Türkiye siyasi, ekonomik ve sosyal açılardan önemli sorunlarla karşı karşıyadır. Bu sorunların bir kısmı dünyadaki konjonktürlerden kaynaklanmakta, bir kısmı da geçmişten beri süregelen kronikleşmiş sıkıntılardan oluşmaktadır.
Terör olaylarındaki tırmanış Türk toplumunu derinden yaralamakta, son günlerde halkımızı en çok üzen gelişmelerin arasında yer almaktadır. Bu topraklar için, ülkenin birliği ve bütünlüğü için canını feda eden vatan evlatlarına borcumuz ödenemez.
Bunun yanında ekonomimizin dışa bağımlılığının geldiği düzey de endişe verici boyutlara ulaşmıştır. Daha önce de pek çok yazımızda dile getirdiğimiz gibi, cari açık ekonomik boyutta ön plana çıkan en büyük sorunumuzdur.
Cari açık sorununun arka planında, dış girdi ve kaynak bağımlılığı yatmaktadır. Yeni yatırım teşvik sistemiyle bu sorunun çözümü için ciddi adımlar atılmıştır. Ancak, sonuç alınabilmesi için zamana ve stratejinin sürekli yenilenmesine ihtiyaç vardır.
İŞSİZLİK HALA YÜKSEK
Türkiye'nin bir diğer büyük sorunu da işsizliktir. Sosyal ve ekonomik yaşamda önemli sıkıntılar doğuran yüksek işsizlik, son dönemde düşse bile Türkiye'nin başını ağrıtmaya devam etmektedir.
2008-2009 yıllarında yaşanan küresel ekonomik krizin etkileriyle birlikte rekor kıran işsizlik oranları, bugün daha makul düzeylere gerilemiş olmakla birlikte hala yüksek seviyelerdedir.
Bu sorunun çözümü için;
- Ekonominin büyüme hızını yüksek tutma,
- Eğitim reformu ve bu reformun çerçevesinde de mesleki eğitime daha fazla önem verilmesi gibi yeni önlemler düşünülmelidir.
Diğer taraftan Kuzey Afrika ile Ortadoğu bölgesinde yaşanan ve Arap Baharı olarak adlandırılan gelişmelerin yansımaları da sınırımıza kadar gelmiş bulunmaktadır. Dolayısıyla bulunduğumuz coğrafyada bu sürecin tamamlanmasına kadar geçecek süreçte istikrarsız bir ortam ile yaşamaya hazır olmamız gerekmektedir.
Kuşkusuz dünya genelinde sorunu olmayan bir ülke bulmak mümkün değildir.
Teknolojik, ekonomik ve sosyal dinamikler değişimi, değişim ise ilave sorunları beraberinde getirmektedir. Böylesi bir ortamda değişimin iyi yönetilmesi gerekmektedir.
YAPILANMA İHTİYACI
Bu şartlar altında bulunan Türkiye'nin ekonomik ve sosyal açıdan yeniden yapılanmaya ihtiyacı bulunmaktadır. Bu ihtiyaç sadece ülkemiz için değil, dünya genelindeki pek çok ülke için de geçerlidir. Zira değişim de, değişime uyum da, gelişen dünya koşulları içinde toplumların sürekli gündeminde yer alacaktır.
Bu açıdan Türkiye için etkin bir değişim vizyonu düşünülmelidir. Bu vizyon ekonomik, siyasi ve sosyal sorunları çözmeye odaklanmalı, evrensel ilkelerden beslenmelidir.
Bu çerçevede kaynaklarımızı akılcı kullanmak, tarihten bugüne değin Türk toplumlarının değişmez mozaiği olan esnaf sanatkarlara hak ettikleri önemi vermek, üretimi ve yatırımları desteklemek, uzlaşmacı davranış yapısını tüm bireylere ve kurumlara aşılamak gerekmektedir.
Somutlaştırmak gerekirse;
- Reel ekonomi temeline dayanan yeni bir ekonomik büyüme modeline,
- Ortak akıl ile uzlaşma zemininde buluşabilecek bir kamuoyu yapısına,
- Yarının ihtiyaçlarına göre planlanacak bir eğitim sistemine (bu noktada mesleki eğitimin ön plana çıkarılmasına) ihtiyaç bulunmaktadır.
Mevcut sorunların çözümü ve çok boyutlu yeniden yapılanma için tüm partiler siyaset üstü yaklaşımla çalışmalıdırlar. Bu noktada esnaf kuruluşları başta olmak üzere toplumu oluşturan kesimlerin temsilcilerinin görüşleri mutlaka dikkate alınmalı, çalışmaların planlanması ve icrası aşamasına dahil edilmelidirler.