SİNAN DOĞAN (HABER MERKEZİ)
1990'lı yıllarda tekstil sektöründen çıktıktan sonra gıda alanında büyümeye karar veren Denizlili Abalıoğlu Grubu, bu yıl Türkiye'nin 60. büyük sanayi kuruluşu olmayı başardı. Lezita markasıyla beyaz et sektöründe basamakları hızla çıkan Abalıoğlu Grubu'nun Yönetim Kurulu Üyesi Ender Abalıoğlu, geçtiğimiz yıl yeni bölümlerinin açılışını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı İzmir Kemalpaşa'daki üretim tesisleriyle 1.5 milyar liralık ciroyu yakalayacaklarını ifade etti. Abalıoğlu, "Faaliyet gösterdikleri yem ve beyaz et sektöründe gelecek yıl Türkiye'nin 1 numarası olacağız" diyor.
Yatırıma devam
Denizlililerin girişimcilik ruhunu İzmir'e taşıdıklarını da dile getiren Abalıoğlu, grubun kurucusu 78 yaşındaki babaları Orhan Abalıoğlu'nun hala yatırım iştahıyla hareket ettiğini belirtiyor. Abalıoğlu, " "Denizlili biraz risk almayı sever. Elinde bir kaynak olduğu zaman hemen onu yatırıma çevirir. Babam da elde kaynak biraz biriktiğinde 'yeni bir fabrika yapalım' diyor. Biz İzmir'e gelmekle doğrusunu yaptık. Ama İzmir büyük fırsatlar şehri olmasına rağmen bunu yeterince değerlendiremiyor" diyor.
* Denizli deyince akla hemen Abalıoğlu ailesi geliyor. Siz ailenin hangi kolusunuz?
Sanayicilik alanında 3 ayrı Abalıoğlu var. Amca çocuklarımızın sahibi olduğu Cafer Sadık Abalıoğlu Grubu, babamın kardeşinin Abalıoğlu Boru ve babamız Orhan Abalıoğlu'nun kurduğu Abalıoğlu Grubu. Bizim işimiz gıda ve yem üzerine. Kuruluşumuz 1960'lı yıllara dayanıyor. 1969'da Türkiye'nin ilk özel sektör yem fabrikasını Denizli'de kurduk. Daha sonra tekstil sektörüne girdik. 2006'dan itibaren İzmir'de piliç eti üretimine başladık.
* Lezita ile Türkiye'nin önde gelen markalarından birini yarattınız. Grup nereden nereye geldi?
2012'de İstanbul Sanayi Odası'nın açıkladığı ilk 500 büyük sanayi kuruluşu listesinde 72'nci sıradan 60'ıncı sıraya yükseldik. Geçen yıl üretimden satışlarımız 1 milyar 170 milyon dolar oldu. Her yıl yüzde 25 büyümeyi öngörüyoruz. Bu yıl 1.5 milyar lira üretimden satış hedefimiz var. Faaliyet gösterdiğimiz beyaz et ve yemde Türkiye'nin ikinci büyük gıda firmasıyız. Birinci ile aramızda çok az bir fark kaldı. Gelecek yıl inşallah birincilik koltuğuna oturacağız. Piliç eti üretiminde 7'nci sıradayız. Orada hedef ilk 3'te yer almak. Her yıl yüzde 25 büyüme öngörüyoruz. Yem sektöründe yatırımlarımız devam ediyor. En son 7'nci yem fabrikasını İzmir'de açtık. Turgutlu'da balık yemi üretecek 8'inci fabrikamızın inşaatı devam ediyor. 9'uncu yem fabrikası için de Tekirdağ'da yer aldık. Türkiye'de en büyük yem üreticisiyiz. Geçen yıl 1 milyon tonu geçtik. Bu yıl 1.2 milyon ton üretim planlıyoruz. Beyaz et üretiminde ise 130 bin ton üretime ulaşacağız. Beyaz ette en kısa sürede ilk 3 oyuncu arasında yer alacağız.
