Celine'in yeniden doğuşu üç yıl öncesine dayanıyor. Yani son dönemlerin en güçlü tasarımcısı Phiebe Philo'nun Celine'e "evet" dediği güne...
Onun marka yöneticileri ile bir el sıkışması, neredeyse tüm moda sektörünü etkilemiş durumunda. Özellikle de hızlı moda üreticileri için 'Philo' bulunmaz bir kaynak. Moda haftalarını takip eden hazır giyim üreticileri Celine'in abartıdan uzak, sade kesimli çizgilerini takip etmeye başladılar çünkü...
1945'TE KURULMUŞTU
Aslında Celine oldukça eski bir marka. Kuruluşu 1945'e dayanan ve Celine Vipiana tarafından kurulmış bir lüks giyim evi. Tek başına ayakta duramayan birçok marka gibi o da LVMH'a teslim oluyor.
Celine markasının dünyada popüler olması ise Amerikalı tasarımcı Micheal Kors ile başlıyor. Kors, baş tasarımcı olarak markada harika işler çıkarttı, özellikle de aksesuvarı kadınların göz bebeği haline getirdi.
Daha sonra Kors'un 2004 yılında ayrılıp kendi ayakları üzerinde uçması üzerine Celine İtalyan tasarımcı Roberto Menchietti ile anlaştı. Fakat Kors'un başarısını yakalayamayan Menchietti, Celine için büyük bir hayal kırıklığı oldu.
Eski parlak günlerine dönmek isteyen firma yöneticileri ise, çok doğru bir karar vererek, firmanın başına gelmesi için çocuklarına bakmak istemesi nedeniyle modadan kopan Phoebe Philo'yu tercih etti ama tasarımcının 'Paris'e gelmem Londra'da yaşarım' şartına tamam dedikten sonra...
GERÇEK KADIN
Phoebe Philo yenilik peşinde koşmaktan çok stile önem veren bir tasarımcı. "Celine'de yapacaklarım moda ve trendden uzak olacak, daha çok parçalara ve stile yoğunlaşacağım" demişti zaten işe başlarken.
Ve de öyle yaptı.
Giyimin kolay olmasını istiyor çünkü.
"Sabah giyilen ipek bir bluz, bol bir pantolon ile akşam davete de gidilebilmeli" diyor.
Aslında modayı takip etmekten hoşlanmıyor ve zaten bunu da yapmıyor. O kendi kafasına göre takılıyor. Sonuçta da bütün moda editörlerinin, gerek moda çekimlerinde gerekse de kendi tercihlerinde kullandığı parçalara imza atıyor.
'Celine'de giyinmenin abartılı olmadan da pekala mümkün olabileceğini gösteriyor.
Sade ama içinde bir yerlerde mutlaka kadın yönü olan ve asla moda akımlarına kapılmayan bir kadın yaratıyor, Philo.
Onda 'rocker' görüntüsü yok.
Ya da Galliano gibi sıra dışı çizgilerin hakimiyetinde de değil.
Futuristik çizgiler desen o da yok!
Aksine daha gerçekçi, daha yalın ve giyilebilir parçalar var.
Giyinirken uçmak istemeyen, gerçek kadın onunkiler.
İşin ilginci sokak modası da Philo kadınının etkisi altında. Sadece moda haftalarına katılan editörler ve satın almacılar değil Philo sevenler.
Paris sokakları tümden minimal kadınlarla dolu. Kimi gerçek Celine giyiyor kimi de benzerlerini. Sokaklardan beslenen hazır giyim endüstrisi de koleksiyonlarını mutlaka Celine'den benzer parçalarla dolduruyor.
Örnek mi? Zara'nın yaz koleksiyonuna bakmanız yeterli.
YAZ STİLİ
Genelde bir değil birkaç kadını düşünerek tasarım yapan Philo ve ekibi, kadınların neler isteyebileceklerini çok iyi tahlil eden bir yapıya sahipler. Kadınların uzun yıllar giyebilmeleri için özel kalıplar geliştiriyorlar. Bunu yaparken başka giysilerle rahatça giyilebilmesine de dikkat ediyorlar.
Zaten Philo'ya göre moda rahat olmalı. Tıpkı Celine Yaz Koleksiyonu'ndaki tasarımlar gibi.
Aslında 2011 yazında Celine rahatlığın yanı sıra güzel de...
Zarifliği söylemiyorum çünkü o zaten Celine'in içinde var.
Kalem eteklere hapsolmuş bir vücudu, deri sıfır yaka dar üstler ile erkeksi bir görünüme kavuşturuyor.
Beyaz bol pantolon yakasız ve kolsuz uzun ceketlerle kimlik buluyor. Jean bol kesimli pantolon, gene kare kesimli denim kumaştan bluzlarla tamamlanıyor.
Fas'ın egzotik kimliğinden esinlenerek ürettiği etnik desenleri, geometri ile beraber kullandığı ipek gömlek ve pantolonları ise tek kelime ile muhteşem.
SADE AMA ÇARPICI
Krem dar etekler beyaz kare kesimli uzun kollu gömlekler, kolsuz gelen uzun ceketler, kalem deri etekler, köşeli tunikler, siyah beyaz kapüşonlu elbiseler, erkeksi kesimli pantolonlar sade ama çarpıcı bir koleksiyon olduğunu gösteriyor bize.
Özellikle bordo deri kalem etek ve üzerine giyilen masmavi gömlek ise dikkatleri renkleriyle üzerinde topluyor.
Donanma üniformalarından esinlendiği yakasız gömlekler ise rahatlığa gönderme yapıyor.
Diyeceğim şu ki, anlattığım tüm bu parçalar sayesinde 2011 Celine kadını sokakta rahatça tanınabilir bir çizgide...
