Önümüzdeki 10 yılda İzmir hızla büyüyecek

İzmir'in büyüme dönemine girdiğine dikkat çeken Özkardeş, özellikle bu dönemde yatırım yapanların kazanacağını ifade ediyor
Yatırım yapmanın kolay olmadığını da vurgulayan genç işadamı, "İzmirliler önünün açılacağına inanıyor. Bundan sonra yatırımlar artacak" diyor
RÖPORTAJ MURAT ŞAHİN
İzmir'in önde gelen yatırımcılarından biri olan Özkardeş ailesinin ikinci kuşak temsilcisi Deniz Özkardeş, kentin geleceğinden çok umutlu. 14 yıldır babası Nail Özkardeş ile birlikte çalışan, 44 yıllık hayatının yarısına yakın bir bölümünü yurtdışında geçiren Özkardeş, İzmir'in büyüme dönemine girdiğine dikkat çekerek, özellikle bu dönemde yatırım yapanların kazanacağını vurguluyor. Kentin 10 yıllık süreçte hızlı bir büyüme süreci yaşayacağının altını çizen Özkardeş, "İzmir'de yatırım yapmak kolay değil. Ancak artık İzmirliler önünün açılacağına inanıyor. Bu noktada bundan sonra yatırımlar artacak. Biz de otel, residence, alışveriş merkezi, konut ve iş merkezi projelerimizi hızlandırıyoruz. EXPO 2020'yi de alacağımıza inanıyorum. Bu sayede bugüne kadar kaybettiğimiz zamanı geri kazanacağız" diyor.
İş hayatı dışında maket yapmayı çok seven, balık tutmaktan keyif alan Özkardeş, sevdiği bir kişiyle evlenerek mutlu bir aile babası olmayı arzuluyor. Özkardeş ailesinin en genç ikinci kuşak temsilcisi olan Deniz Özkardeş, Yeni Asır'ın sorularını yanıtladı.

YETİŞMİŞ İNSAN GÜCÜ
- Deniz Bey, önce İzmir'den başlayalım isterseniz, siz İzmir'i nasıl görüyorsunuz?
İzmir, Türkiye'de gelişmesi gereken şehirlerinden biri. Ben şu anki gidişatı çok iyi görüyorum. Pasta büyüyecek. İzmir'de daha çok oteller, ticari alanlar, fabrikalar kurulacak. Kentte yetişmiş insan gücü var. Bu insanlarla İzmir, 10 yıl içinde hızlı bir gelişme gösterecek. EXPO'yu bu kez alacağız. Ben kentin geleceğine umutla bakıyorum.
- Umutlu olduğunuzu söylüyorsunuz ama İzmir'de yatırımlar konusunda birçok sıkıntı yaşanıyor.
İzmir'de yatırım yapmak kolay değil ama ben buna rağmen kentin geleceğini iyi görüyorum. İzmir'in önünün açılmasını diliyorum. Bu noktada da yapılan çalışmaları önemsiyorum. O sorunların büyük bir bölümünü geride bırakacağımızı düşünüyorum. Şu anda birçok proje hayata geçiyor. Birçok yatırımcı da yeni projeler hazırlıyor. Daha büyük yatırımlarda arka arkaya gelecektir. Şimdi yatırım yapanlar ileride çok kazanacak. Son dönemde İzmirli işadamları da önlerinin açılacağına inandığı için yatırım yapmaya başladı.

