Bu defa analar değil, babalar isyanda.
"Bizler mağduruz" diyen babalar, "Bu hukuk düzeni aile içi huzuru tesis etmekte yetersizdir" dediler ve ülke çapında örgütlendiler.
Ortaya çıkan kurumun adı: Türkiye Mağdur Edilmiş Babalar Derneği...
Türkiye genelinde üye sayısı bir milyona yakın.
İzmir'de 40-50 bin üyesi var.
Genel Başkan Muhammet Özen de İzmirli bir mağdur baba.
Derneğin genel merkez adresi de şöyle: Cemal Gürsel Caddesi No:14/1 Karşıyaka.
* * *
Muhammet Özen diyor ki:
"Kanun koyucunun ve kanunları uygulayan başta Aile Mahkemesi hakimlerinin durup nerede hata yapmakta olduklarını düşünmeleri gerekmektedir.
Polisiye tedbirlerle, güçlüden aldım-zayıfa verdim tarzı bir pozitif ayırımcılıkla aile içi sorunların üzerine adeta benzin dökülmektedir."
* * *
Muhammet Özen'in hedefinde "Filipinler'den ithal edilen Aile İçi Şiddeti Önleme Yasası" var.
Mağdur Babalar Derneği Başkanı'nı dinlemeye devam:
"Sözde bazı feminist sivil toplum kuruluşlarının kadın hakları adı altında yasamaya attığı en büyük golün yeni Medeni Kanun ve Filipinler'den iktibas edilen 6284 sayılı sözde Aile İçi Şiddeti Önleme Yasası olduğu zaman geçtikçe bu gibi örneklerle daha net anlaşılmaktadır."
* * *
Özen'e göre, Türk toplumu dünyanın en hızlı yaşlanan nüfusu ve en verimsiz iş gücü haline getirilmiştir. Başbakan çaresizce 3-4 çocuk istemektedir ama "aile" kurumu artık neredeyse "kanunen" lağvedilmiş, yerine birbirine potansiyel düşman iki bireyden oluşan fevkalade kırılgan sözde "modern" bir birliktelik öngörülmüştür.
Muhammet Özen noktayı şöyle koyuyor:
"Babalara yönelik cinayetleri toplumun bu yeni modele tepkisi olarak yorumlamak aklıselimin de bir gereğidir."
Zenginlik
Merdivenleri yardımsız çıkabilmektir.
Pencereden bakıp, yoldan geçenleri görebilmektir.
Her akşam kendi kapını kapatabilmektir.
Küçük ve büyük tuvaletini rahat bir şekilde yapabilmektir.
Saçının okşanmasıdır.
Ağlayabilmek, gülebilmektir.
Özleyebilmektir, özleyecek birisinin olmasıdır.
Güneşin sıcaklığını hissedebilmektir.
Yağmurda ıslanabilmektir.
***
Evde bir ses olmasıdır.
Sevinebilmektir.
Yürüyebilmektir.
Derin bir nefes alabilmektir.
Aranabilmektir.
Telefonunun çalmasıdır.
Kolundaki saatin geleceği göstermesidir.
Bir sonraki hafta için plan yapabilmektir.
***
Güzel günleri bekleyebilmektir.
Bazen bir tabak makarnadır.
Yerken bunun tadına varabilmektir.
Bazen iki tane domates ve bir taze ekmektir.
Kendine inanabilmektir.
Özgüvendir.
Espri yapabilecek ruh haline sahip olabilmektir.
***
Zenginlik varlığından mutluluk duyabildiğin her şeydir...
Fakirlikse...
Bir kez tanıyıp, sonra yokluğunu öğrenmektir...
Mehmet Özdoğru
kentten
İlginç bir sosyal proje
Kızılay ile işbirliği yaparak başlattığı sosyal sorumluluk projesi kapsamında Çelik AVM, Kızılay'ı güçlendirmeye çalışırken öte yandan da yardıma muhtaç ihtiyaç sahiplerine el uzatarak bir sosyal sorumluluğu hayata geçiriyor. İstekleri şu: "Kullanmadığınız giysi, ayakkabı ve çantalarınızı mağazalarımız önünde yer alan Kızılay giyim yardımı kumbaralarına bırakınız, bizden yüzde 30 indirim kartı alarak yeni ürünlerimizden alınız..."
Tabii ki "talep ederseniz" demeyi de unutmuyorlar.
küpe
Korku ne kadar büyük olursa, tehlike o kadar yakınlaşır.
Oscar Wilde
laflama
* Yok şurada sular durulmuyor, yok burada sular durulmuyor haberlerini okuyunca sorasım geliyor. Hani kuraklık vardı? Nereden geliyor bu sular Allah aşkına yahu?
* Ben düz insanları takdir ederim yalnızca. Ana-avrat düz gidenleri değil!
* Eminim günümüzde kızların hemen hepsi beyaz atlı prens yerine, motosikletli bir genci yeğleyecektir. Bu arada o prensin beyaz atına bakmak, altını temizlemek ömür törpüsüdür yani ona göre!
* Ekmek bulamazlarsa, pastırma yesinler diyen bir devlet adamımız olsa ne denli güzel olurdu be!
* Alfabe yine 28 kişi. "O" askerden döndü dönmesine ama "U" yine dönüş yaptı. U dönüşü yani!
* Alem buysa kral sensin evet ama. Kraliçenin gönlü başkasında gibi sanki!
İbrahim Ormancı'dan