* Beyaz et sektörü kolay bir sektör değil. Sürekli inişler çıkışlar yaşanıyor. Siz sektörü nasıl görüyorsunuz?
Piliç eti sektöründe rekabet çok fazla. Beyaz et sektöründe çok spekülasyon var. Fiyatlar arz ve talep dengesine göre piyasada oluşuyor. Dönem dönem fiyatlarda büyük iniş ve çıkışlar var. Maliyetini düzgün yönetemeyen firmaların büyüme şansı olmuyor. Son dönemde birkaç büyük marka devreden çıktı. Zor bir sektör. Önemli olan işin düzgün yönetilmesi. Biz sektöre girerken ciddi yatırım yaptık. Kaliteye önem verdik. Her sene pazar payımızı artırıyoruz. Müşteriyi ve tüketiciyi memnun ediyoruz. Maliyetleri de daha rekabetçi hale getiriyoruz. Şu an tesisimizde kapasitenin dörtte üçünü kullanıyoruz. Kısa sürede tam kapasiteye ulaşacağız. İşlenmiş, ileri işlenmiş, şarküteri ve pratik ürünlerde de ciddi yatırım yaptık.
"Balıkta da varız" * İhracat hedefleriniz neler?
Son 4 yıl içinde ihracatta ciddi artış var. Türkiye'nin piliç eti ihracat rakamı 300 bin tonu, değer olarak 500 milyon doları buldu. 2-3 yıl önce bu rakamlara ulaşabileceğimizi hayal bile edemezdik. Biz kapasite sorunu nedeniyle çok fazla ihracata ağırlık vermedik. Geçen yıl yumurta ağırlıklı olmak üzere 17 milyon dolarlık ihracat yaptık. Bu yıl ilk 6 ayda geçen yıla göre yüzde 150 ihracatı artırdık.
* Girmeyi ya da büyümeyi planladığınız yeni alanlar var mı?
Biz balık üretimine de girdik. Kıyı balıkçılığı yasaklanınca bir çok küçük üretici açıkta tesis kuramadı. Maliyetler çok yükseldi çünkü. Biz de bu alana girmeye karar verdik. Karaburun'da aldığımız 3 çiftliği birleştirdik. Yaklaşık kapasitemiz 5 bin ton. Urla'da paketleme tesisimiz var. Lezita markasıyla içeri ve ihracata çalışıyoruz. Çipura ve levrekte hızlı bir büyümemiz var. Avrupa, Rusya, Kuzey Afrika'ya ihracat yapıyoruz. Balıkla beraber ihracatımızı 40 milyon dolara çıkaracağız. Denizli'deki yumurta tesisimizde 250 milyon adet satış yaptık. Şimdi Mersin'de yeni tesis kuruyoruz. Üretim ve satış rakamı 500 milyonu bulacak. İhracatı Mersin'den yapacağız. Kırmızı ette faaliyet göstermiyoruz. Sadece besicilik yapıyoruz. 2 bin 500 başlık bir çiftliğimiz var Denizli'de.
* Grubu kardeşlerinizle beraber yönetiyorsunuz. Nasıl bir iş bölümü yaptınız?
Biz 4 kardeşiz. Ablamız yönetimde yok. 3 erkek kardeş işbirliği içinde grubu yönetiyoruz. En büyük benim, gıda tarafında ben varım. En küçük kardeşimiz yemde. Ortanca kardeşimiz de yatırımlar ve soya yağı üretimiyle sorumlu. Sorumluluk alanlarında herkes özgürce hareket ediyor. Babamız Orhan Abaloğlu ise her zaman işin içinde. Genelde yatırımlar konusunda bizi teşvik ediyor. Girişimci bir babamız var. Elde kaynak biraz biriktiğinde 'yeni bir fabrika yapalım?' diyor. Bizi sürekli ileriye, yatırıma itiyor. Şirket yönetimine üçüncü kuşak geliyor. Ablamızın kızı şirkette çalışıyor. Benim bir oğlum var. Sabancı Üniversitesi Endüstri Mühendisliği'nde okuyor. Bizim bir aile anayasamız var. Bu yasa doğrultusunda hareket ediyoruz. Ancak anayasamız çok katı değil.
