İzmir'in Kemeraltı Çarşısı'ndaki tarihi Abacıoğlu Hanı'nda Balkan ve Ege'nin yemek kültürünü bir arada sunan Ayşa Boşnak Börekçisi'nin sahibi ve aynı zamanda bir Boşnak göçmeni olan Ayşe Karadan, Srebrenitsa katliamı sonrasında toplu mezarların ortaya çıkartılmasında büyük rol oynayan mavi kelebekler için işletmesinde bir köşe yaptı. Karadan, hem yakın tarihte Avrupa'nın göbeğindeki en büyük soykırıma dikkat çekmek, hem de Srebrenitsa'da katledilen 8 bin 372 Boşnak sivilin anısını yaşatmak için böyle bir köşe hazırladığını anlattı.
İNSANLIK TRAJEDİSİ
Karadağ Sancak'tan 1958 yılında göç etmiş bir ailenin kızı olan ve 10 yıl özel sektörde profesyonel yöneticilik yaptıktan sonra Bosna'daki savaşın acılarını yaşayan ve ölümü ensesinde hisseden Ayşe Karadan'ın hayatı, Avrupa'da 2'nci Dünya Savaşı'nın ardından yaşanan en büyük insanlık trajedisi olarak nitelendirilen Srebrenitsa'yı ziyaret ettikten sonra çok değişti. Geçtiğimiz aylarda hayatını kaybeden Bosna Hersek Türkiye Fahri Konsolosu Kemal Baysak ile birlikte ilk kez 1997 yılında Bosna Hersek'e gittiğini aktaran Karadan, "O dönem İzmir Bosna Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği'miz henüz kurulma aşamasındaydı. Türkiye'deki Boşnak göçmenleri olarak rahmetli başkanımız Kemal Baysak öncülüğünde Türkiye'de yaşayan Boşnak göçmenleri olarak savaşın ardından o dönem hem soydaşlarımızın yaralarını sarmak, hem de onlara destek olmak için ilk kez 1997 yılında Bosna Hersek'e bir grupla birlikte gönüllü olarak gittim. Oradaki acının tarifi yok. Binlerce çocuk annesiz, babasız kaldı. Yüzbinlerce insanın ruhunda tamir edilemez yaralar açıldı. Biz de Bosna Hersek'teki sivil toplum kuruluşları ile görüşmeler yapıp, Srebrenitsa başta olmak üzere o bölgede katliamın acısını yaşayan insanlarla görüştük ve halen devam eden sıkı ilişkiler kurduk" dedi.

ACILAR HALA TAZE
Sırp birliklerin Temmuz 1995'te 8 bin 372 Boşnak sivili öldürdüğü Srebrenitsa Soykırımı'nın ardından 26 yıl geçmesine rağmen Bosna Hersek'te yaşanan acıların hala dün gibi tazeliğini koruduğuna da dikkat çeken Karadan, Srebrenitsa soykırımının İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'da yaşanan en büyük katliam olarak tarihe geçtiğini de bir kez daha hatırlattı. Avrupa'nın göbeğindeki Bosna Hersek'te, Sırpların dünyanın gözü önünde yaptıkları soykırımın her ne kadar üzerini örtmek isteseler de başarılı olamadıklarının altını çizen Karadan, Srebrenitsa'daki toplu mezarların bulunmasında büyük rol oynayan ölüm çiçekleri ve mavi kelebeklerin sırrını, neden işletmesinde böyle bir köşe yaptığını Yeni Asır'a anlattı.
HESAPTA YOKTULAR
Srebrenitsa'nın 11 Temmuz 1995'te Ratko Mladic komutasındaki Sırp birliklerince ele geçirilmesinden sonra en az 8 bin 372 Boşnak sivilin hunharca öldürüldüğünü ve yapılan katliamın soykırıma dönüştüğünü saklamak için Sırp askerlerin elinden geleni yaptığını vurgulayan Karadan, "Sırp askerleri, toplu mezarlar bulunmasın diye cesetleri toplu olarak çok uzak bölgelere gömmüşler ve üzerlerini bölgenin bitki örtüsüne uygun bitkilerle örtmeye çalışmışlar. Toplu mezarların bulunmasında kullanılan uydu resimlerinde manyetik değişkenlik taramasının yapılamaması için de mezarların içine metal parçaları bırakmışlar. Böylesine profesyonelce ve ince hesaplar yaparak planladıkları soykırımda tek bir şeyi hesaba katamamışlar. Toplu mezarların bulunduğu bölgede cesetlerin toprağı beslemesi sonucu 'Artemis' adında çiçekler oluşmaya başlamış. Mezarlarda açan ölüm çiçeği olarak da bilinen Artemis ile beslenen ve kanatları mavi renkli olan kelebek türleri de toplu mezarların bulunduğu bölgelerde hızla çoğalmaya başlamış. Mavi kelebeklerin bir arada oldukları yerler kazıldığında da ortaya toplu mezarlar çıkartılmış" dedi. Srebrenitsa'daki soykırımın, acının ve yaşananların unutulmaması için işyerinde böyle bir köşe hazırladığını aktaran Karadan, en son 2020 yılı Temmuz ayında gittiği Bosna Hersek'te uzaktan da olsa kendisinin de uçan bir mavi kelebek gördüğünü söyledi.
ÖZEL BİR KÖŞE
Mavi kelebeklerin Bosna Savaşı'nın ve Boşnak halkının acılarının simgesi haline geldiğini ifade eden Karadan, bu nedenle tarihi Abacıoğlu Hanı'ndaki Ayşa Boşnak Börekçisi isimli şubesinde 'Mavi Kelebek' köşesi yaptığını söyledi. Bunun yanında köşesinde Boşnak kültürüne ait eski fotoğraflar ve içi boş olan kuş kafesleri olduğundan da bahseden Karadan, "Benim evimde Bosna Hersek ile ilgili daha kapsamlı bir köşem var aslında. Alsancak'tan sonra Abacıoğlu Hanı'nda açtığımız şubemizin restorasyon çalışmalarını yaparken mimar arkadaşımızla birlikte burada da bir köşe yapmaya karar verdik. Biliyorsunuz bizim 'Bülbülü altın kafese koymuşlar, "ah vatanım" demiş' şeklinde bir atasözümüz var. Bizim de atalarımız dedelerimiz Balkanlara gitmişler ama tekrar vatanım diyerek Türkiye'ye dönmüşler. İşte biz de buradan yola çıkarak, özgürlüğün simgesi olarak, kafeslerimizi işyerimizin bir köşesine astık. Bazı müşterilerimiz merak edip, soruyorlar ve bunların hikayesini kendilerine anlattığımızda çok şaşırıyorlar" diye konuştu.
Metin BURMALI

