Gazi müdürün paralel isyanı

FATİH ŞENDİL (HABER MERKEZİ)
Paralel yapının İzmir telekulağının dinlediği 1. Sınıf Emniyet Müdürü Mehmet Muhittin Yıldırım, Yeni Asır'a konuştu. Üstün hizmet madalyası ve gazi ünvanı bulunan Yıldırım, 4 yıl önce aldığı adına kayıtlı cep telefonunun Uğur Akkuş adında bir işletmeciye aitmiş gibi gösterilip dinlendiğini söyledi. Yıldırım, "Polis kolejine girdiğim günden beri peşimdeler. Onlara katılmadığım için hep baskı yaptılar. Beni organize suç örgütü üyesi ve İran ajanı işletmeci gibi gösterip dinlemişler. Ben ne kamyoncu, ne gazino işletmecisiyim. Bu ülkenin üstün şeref madalyalı gazi polis müdürüyüm. Hepsinden şikayetçiyim" dedi.
Yoğun baskı gördüm
İzmir'de "Paralel yapının polis içindeki telekulağı" tarafından dinlendiği ortaya çıkan 1. Sınıf Emniyet Müdürü Mehmet Muhittin Yıldırım yaşadıklarını anlattı. O dönemde İzmir'de Emniyet Müdür Yardımcısı olan ve halen İstanbul'da polis başmüfettişi olarak görev yapan Mehmet Muhittin Yıldırım, ek şikayette bulunmak için İzmir'e geldi. Polis kolejine 1979 yılında girdiğini, 1980 yılından itibaren de paralel yapının okulda yaygınlaşmaya başladığını anlatan Yıldırım şunları söyledi: "Beni de kendi aralarına alıp 'ışık evlerine' götürmek istediler. Örgüte de katılmadım, ışık evlerine de gitmedim. Bu nedenle kolejdeki eğitimim süresince paralel yapının üyelerinden ve onlara yakın olan sıralı amirlerimden hem idari hem de psikolojik baskı gördüm. Bu baskı akademiden mezun oluncaya kadar devam etti. Bu baskıların yanı sıra sicilimi de bozdular ve komiser yardımcısı olarak mezun olmam gerekirken polis memuru olarak mezun edildim. Daha sonra görev yaptığım her yerde ve her rütbede paralel yapının baskısı daha da arttı. Hatta, bugün ortaya çıkan anayasaya ve yasalara aykırı olarak usulsüz dinlemeler yapma cüretini bile gösterdiler."
Canımı veririm
Dinlendiğini öğrenince İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak şikayetçi olduğunu belirten Yıldırım, "Ben meslek hayatım boyunca sadece devletin devamı için çaba göstermiş bir kamu görevlisi oldum. Bu ülke için canımı verebilecek bir insanım. Allah bana ülkemi savunurken 'Gazi' olmayı ve devletimden üstün hizmet madalyası almayı da nasip etti. Yani bu ülkenin üstün şeref madalyalı gazi polis müdürüyüm. Yüzüme 'ağabey' deyip, arkamdan listeye koyup dinlemişler. Bu nasıl bir görev anlayışı" dedi.
Şikayetçi oldum
Paralel yapının 30 yıldır kendisine baskı uyguladığını belirten Yıldırım, "Beni en çok suç örgütü üyesi gibi gösterip, dinlemeleri ve İran ajanı yaftası yapıştırmaları yaraladı. Devletimiz adil bir hukuk devletidir. Hukuka olan inancım nedeniyle gönül ferahlığıyla bu yapıdan şikayetçi oldum. Hakkımda sahte belge düzenleyenlerden, bu belgeye istinaden telefonuma dinleme kararı talep edenlerden, bu sistemi denetlemesi gereken ancak denetlemeyen Emniyet Genel Müdürlüğünde görevli kamu görevlilerinden ve bu karanlık odağı kurarak ülkemizi sıkıntıya sokan Fethullah Gülen'den davacı oldum" diye konuştu.

Gözünü, kulağını kaybetti
Evli, bir çocuk babası olan 50 yaşındaki 1. sınıf Emniyet Müdürü Mehmet Muhittin Yıldırım, MLKP terör örgütü ile 1998 yılında İstanbul Gazi Mahallesi'nde girdiği bir çatışmada Kalaşnikof mermisiyle yaralandığını belirterek, "Bu çatışmada sol gözümü ve sol kulağımı kaybettim. O dönemde örgütün de ölüm listesindeydim. Gerekirse ülkem için canımı bile veririm. Gözaltına alınan eski Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Taner Aydın, 'ajanları, teröristleri, uyuşturucu ticareti yapanları dinledik' diyor. Onlara sormak istiyorum, beni bu sıfatlardan hangisiyle isimlendirdiler?" dedi.
Adliyeye sevk edildiler
Operasyon kapsamında gözaltına alınan ve aralarında Emniyet Müdür Yardımcısı Ramazan Karakayalı ve İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı ve eski Batman Emniyet Müdürü Hasan Ali Okan, eski İstihbarat Şube Müdürü ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nden sorumlu Ramazan Karakaya, eski Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Taner Aydın'ın da bulunduğu 32 kişi, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından dün gruplar halinde adliyeye sevk edildi.