Yerel seçimlerde takvim işliyor. 30 Mart akşamı her şey belli olacak. Her zaman olduğu gibi herkes mi kazanacak? Yoksa... Türkiye bazı yeni gerçekleri mi kabul edecek? Hepsini göreceğiz.
Türkiye'de olduğu gibi İzmir'de de seçim çalışmaları hareketli. Herkesin dilinde, 'Biz kazanacağız' sözü var. Oysa tek gerçek, 'halkın kararı'. Ona da kimse ipotek koyamıyor! İyi ki...
Yalnız bu seçimlerde ilginç gelişmelerde yaşanıyor. Örneğin, bazı büyük partilerin adayları 'aday oldukları yerlerde oy kullanamayacak'. Nedeni basit. Orada oturmuyorlar? Tabii bir ilçeden aday olup da orada oturmamak ciddi bir soru işareti. Bu, halkın da kafasını karıştırıyor. Hep ithal adaylara tepki koyan İzmir, bu kez de sancılı. Öyle çok 'ilçe dışı' aday var ki.
* * *
Bunlardan biri de CHP Konak Adayı Sema Pekdaş. Balçova'da oturan Sema Hanım, kendine oy kullanamayacak! Garip bir çelişki. Aynı süreci geçen seçimde Kemal Kılıçdaroğlu da yaşamıştı. Ama... Unutulduğu için...
Atatürk rozeti ve Türk bayrağı tartışmaları nedeniyle yoğun tepkilerin de içinde olan Sema Hanım'ın 'oy kullanamayacak bombası' da siyasi kulislerde sıkça konuşuluyor.
Başkaları da yok mu?
Eee, onları da yazacağız. Yavaş yavaş... Belki partiler bundan sonra halka daha saygılı davranır. Hani 'ceket assak alırız' mantığına halk bu kez çok tepkili de...
seçime doğru
Büyükşehir Başkanı Bornova'dan çıkacak
İBB Başkanı Aziz Kocaoğlu ile Ulaştırma eski Bakanı Binali Yıldırım arasındaki başkanlık mücadelesi sürüyor.
Binali Bey, her gün birkaç yerde. Aziz Bey ise seçim büro açılışlarına ağırlık verdi.
Projeler de açıklanıyor. Halkın kafası karışık. Geçen 10 yıllık tecrübesi ile Aziz Kocaoğlu mu? Özellikle projeci ve uzlaşmacı kimliği ile Binali Yıldırım mı?
Anketler de farklı farklı. Kiminde CHP çok önde, kiminde fark 4-5 puan. Mart sonu dananın kuyruğu kopacak!
Ama... Kesin olan bir şey var, bu seçimde Büyükşehir Başkanı yine Bornova'dan çıkacak. Aziz Kocaoğlu da, Binali Yıldırım da Bornova'da oturuyor.
Daha önce 2 başkan Konak'tan çıkmıştı, rahmetli Ahmet Piriştina ve Burhan Özfatura. Yüksel Çakmur ise Karşıyakalıydı.
kentten
Tartan güven veriyor
İzmir'in kalbi Konak'ta ciddi bir mücadele var. 4 parti de yarışın içinde. DSP, özellikle sevilen ve çalışkan Başkan Hakan Tartan'la bir adım daha önde. AK Parti, CHP ve MHP adayları da çalışıyor.
Anketlerde yüzde 65 oranında destek gözlenen Hakan Tartan'ın CHP'deki gelişmeler sonrasında DSP'den aday olduğunu bilmeyenler de var. İlknur Denizli de, Adil Özyiğit de kamuoyunda sevilen isimler. CHP Adayı Sema Pekdaş'a ise hem Atatürk ve Türk bayrağı tartışmaları hem de Konak'ta oturmaması nedeniyle eleştiriler var.
Özellikle 'ekonomik yerel yönetim modeli' ile başarılı bir başkanlık süreci tamamlayan Tartan'ın avantajı, kamuoyunda bilinir ve tanınır olması. Üstelik uzlaşmacı yapısı ve güleryüzü de halkın en önemli destek nedenlerinden. Şu ana dek tek proje açıklayan da o. Zaten projelerini de notere tasdik ettirmiş. 'Çalınmasın' diye. Haydi hayırlısı!
hayattan
Metin Solak ortada yok
Çiğli Belediyesi çok uzun süredir çalışanların hak ettiği tazminatları ödemiyor. Çok sayıda mahkeme kararı ve icra dosyası olduğu halde ödemelerin bir türlü yapılmadığı ve eski çalışanların ısrarla mağdur edildiği dile getiriliyor. Yine iddialara göre alacaklarla ilgili Çiğli Belediyesi'nde muhatap bulmak mümkün değil. Metin Solak ise sırra kadem bastı. Bize telefonla ulaşan mağdurlar, Metin Solak'ın yeni gelecek başkana hatırı sayılır bir borç bırakmanın peşinde olduğunu ileri sürdü. Dileriz Metin Bey hukuki olarak yapmak zorunda olduğu ödemeleri bir an önce mağduriyetler büyümeden yapar. Kul hakkı başka bir şeye benzemez çünkü...
küpe
Seven kadın, sevdiği erkeğin kusurlarını, hatta cinayetlerini bile tanrılaştırır.
Dostoyevski
günün fıkrası
Borçlu hasta
Borçları boyunu aşan adam, hastalanarak yatağa düşmüştü. Durumu kötüleşince, "Ya Rabbi, borçlarımı ödemedikçe benim canımı alma" diye yalvarmaya başladı.
Yanında bulunan şakacı bir doktor atıldı.
"Hay kurnaz, nasıl da çıkarını düşünüyorsun. Borçlarını ödemek için sana bin yıl ömür dahi yetmez..."
geçmişten
Mazi üzerine
Ünlü bir şair, pek de iyi olmayan geçmişini hatırlatanlara şöyle cevap vermiş:
"Evet, o mazi benimdi. Ben o maziyi dürdüm, büktüm ve çöp tenekesine attım. Çöp tenekesini karıştıranlarsa kediler ve köpeklerdir."