Bu damarı CHP ve MHP'nin çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu da erken fark etmiş.
Önceki akşam TV'de Atatürk'ün adını ağzından hiç düşürmedi.
O Atatürk dedikçe cümle kurma kapasiteleri 140 karakterle sınırlı twitter gülleri coştu.
İşte gördünüz mü adam tam bir Atatürkçü...
Ekmel Abi'ye gönül rahatlığıyla oy veririm.
Ama twitter ahalisinin koşulsuz, şartsız desteği İhsanoğlu'nun anlamlı bir oy almasına yetmez.
CHP ve MHP içinde kendisine mesafeli duran hatırı sayılır bir kitle var.
Bu kitlenin ortak özelliği Atatürk konusundaki hassasiyetleri...
Danışmanlarının vakit geçirmeden Ekmel Abi'ye Atatürk üzerinden CHP ve MHP tabanıyla buzları eritecek bir strateji belirlemesi gerekiyor.
Aslında kendilerine çok da kasmalarına gerek yok.
Yaratıcı bir sembol, amblem ya da bayrakla bu işi kotarabilirler.
Fikir vermesi açısından bir öneride bulunuyorum...
Yanda gördüğünüz resim, Mustafa Kemal'in 1930'ların başında hazırlattığı 'Bozkurtlu CHP amblemi'ni gösteriyor. Atatürk sanki bugünleri görmüş de hazırlatmış bu amblemi.
CHP'nin 6 okunu, MHP'nin Bozkurt'unu, muhafazakarlara sıcak gelecek ay yıldızı ve hilali bir araya toplatmış.
Ekmel Abi, alsın gönül rahatlığıyla kullansın bu amblemi...
Adamcağız, zaten ne yapacağını şaşırmış vaziyette.
Gündüz zafer işareti yapıyor, akşam "En iyi dostlarım AK Parti'de" diyor.
Hiç olmazsa bu yaz sıcağında CHP'ye ayrı MHP'ye ayrı mesaj verme derdinden kurtulur.
Vah Yarkadaş, Vah Gazetecilik...
CHP'nin parti sözcüsünün Haluk Koç olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz...
Gayri resmi-fiili sözcü Barış Yarkadaş...
Hani CHP'nin sitesi olarak da bilinen Gerçek Gündem'in sahibi.
Onun söylediklerini, yazdıklarını doğru ve güvenilir kabul eden çok CHP'li tanıyorum.
Bu arkadaş şimdilerde sabah-akşam CHP tabanına Ekmeleddin İhsanoğlu'nun ne kadar doğru ve iyi bir Cumhurbaşkanı adayı olduğunu anlatıyor.
Hemen her akşam bir TV kanalında 'Gazeteci' sıfatıyla ahkam kesiyor.
Değerli görüşlerini en çok da Melih Gökçek'in oğlu Osman Gökçek'in Beyaz TV'sinde dile getiriyor.
Son yazısında bakın Ekmeleddin İhsanoğlu ile ilgili neler döktürmüş.
"İhsanoğlu her fırsatta Atatürk'e minnetini, İnönü'ye duyduğu şükranı, Hacı Bektaş-ı Veli'ye duyduğu saygıyı tüm samimiyetiyle paylaşıyor..."
Barış'ın bu cümlelerini okuyup da duygulanmamak gerçekten çok zor!
Peki aynı arkadaş, CHP'nin çatı aday olarak İhsanoğlu'nu açıkladığı gün ne yazmış dersiniz?
İhsanoğlu'nun adaylığı beni hiç heyecanlandırmamıştır...
CHP tabanı, kendisiyle hiçbir empati kuramadığı bir ismin karşılarına "Çankaya adayı" olarak çıkarılmasına tepkili.
Türkiye, CHP ve MHP'nin bu tavrıyla, muhafazakarlaşmaya ve dinin siyasetin tam da göbeğine oturtulmasına teslim oluyor.
Bu kadar keskin bir dönüşün mutlaka ama mutlaka mantıklı bir gerekçesi olmalı değil mi?
Bitmedi...
Yarkadaş, 2007 yılında kaleme aldığı bir yazıda da Ekmeleddin İhsanoğlu'nu, Fethullah Gülen'e mesaj götürmekle suçlamıştı.
Şimdi bu değerli ve duayen gazeteciye iki sorum var...
Arkadaş, yazdıklarından hangisine inanalım?
17 Haziran günü seni hiç heyecanlandırmayan Ekmeleddin İhsanoğlu'yla ilgili görüşlerin 15 gün içinde nasıl ve neden değişti?
Ha, bu arada yerel seçim öncesi İzmir'e sık sık uğraman, geldiğin gün köşenden övgüler dizdiğin bir belediye başkanına, İstanbul'a döndükten sonra aba altından sopa göstermen de hala aklımda...
Sahi Yarkadaş, sen tam olarak ne işle meşgulsün?