• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Yıl 1957... Çankaya sofrasında ne vardı? ERKİN USMAN

Yıl 1957... Çankaya sofrasında ne vardı?

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 26.01.2014, 00:00
Kimi çevrelerin debdebe ve şatafat iddialarıyla küçültmeye çalıştıkları Demokrat Parti dönemi, aslında tarihe geçecek bir sadelik ve rıza kültürüne sahipti.
Yıl 1957. Çankaya Köşkü'nde Celal Bayar oturuyor. Kurtuluş Savaşı'nın Galip Hoca'sı. Köşkün hizmetli kadrosu topu topu dört kişiden ibaret. Aşçıbaşı Recep Usta, bir zamanlar Atatürk'e de berberlik etmiş olan İsmail Efendi, hizmetlilerin başında yer alan ve bir anlamda yaver olarak da anılan Emin Efendi ve şoför Niyazi Bey.
* * *
Soyadları adeta unutulmuş. Köşk'te herkes birbirine 'Bey' ya da 'Efendi' diye hitap ediyor.
Emin Efendi, her sabah Celal Bayar'la kısa bir görüşme yapıyor ve Reisicumhur'un o gün eğer özel misafirleri yoksa, hangi yemeği tercih edeceklerini öğreniyor. Verilen cevapta öyle uzun bir mönü yok. Genelde sebze çorbası, lahana dolması. Çok nadir çorba, yine çok nadir meyve. Salata ise neredeyse ayda bir.
***
Bu sadelik Köşk'ün her yerini sarmış durumda. Celal Bayar'ın topu topu beş takım elbisesi var ve onlar ayda bir temizlenip ütüleniyor.
Celal Bayar, hepsi evli oldUğu için bu hizmetli kadrosunu sürekli yanında bulundurma zorunluluğu da getirmiyor. Onların daha sık aileleriyle birlikte olmalarından yana.
* * *
Emin Bey,1957 yılında ünlü yazar Nimet Arzık'a verdiği röportajında Celal Bayar'ın bir gününü şöyle anlatıyor:
"Sayın Reisicumhur, çok geç yatmamışsa, saat sekizde kalkar. Ben, hemen kendisine bültenleri, gazeteleri sunarım. O da tetkik eder. Seyahate çıkmadığı vakit, kahvaltı etmez. Ancak bir meyve yer. Sonra ben, elimdeki listeyi tetkik ederim ve o günün merasimine, meşguliyetine, iklimine göre elbiseden tut, eldivene kadar tayin ederim.
İki gün arka arkaya aynı elbiseyi götürmem. Şayet benim intihap ettiğimi beğenmezse, 'bunu götür, şunu getir' der ve ben getiririm. Sonra traş olur. Bu iş bittikten sonra kütüphaneye geçer ve vazifelileri çağırır. Recep usta hemen yemeği hazırlamaya koyulur En çok ızgara yeriz. Sebzelerden de enginar. Beyefendi, yemekler arasında tefrik yapmaz, fakat biz onun sıhhatini gözeterek ona göre hazırlık yaparız. Öğle yemeği bir, birbuçukta yenir. Bütün aile beraberdir. Hanımefendi, kızları, torunları, damatları. Eğer vakti olursa, yemekten sonra, beyefendi, bir saat kadar istirahat eder. Çok defa bize ne zaman kalkmak istediğini söyleyip öyle yatar. Biz, bazen onun tembih ettiği saatte uyandırmayız. O zaman kızar. Bir şey söylemez ama biz, kızdığını anlarız. Akşam yemeğinden sonra yine kütüphaneye çekilir, en aşağı onikiye kadar çalışır, bazen ikiye, üçe kadar kaldığı olur. Bizim burada lojmanlarımız vardır. Öğleden sonra evimizde otururuz, mühim bir iş çıkarsa bize telefon edilir. Şunu bilin ki bize dünyada ne teklif edilirse edilsin, buradan ayrılmak istemeyiz."

kentten

Eğitime güç verenler boş durmuyor

Karşıyaka Eğitime Güç Verenler Derneği üyeleri, bir avuç gönül dostuyla başardığı girişimlere bir yenisini daha ekledi. Agora semtinde bulunan Kemal Atatürk Ortaokulu'na bir projeksiyon makinesini başkan Berrin Cummings, başkan yardımcısı Nihal Yalçın, yazman Müzeyyen Coşkun, üyeler Neşe Enişte, Tülin Algül, Ayla Altin ve derneğin babaannesi Saliha Teyze ile birlikte Okul Müdürü Osman Kaya'ya teslim etti. Dernek Başkanı Berrin Cummings, "Azar azar da olsa eğitime katkıda bulunmaya devam edeceğiz" diyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI