Acımız büyük... Acımız tarifsiz... Geçmiş olsun Türk milleti... Başımız sağolsun Türkiye'nin güneydoğusunu vuran deprem tüm ülkeyi derinden üzdü. Merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 10 ilimizi kapsayan büyüklüğü 7.7 ve 7.6 şiddetinde art arda iki ayrı depremde, Yaşanan bu depremler son yüzyılın en büyük depremleri olarak kayıtlara geçti. Deprem felaketi sonrası toplumun Türk milletinin göstermiş olduğu dayanışma duygusu hepimizi duygulandırdı. Türkiye kendine özgü dokusu, tarihi birikimi, coğrafi konumu, mevsimsel özellikleri ile birlikte geçmişten günümüze zenginleşen, değişen oldukça çeşitli sokak lezzetlerine ve sokakta beslenme kültürüne sahiptir. Sokak yiyecekleri tüketimi, kökleri çok eskilere dayanan bir yeme-içme alışkanlığıdır. Sokak yiyecekleri açısından mutlaka uğranması gereken bir durak olan Türkiye'de, dışarıda yemek yemek günlük hayatın bir parçasıdır. Tost da bunların arasında özel bir yere sahiptir. Bu hafta Buca Dumlupınar Mahallesi Yanıkkahveler bölgesindeki meşhur Buca Tostçusu'ndayız. Buca'nın meşhur tostçusu 05.05.2005 tarihinde açılmış. İzmir'in en eski ve en korunmuş mahallelerinden biri olan Yanıkkahveler, Türkiye siyasetine, bürokrasisine bir çok değerli insanı kazandırmış bir semt. Kahveleri, fırınları ve kendine özgü lezzet sunan mekanlarıyla da gün içerisinde pek çok misafiri ağırlayan bir çekim merkezi. Tost aslında pratik, hızlı ve lezzetli olması ile her yerde her zaman tercih edilen basit ama lezzetli bir atıştırmalık.

ÖZEL KARIŞIM BİR SOSU VAR
Buca Tostçusu'nu ayrıcalıklı kılan farklı kılan şey ise işi severek ve dürüst yapmaları. Başta semtin tarihi, sonra İsmail Kurt'un tatlı sohbeti ve tostlarında kullandığı ürünlerin kaliteli olması. Tostun sucuğunu kendisi özel olarak yaptırıyor. Yine peyniri özel Ödemiş teneke tulumu kullanıyor. Ekmeği ise kara fırın. En önemli farkı ise kekik, kimyon ve karabiber gibi 17 çeşit baharattan yapılan formülü ve karışımı kendisine ait olan bu konuda ser verip sır vermeyen çok özel sosu. Yolunuz Buca'ya düşerse İsmail beyin güzel sohbetini ve bol sucuk, sünen peynir ve tam kıvamında yağlı ekmeğiyle tostunu tatmanızı tavsiye ediyorum. Süzme yoğurttan yapılan yayık ayranını denemenizi de özellikle öneririm. Tostun yapımında yağlı kağıt kullanıyor bu tostun kıvamında pişmesini sağlıyor, tostlarının kokularının karışımını önlüyor. Hijyene, temizliğe ve gıda israfına çok dikkat ediyor. Türkiye'nin bütün yöresel gazozlarını raflarında bulunduruyor. Yoğun bayilik talebi alan Kurt, eğer inandığı, güvendiği ciddi bir yatırımcı bulursa büyük emeklerle buralara getirdiği markasını büyütmeyi düşündüğünü sözlerine ekliyor.
BURSLA ÖĞRENCİ OKUTUYOR
İsmail Kurt... Buca tostunun adını dünyaya duyuran günlü yüreği güzel bir Ege insanı, bir yörük beyi, aynı zamanda birçok öğrencinin eğitimi için burs desteği sağlanmasına aracılık ediyor. İlçede sevilen sayılan bir insan olan Kurt, işini layıkıyla yapmaya başlayınca ünü yurt dışına kadar ulaşmış. Yolu Türkiye'ye düşen dünyanın farklı yerlerinden birçok insan Buca tostunu tatmak için soluğu Buca'da alıyor. Sosyal medya hesaplarından da dünyanın çok farklı yerlerinden mesaj alan Kurt, aynı zamanda burada öğrencilere burs desteği sağlıyor. Birçok sosyal sorumluluk projesinde yer alan Kurt, eğitime çok önem veriyor. Öğrenci iken İsmail beyin tostunu yiyen, burs verdiği birçok öğrenci, işinde başarılı kariyer sahibi sanatçılar Buca Tostçusu'nu ziyaret ederek eski günleri yad edip İsmail beyin hal ve hatırını sormaktadırlar.

GÖZ ALDANIR, MİDE ALDANMAZ
Tostçuluğa başlangıç hikayesini anlatan İsmail Kurt, "Tostçuluğa hasbel kader başladık diyebiliriz. Bulunduğumuz bölgede böyle bir yere ihtiyaç vardı ve iki arkadaşımın teşviki ile başladım. Gayem hem yaşadığım şehre ve Buca'ya yakışır bir esnaf olmak hem de Buca'ya özgü bir değer yaratmak. Bir gün gelir de dizilerde filmlerde 'Buca tostu' yazmasını arzuladım. Bu şekilde de Buca'nın ismini her yerde yaşatmak ve duyurmak istedim. 18 yıldır bu işi yapıyorum. Sanırım işimizi layıkıyla yapmaya çalışmamızdan geliyor. Göz aldanır ama mide aldanmaz. Malzemeyi hakkıyla kullanıyoruz" diye konuştu. İsmail bey "Ben dükkanıma gelen hemen her yeni müşterime kitap hediye ederim" diyor. Ömrünü eğitime adamış birisi olarak kitap hediyesine çok duygulandım mutlu oldum. Buca'da okuyan gençlerin onu yıllar yılı neden unutmadığını daha iyi anladım.
SON SÖZ: Bir tarihe, markaya sahip çıkmak çok önemli bir başarıdır. Bu işi sevgiyle, yüreğinizi ortaya koyarak yaparsanız başarı gelmektedir. İsmail Kurt büyük bir sorumluluk örneği göstererek bölgesine topluma fayda değer katmış. Tostu, İzmir'in gastronomisinde marka, simge ürün haline getirmiştir.
Sezer Altan/ Lezzet Durakları

