Artık parfümler sadece çiçek ya da baharat notalarıyla değil, bir film sahnesinin duygusunu yansıtan hikayeleriyle de dikkat çekiyor. Moda evleri ve niş markalar, ikonik karakterlerden ve unutulmaz sahnelerden esinlenerek "koku senaryoları" yazıyor; her şişe adeta bir film gibi duyuları harekete geçiriyor.

ÇİÇEK NOTALARI
Holly Golightly'nin zarifliği, incecik kahvesi ve pencere kenarındaki yalnızlığı... Bu sahnelerden ilhamla yaratılan pudralı, iris ve beyaz çiçek notalarıyla bezeli parfümler, Audrey Hepburn'ün silüeti kadar klasik ve ulaşılmaz. Zarif ama biraz mesafeli, nostaljik ama bir o kadar da zamansız.
DRIVE- METALİK DERİ
Sessiz bir anti-kahraman, gece Los Angeles sokaklarında, neon ışıklarla aydınlanan bir yalnızlık içinde... Bu filmden esinlenen parfümler genellikle metal, deri ve vetiver notaları taşıyor. Maskülen ama duygusal, soğuk ama içten bir sıcaklık barındıran kokular.
BLACK SWAN- ÇİÇEKLER
Natalie Portman'ın mükemmeliyet takıntısı, zarafetin içindeki karanlık... Bu film, gül ve paçulinin karşıtlığında hayat bulan parfümlerle yankı buluyor. Beyaz çiçeklerle başlayan, ardından mistik ve baharatlı notalara evrilen kokular: tıpkı karakterin dönüşümü gibi.

LA LA LAND- IŞILTILI SİTRUSLAR
Dans eden yıldızlar, sarı elbiseler, pastel gün batımları... "La La Land" esintili bir parfüm, bergamot, portakal çiçeği ve misk notalarıyla neşeli ama duygusal bir şehir romantizmini teninize taşıyabilir. İlkbahar sabahları gibi umutlu.
SON SAHNE...
Parfümler tıpkı filmler gibi duygulara seslenir. Bazen eski bir aşkı, bazen hiç yaşamadığınız bir hikâyeyi burnunuza fısıldar. Sinema esintili parfümler ise yalnızca kokmak değil, hayal kurmak, bir sahnede yaşamak isteyenlere göre...

