu aymaz tutumunu gereğince dillendirin."

geçmişten

İsabet eden oklar

Şair Hayret Efendi bir gün Topkapı Sarayı'nı geziyormuş. Dikkatini çeken bir sütunun yapılma gerekçesini görevlilere sormuş.
"Vaktiyle burada padişahlar ok atarlarmış. Padişahın hedefe isabet ettirdiği her ok için bu sütünlar dikilmiş" cevabını almış.
Hayret Efendi, bu cevabı şöyle yorumlamıştı:
"Herhalde isabet etmeyen oklar için birer sütun dikilseydi, burası Karacaahmet Mezarlığı'na dönerdi."

küpe
İki şey akıl hafifliğini gösterir. Söyleyecek yerde susmak, susacak yerde söylemek.
Sadi

fıkra
Nerede o zamanlar?

Büyükbaba son günlerde kırdığı ceviz bini aşmış torununu karşısına almış, nasihat ediyordu:
"İşittiğime göre sen arabayla saatte 140 kilometre süratle giderken, kızları öpüyormuşsun..."
"Doğru ama sen de nişanlıyken anneannemin evine gittiğinde onu kanepe üstünde öpmüyor muydun?"
"Doğru. Öpüyordum. Ama kanepe asla salondan çıkıp da bir ağaca toslamazdı."


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA