Şahsen ben bıktım yazla birlikte gazetelerde yer alan ünlü kadınların mayolu bikinili fotoğraflarının sergilenmesine. Fotoğraflar kadar yazılar da beni acayip rahatsız ediyor.
Bir gazetenin ekinden aynı gün içinde yayınlanmış seçtiğim haberlere bir bakalım hep beraber, siyah yazılı olanlara dikkatinizi çekerim:
Demet Şener'in Bodrum tatili devam ediyor. Haberin başlığı bu. Yazısı da şu: Önceki gün Türkbükü'ndeki bir otelin iskelesinden denize giren Şener, günün büyük bölümünü çocuklarına ayırdı. İki çocuk annesi Şener'in düzgün fiziği dikkat çekti.
Aile tatilde. 2003 yılında olaylı bir biçimde ayrılan Rafet El Roman ve Tuğba Altıntop ile ilgili bir haber bu da. Kızlarının velayeti yüzünden birbirine giren iki ünlünün, artık aralarındaki buzların eridiği, birlikte tatil yaptıkları anlatılıyor. Ve geliyoruz haberin son cümlesine; Bu arada Altıntop'un boyunca iki kız annesi olmasına rağmen kilo ve selülit sorunu yaşamadığı gözden kaçmadı.
GÜNDEM SELÜLİT
Hala formda. Bu kez 70'li yıllarda mankenlik yapan Figen Erman'dan bahsediliyor. Reklamcı Ünver Oral ile evlenerek sosyeteye girmiş, epeydir sesi solu çıkmıyormuş, geçtiğimiz günlerde Çeşme'de görülmüş, yıllar sonra yeniden mayoluymuş, falan filan. Derken sadede geliyoruz; Erman ilerleyen yaşına rağmen halen formda. Ve selülit haberleriyle gündeme gelen sanatçılara gönderme yapar gibi plajlarda birbirinden seksi mayolarla boy gösteriyor.
Plajların hanım ağası. Oyuncu Yeşim Ceren Bozoğlu'nun bikinili bir resminin yanında yer alan haberde erkek arkadaşıyla Bodrum'da tatilde olduğu yazıldıktan sora haber şu cümlelerle bitiyor; Gündemdeki selülit polemiğine ve fazla kilolarına rağmen mayo yerine bikiniyi tercih eden Bozoğlu'yu gören tatilciler ünlü oyuncuya, "Plajların hanımağası" yakıştırmasını yaptı.
Bitmedi. Bu kez yabancı bir model Alessandra Ambrasio'dan söz ediliyor. Geçtiğimiz aylarda ikinci çocuğunu dünyaya getiren modelin ailesiyle birlikte tatilde olduğu ve plaj voleybolu oynarken görüntülendiğinden bahsediliyor. Son cümleyi tahmin ettiniz herhalde; Ambrosio düzgün fiziğiyle dikkat çekti.
Ertesi günkü gazetede de aynı minval devam ediyor. Üstte adı Acun Ilıcalı'yla anılan Şeyma Subaşı'yla ilgili haber. Kız arkadaşlarıyla tatil yapan genç kadının düzgün fiziğinin dikkat çektiği ve seksi bikinisiyle tatilcilerin göz hapsinde kaldığı yazılı. Alttaki haberde de kızı ve kardeşleriyle tatile çıkan Hülya Avşar'ın kilosuna rağmen Gülben Ergen ve Deniz Seki gibi selülit sorunu yaşamadığını öğreniyoruz.
YAŞA VE ÇOCUĞA RAĞMEN
Gördüğünüz gibi kadınlar sadece fizikleriyle varlar. Mayolu, bikinili yakalanmasalar haber olmayacaklar. Genç ve güzelseler "dikkat çektikleri için" birinci sayfada yer alıyorlar. Manşette ve gözümüzü gözümüze sokuluyorlar. Çocuklularsa ve yaşları ilerlemişse, çocuklara ve yaşlarına RAĞMEN fiziklerini korudukları veya korumadıkları belirtiliyor. Göbekleri, selülitleri, kiloları, yaşları sürekli gündemde tutuluyor. Ona göre değerlendiriliyor kadınlar. Hep genç ve diri kalmaları gerektiği hatırlatılıyor.
Biliyorlar insanların -sadece kadınların değil- yaş takıntıları olduğunu, her zaman genç ve güzel olmak istediklerini, kadınları bunu üzerinden vurmaya çalışıyorlar. Erkeklerin de takıntıları olmasına rağmen "ilerleyen yaşına rağmen saçları hala gür", "genç olmasına rağmen kel kalmış", "yakışıklı olmasına rağmen ayak tırnakları uzamış", genç olmasına rağmen göbeği kendisinden önce giden" diye yorumlar yapılmıyor. Yapılsın mı? Tabii ki yapılmasın. İnsanların fizikleriyle ilgili yorumlar hiç yapılmasın. Ne erkeklerin ne de kadınların. Ama erkekleri es geçip kadınların haberlerini yapmamız kadına bakış açımızı ve beklentimizi ortaya koyuyor. Özellikle medyanın.
Ve tabii en önemlisi, bu haberleri okuyan çocukların ve gençlerin kafasında oluşacak kadın imajı. O yüzden gazetecinin sorumlulukları var ve unutulmamalı ya!