
BESİM KAZADO
Yazın ortasındaki (en azından Bodrum için) bu hafta sonunda yine bu sayfamızda, yine güzelliklerle buluştuğumuz için bin şükürler olsun Tanrı'ya. Her aldığımız nefes, her temiz hava, ağzımızdan çıkan ve duyduğumuz her güzel söz, bize değen her su zerresi, aldığımız her iyi haber, duyabildiğimiz ve söyleyebildiğimiz her şarkı, tutabildiğimiz her oruç için şükürler olsun diyorum. Birden bire nereden hisleniverdin, nereden geldi bunlar aklına? Diye düşünebilir, bu iyice yaşlandı diyebilirsiniz de. Dün doğum günümdü. Ayaklarımın üzerinde durabiliyorum, bir iki hissettiğimi ifade edebiliyorum, iyi bir yemeği yemenin hazzını hala alabiliyorum. Dostlarımı sevme hissini tadabiliyorum, güzel bir yazıyı okuyup iyi bir filmi seyredebiliyorum ya ne mutlu bana diye düşünmek artık su içmek, nefes almak gibi benliğime yerleşmiş. İnanın bilgi sayar, telefonlarla ilgili tüm yazışmaları kapattım. Bırakın yazışmayı mühim olmadıkça kullanmıyorum bile. İnsanları kötümser yapıyor bu aletler, dolayısı ile haberleşmeler kanısındayım. En basiti, eskiden aman şunun yaş günü bunun evlilik yıldönümü aramam lazım veya tersi beni doğum günümde. Mezuniyetimde aramadı falan... Boşveriyorum veya verelim diyorum. Bu kişilere verilen değerlerdir diyeceksiniz. Onlardan önce o kadar ciddi değerler yerine getirilemiyor ki...
Gelelim minik haberlere, işte bunlar açıyor gönlümü minik ve pozitif haberler, hele bu kişiler canın kadar sevdiklerinse. İkisi de geçtiğimiz hafta birileri ile anıldı, ikisi de benim canım ciğerim, ikisi ile aynı yerde bir gün farkla, aynı dost ile beraber maden suyu içtik. İkisi ile aynı şarkıda coştuk... Biri Ajda, biri Selma... Yer Shipaho... Eski dostluklar, sağlam arkadaşlıklar yıllar geçse de kaldığı yerden devam edebilenidir. İşte benim bir misalim. Nesra Tan. Çok güzel bir mankendi. Çok yakışıklı bir sinema sanatçısı ile evlilik yaptı. Mükemmel bir oğlu var. Yakında onu da tanıyacaksınız. Yıllar geçti o hala aynı Nesra, aynı güzellik ve sadeliğinde. Arada bir dost toplantılarına gitmek iyi oluyor. Görmek istediklerini görüp hem hasret gideriyor hem de arkası yarın görüşebiliyorsunuz. İşte benim hem bir ara ortağım hem kardeşim kadar yakınım hem de en sevdiklerimden Hakanımla (Elyaban) öyle oldu. Melek Boz'un yaşgünündeki merhabamız ertesi akşamüstü Grand Yazıcı'da bitemedi...
Hepinize iyi haftasonları, aman dakikalarımızın değerini bilelim...