PROJE ÇOK FAZLA
- Peki Özkardeş ailesi olarak kendi yatırım projelerinizden bahseder misiniz?
Bildiğiniz gibi Çeşme'de satın aldığımız Hora Oteli, Hint dilinde güneş anlamına gelen Calinda Inn ismiyle hizmete açtık. Boyalık'taki Fram Oteli de 2012 yılında hizmete girecek. Bunun dışında Özelleştirme İdaresi'nden aldığımız Mövenpick Oteli'nin yanındaki binayı da otele dönüştüreceğiz. Ayrıca Montrö'deki eski tütün deposu içinde otel projesi hazırlıyoruz. Yeni kent merkezinde de 2 iş merkezi ve residence projemiz var. Balçova Kipa'nın yanındaki arazimize de alışveriş merkezi kurmayı planlıyoruz.
- Gördüğüm kadarıyla aile olarak önümüzdeki dönem birçok projeyi hayata geçiriyorsunuz? Herhalde bu kentin geleceğine olan inancınızdan kaynaklanıyor?
- Tabii o inanç olmasa zaten bu projeler ortaya çıkmaz. Bir de babam Nail Özkardeş işkolik bir insan. 79 yaşını doldurdu ama bizden çok çalışıyor. Ağabeylerim de öyle. Sürekli yeni projeler peşinde koşuyoruz. Bazen 24 saat bize yetmiyor. Yaşadığımız kentin ve ülkemizin daha iyi noktalara gelmesi için zaten başka çaremizde yok.
- Özkardeş Grubu'nda nasıl başladınız, şimdilerde ne yapıyorsunuz?
Türkiye'ye döndükten sonra askere gittim. Sonrasında 30 yaşında ilk olarak o yıllarda faaliyet gösterdiğimiz tekstil sektöründe ağabeyim Oğuz Özkardeş ile çalışmaya başladım. Daha sonra babam Nail Özkardeş ile birlikte inşaat ve ticari işlerde tecrübe kazandım. Daha sonra Çeşme'de Villa Saray projesinde yer aldım. Özilhan ortaklığı ile Ilıca Otel'in kuruluşunda görev yaptım. Şu an ailenin turizm yatırımları ile ilgileniyorum. Önemli projelere imza atacak olan Viltur Turizm ve İnşaat firmasının yönetim kurulu üyesi olarak çalışmalarımı yoğun bir şekilde sürdürüyorum.
- Çeşme'ye önemli yatırımları olan bir grubun üyesi olarak Çeşme turizmini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çeşme'de bundan 20 yıl önce çok kaliteli yabancı turistler gelirdi. Körfez Savaşı'ndan sonra bu turistler farklı yerlere gitti. Yabancı turistleri yeniden çekmek için çalışmamız lazım. Şu anda Çeşme'ye kaliteli yerli turist geliyor. Son yıllarda çok güzel butik oteller açıldı. Biz sezonu 8-9 aya çekmeyi başarabilirsek o zaman bölgeye daha çok yatırımcı gelir, yeni oteller yapılır, belki havaalanı da faaliyete geçer. Çeşme'ye Antalya ve Marmaris gibi 5 yıldızlı büyük yatak kapasiteli oteller değil belki birkaç tane daha 5 yıldızlı ama ağırlıklı olarak küçük butik oteller yapılmalı. Bu şekilde kaliteli turisti çekerek, bölgeyi turizmde bir yere taşıyabiliriz. Tabii Çeşme'nin büyük bir bölümü SİT, yatırımların önünün açılması için başta SİT olmak üzere sorunların da aşılması gerekir.

Türkiye'de geleneksel bir yapı var
- Ön planda olmayı sevmediğinizi biliyorum ama biraz bize kendinizden bahseder misiniz... Bugünlere nasıl geldiniz?
Babamız bizim iyi eğitimli olmamız için çok çalıştı. O amaçla ben 10 yaşındayken ağabeyim Ediz ile birlikte İngiltere'de 9 ay yabancı dil kursuna gittim. Orta öğrenimimi İngiltere'de tamamladım. Daha sonra üniversite için ABD'ye gittim. Burada hem ekonomi hem de işletme lisansı aldım. Daha sonra halkla ilişkiler üzerine master ve doktora yaptım. Ayrıca 2 yıl katıldığım bir programla otel ve restoran işletmeciliği sertifikası aldım. 3 yıl bir üniversitede insan ilişkileri üzerine ders verdim. 29 yaşında tam 19 yıl yurtdışında kaldıktan sonra İzmir'e döndüm.
- Hayatınızın önemli bir bölümünü yurtdışında geçmiş. Yeniden Türkiye'ye alışmak zor olmadı mı?
Çok zor oldu. Dile kolay. Çocukken çıktığım yurtdışından 29 yaşında döndüm. Gerçi yaz tatillerinde mutlaka Türkiye'ye gelir kalırdık ama yine de döndüğümde kültür şoku yaşadım. Yurtdışında farklı bir kültürde yaşıyorsunuz, Türkiye'de ise daha geleneksel bir yapı var. İlk zamanlar uyum sağlayamadım. Gelir gelmez ilk şartım yalnız yaşamak oldu. Diplomalarımı çekmeceye kaldırdım. Adeta hayata yeniden başladım. Sonrasında ise burayı öğrenirken, orada öğrendiklerimi de çevremle paylaşmaya başladım.

Daha sağlam gidiyoruz
- Türkiye ekonomisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dünyada ne yazık ki bir kriz söz konusu. Ama biz daha önce çok krizler yaşadığımızdan dayanıklı bir milletiz. 2001 krizinden sonra da ekonomik altyapımımız güçlendi. Dünyaya göre daha sağlam gidiyoruz. Tedbirler alınıyor ama yine de çok dikkatli olmamız gerekiyor.

Maket yapmayı çok seviyor
- Özel hayatınıza gelirsek, hobileriniz neler, gelecek planlarınız neler?
Benim en büyük merakım maket yapmak. Ufak bir atölyem var. Akşamları burada kendi tasarımım olan uçaklar, otomobiller yaparım. 50 maketten oluşan bir kolleksiyomu var. Bunun dışında olta balıkçılığı yapıyorum. Önceleri zıpkınla da çok balık avlardım. Fotoğraf çekmek ve müzik dinlemekten hoşlanırım. Birde haftada 3 gün hızlı bir şekilde plates yapıyorum. Ağabeylerim evli ve yeğenlerim var. Bu çok güzel bir şey. Benim de ilk yapmak istediğim şey doğru eş bulup güzel bir evlilik yaparak çocuk sahibi olmak.