2015-2019 yılları arasında 536 binden fazla çalışanın katılımıyla gerçekleştirilen çalışmanın sonuçları, özellikle kadın çalışanların depresyona daha yatkın olduğunu gösteriyor. Ancak asıl dikkat çeken detay, bazı meslek gruplarındaki depresyon oranlarının genel toplum ortalamasının oldukça üzerine çıkması. Araştırmaya göre, toplumsal ve sosyal hizmetler alanında çalışanların %20,5'i yaşamları boyunca en az bir kez depresyon tanısı almış. Bu oranla sektör, depresyonun en sık görüldüğü iş kolu olarak öne çıkıyor.
RUH SAĞLIĞI ÖNCELİKLİ
Uzmanlar, ruh sağlığı sorunlarının yalnızca bireysel değil, aynı zamanda toplumsal ve ekonomik sonuçlar doğurduğunu vurguluyor. Yine uzmanlara göre çalışanların iş yerindeki mutluluğu hem de iş verimliliğini artırıyor.
ÇARPICI VERİLER
.Gıda hazırlama ve servis hizmetleri: %20,1
.Sanat, eğlence, spor ve medya: %18,6
.Konaklama ve yemek hizmetleri: %18,4
.Sağlık ve sosyal yardım: %18,2
.Perakende satış: %17,7
.Hukuk, eğitim ve kütüphane: %16,1 Bu mesleklerde çalışanlar, duygusal yıpranma, düşük maaş, belirsiz çalışma saatleri ve sürekli insan etkileşimi gibi etkenlerle daha yoğun bir zihinsel baskı altında kalıyor.
TEHLİKELİ SEKTÖRLE
Araştırmada öne çıkan bir diğer ilginç sonuç ise bazı meslek gruplarında depresyon oranı düşük olsa da, intihar oranlarının oldukça yüksek olması. Örneğin:
. Madencilik: %6,7
. İnşaat: %8,9
. Tarım ve mühendislik: %9 Bu sektörlerde çalışanlar genellikle depresyon belirtilerini dışa vurmakta zorlanabiliyor ya da psikolojik destek almaktan kaçınabiliyor. Bu durum ise daha derin ve sonuçları ağır sorunlara yol açabiliyor.