Eğitime yatırım * En son imam hatip lisesi yaptırdınız. Eğitime yatırıma neden önem veriyorsunuz? Başka okul yapacak mısınız?
Eğitime yatırımı başlatan babamız Orhan Abalıoğlu. Bugüne kadar 3 okul yaptırdık. İlk defa bir ilkokul yaptırdığımızda çok onur duydu. Hemen arkasından ikinci okul protokolünü yaptı. Kendisi okul yapımıyla, alınacak malzemeyle doğrudan ilgileniyor. Türkiye'nin en çok derslikli ilkokulunu yaptırdık. Cedide Abalıoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesi'nin projesi Başbakanlık tarafından Türkiye'de örnek okul olarak belirlendi. Şimdi Anadolu lisesi, endüstri meslek lisesi, sağlık meslek lisesi ve fen lisesi olmak üzere 4 okul daha yaptıracağız. İnşaatlar devam ediyor. Neticede çocuklarımızın geleceğine katkı koyuyoruz. Başka sosyal projelerimiz de var. Denizli Horozu'nun neslinin tükenmemesi için kümes yatırımı yaptık. İzmir Konak'ta Mutluluk Hareketi adıyla 5 park yaptırdık.
"İzmir fırsatlar şehri" * Denizlili hep girişimciliği ile bilinir. İzmir'de yatırım yapan Denizlili bir aile olarak bu konuda görüşlerinizi merak ediyorum.
Denizlili biraz risk almayı sever. Elinde bir kaynak olduğu zaman hemen onu yatırıma çevirir. Denizli'de tekstil çok canlı bir sektör. Geçmişte doktoru da avukatı da o sektöre bir şekilde girdi. Ama İzmir belki de Çeşme olduğundan dolayı biraz daha rahat. Tatili biraz daha çok seviyor. İzmir'in biraz daha ileride olması gerekiyor. Büyük gelişme var ama İzmir atılımı yapamadı. Oysa kent tam bir liman şehri. Büyük fırsatlar var. Bu atılımı mutlaka gerçekleştirmeli. Biz İzmir'de yatırım yaptık. İyi ki geldik.
En büyük zevki doğa
Ender Abalıoğlu'nun hayatı evi ile işi arasında geçiyor. Çalışmayı çok seven Abalıoğlu'nun en büyük tutkusu ise doğa. Abalıoğlu, "Daha çok iş odaklı yaşıyorum. Sürekli çalışıyorum. Tatil olunca gezip dolaşma fırsatı buluyorum. Doğayı çok seviyorum. Karadeniz'e, İskandinav ülkelerine gidiyorum. Gidince de araba kiralayıp dolaşıyoruz. Doğayla iç içe olmak güzel. Tatilden amaç yine dönüp işe konsantre olmak" diyor.
"Bu tesisin helal sertifikası var"
Abalıoğlu Grubu'nun İzmir Kemalpaşa Bağyurdu'nda kurduğu beyaz et tesisi tam bir entegre tesis. İzmir-Ankara yolu üzerindeki dev tesiste üretim kesimden başlıyor, çıtır tavuk ve diğer ileri işlenmiş ürünlere kadar uzanıyor. Bu tesisin bir ilginç özelliği de helal sertifikasına sahip olması. Abalıoğlu, hem Türkiye'nin Müslüman ülke olmasından hem de Ortadoğu'ya ihracat yaptıklarından dolayı helal kesime büyük önem verdiklerini belirtiyor. Abaloğlu, "Tüketiciler helal et istiyorlar. Biz de elle kesim yapıyoruz. Günde 300 bin pilicin hepsini elle kesiyoruz. Biz o hassasiyeti gösteriyoruz. 7 kişi bir saatte 12 bin pilici kesiyor. Kesimi de üretimi de görmek isteyenlere 24 saat kapımız açık" diyor.
