Manisa'nın ilk ve tek tescilli müzesi olan Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Şifahanesi Tıp Tarihi Müzesi, dünyayı etkileyen salgına rağmen 2021 yılında 25 bin kişiyi ağırladı. Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Ataç, 2022 yılında ise şartlar uygun olduğu takdirde 150 bin kişinin ziyaret etmesini beklediklerini açıkladı. Kanuni Sultan Süleyman'ın annesi Ayşe Hafsa Sultan tarafından yapımına başlanan Sultan Camii ve Külliyesi'ne 1539 tarihinde eklenen Darüşşifa 2013 yılında Manisa Celal Bayar Üniversitesi tarafından müze haline getirildi. Osmanlı döneminde yüz yıllarca şifahane olarak kullanılan tarihi yapı 9 yıldır tıp tarihi müzesi olarak hizmet veriyor. Müzede Osmanlı döneminde tıp alanında kullanılan aletler ve ilaçlar sergileniyor. Mesir macunu hazırlanışı ve ameliyatların bal mumu heykellerle anlatıldığı müzede yazma eserler de göze çarpıyor. Akıl hastalarının el işleri, müzik ve su sesiyle tedavisinin yapıldığı tarihi binayı ziyaretçiler müzik eşliğinde ücretsiz olarak gezebiliyor.

TESCİLLİ İLK ÖZEL MÜZE
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Ahmet Ataç, şifahanenin 2010 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden üniversiteye geçtiğini ve 2013 yılında ise tarihi binayı müze olarak hizmete açtıklarını belirtti. Ahmet Ataç, tarihi yapının 2021 yılının Ekim ayında Manisa'nın ilk özel müzesi olarak tescillendiğini aktardı. Müze hakkında bilgi veren Ataç, "İçerisinde bulunduğumuz alan geçmişte modern ve kimyasal ilaçların yapılamadığı dönemde bitkilerle ilaçların yapılarak hala şifasını aldığı bir alan. Hafsa Sultan Şifahanesi olarak adlandırılan Kanuni'nin burada yetişmesi ve Kanuni'nin annesinin de burada ikamet ederek halka hizmet sunmasının temeline dayanıyor. Dönem içerisinde bahar ile birlikte yaşanan sağlık sorunlarının giderilmesine yönelik Merkez Efendi'nin burada hazırladığı 41 çeşit baharattan oluşan mesir macunu olarak adlandırdığımız yaklaşık 500 yıldır bu geleneği devam ettirdiğimiz ve nevruz gününde halka şifa olsun diye dağıtılmasında vesile olan bir alandayız. Dünden bugüne bu kültür devam etmiş. İçinde bulunduğumuz şifahanede bu sağlık alanında hizmet ederken bununla birlikte su ile müzik ile akıl ve ruh sağlığı hastalarının tedavisi bulunduğumuz alanda gerçekleştirilmiş" dedi. Ataç sözlerine şöyle devam etti: "Buradaki en önemli özellik hem eczacılık alanında hem de tıp alanında küçük operasyonların ilaçların hazırlandığı, bitkisel kaynaklar kullanılarak terkiplerin hazırlandığı yeni oranlarla birlikte hangi hastalıklara şifa olacağının belirlendiği ve bunun halka ücretsiz dağıtıldığı yer. Sosyal devlet anlayışı bu devletin kültüründe 500 yıllık bir gelenek ile devam etmiş. Bununla beraber göz ameliyatlarının yapıldığı, dağlama tedavilerinin yağıldığı ve dışarıda sekizgen havuz ile beraber ses sitemi, müzik ve frekans ayarı ile akıl ve ruh sağlığı hastalarının tedavi olduğu bir alan haline gelmiş. "
CÜNEYT HASÇELİK

