"Ne yazık ki şu anda dünya 5'e mahkum..."

"Tarihinin en talihsiz günlerini yaşayan İslam coğrafyasında krizlerden çıkışın yegane şartı; birliktir, dayanışmadır, ittifaktır"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler'in (BM) gerçek manada reforma ihtiyacı bulunduğunu belirterek, "Dünya 5'ten büyüktür ama ne yazık ki şu anda dünya 5'e mahkumdur. Önce dünyayı bu mahkumiyetten kurtarmamız gerekiyor. Şu anda bütünüyle bir İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) acaba bir etkinlik bu anlamda yapabildi mi? 197 ülke var, bunun içerisinde 57 ülke İİT'nin üyesi. Bir şey yapabildik mi, yaptık mı? Hayır. Ne zaman, ne gibi adım atacağız? Buralarda stratejilerimizi gözden geçirmemiz lazım, her alanda" dedi.

İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi'nin (İSEDAK) Daimi Başkanı olarak, İstanbul Kongre Merkezi'ndeki 30. İSEDAK Toplantısı'nın açılış konuşmasını yapan Erdoğan, I. Dünya Savaşı'nın 100. yıl dönümüne, İslam coğrafyasında kurgulanan siyasete dikkati çektiği için Batı medyası tarafından en ağır eleştiri ve hakaretlerin hedefi yapıldığını söyledi.

"İLMİ TARİHİ HATIRLATMAMIZDAN ÇOK AMA ÇOK RAHATSIZ OLUYORLAR"

Erdoğan, 1. Latin Amerika Ülkeleri Müslüman Dini Liderler Zirvesi'nde Amerika kıtasına Kristof Kolomb'tan önce Müslümanların ulaştığını söylediğini hatırlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bilimsel gerçeklere dayanan bu tezi sadece tekrar ettiğim için Batı medyası tarafından, aynı zamanda maalesef içimizdeki yabancılaşmış kompleksliler tarafından hedef yapıldım. Müslümanlara ayrım yapmaksızın terörist yaftasını yakıştıranlar, İslamofobi konusundaki uyarılarımızı dikkate almıyorlar.

Müslümanlara hiç tereddüt etmeden, geri yaftasını yakıştıranlar, ırkçılık, adaletsizlik, çifte standart konusunda uyarılarımızı duymazdan geliyorlar. Bizim sormamızı, sorguluyor olmamızı istemiyorlar. Tarihi gerçekleri, medeniyet tarihini, bilim tarihini, siyasi, askeri, ilmi tarihi hatırlatmamızdan çok ama çok rahatsız oluyorlar. Bizim, dünyanın tamamında din, dil, ırk ayrımı yapmaksızın, yoksulların hakkını savunmamızdan, dayanışmadan, barıştan söz etmemizden rahatsız oluyorlar. Onlar, adaletsizlik üstüne kurdukları iktisadi sistemin gereği neyse inanın, onu yapıyorlar. Ama biz ne onlara ne de kendimize böyle bir ayrımcılığı asla reva göremeyiz. Biz, petrol, elmas, altın, enerji yolları uğruna bitmek tükenmek bilmeyen hırs uğruna, canlara, hatta ve hatta çocuklara kıyanlardan olamayız.

Biz, terörün, hoşgörüsüzlüğün, ibadethanelere saldırının, ırkçılığın, antisemitizmin yanında duramayız. Biz, onlara karşı da birbirimize karşı da kıyıcı ve kırıcı olamayız." İslam coğrafyasının yaşadığı acılardan daha acı olanını "süregelen manasız ihtilaflar", yaşanan trajediden daha ağır olanını "tepkisizlik, suskunluk, anlamsız mazeretlere sığınmak" şeklinde açıklayan Erdoğan, "Dünyada kendimize geçerli mazeretler bulabiliriz ama inanın hesap gününde, yani Fatiha Suresi'nde her gün tekrar ettiğimiz o hesap gününde, o hesap gününün sahibi karşında evet, hiçbir mazeret geçerli olmayacaktır. Iraklı, Filistinli, Suriyeli masum çocukların elleri, katilleri kadar, o katillerin sırtını sıvazlayan hatta o katillere susanların da inanıyorum ki o mazlumların eli, onların yakasında olacaktır" diye konuştu.

"KİMİN NE MEZHEBİ MESELESİ VARSA BUNU BİR KENARA BIRAKMALI"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin hiçbir ülkenin toprak bütünlüğüne, iç barışına, iç işlerine, siyasetine yönelik bir niyetinin asla bulunmadığını vurgulayarak, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üye olmaya çalışan, yönü bir taraftan Batı'ya diğer taraftan Doğu'ya dönük ama "10 yıllardır ihmal ettiği kardeşleriyle hasretle kucaklaşmak" arzusunda olan bir ülke olduğunu dile getirdi. Türkiye'nin bölgedeki hiçbir meseleye çıkar nazarıyla değil, her meseleye insani, İslami nazarla baktığını ifade eden Erdoğan, "Tarihinin en talihsiz günlerini yaşayan İslam coğrafyasında krizlerden çıkışın yegane şartı; birliktir, dayanışmadır, ittifaktır. İnanın her ne mesele varsa çözeriz, her sorunun üstesinden geliriz, yeter ki bir, beraber olalım, Kur-an'ı Kerim'in emrettiği gibi Allah'ın ipine sımsıkı sarılalım ve birbirimize kardeş olalım. Kimin ne şahsi meselesi varsa, kimin ne mezhebi meselesi varsa, hatta ulusal çıkarı varsa bunu bir kenara bırakmalı bölgenin barışı, istikrarı, refahı için çaba harcamalıdır" ifadelerini kullandı.

"DÜNYA BARIŞI ADINA FARKLILIK OLUŞTURABİLECEK GÜÇTEYİZ"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 57 ülke ve 5 gözlemci ülkeyle İİT'nin, BM'den sonra üye sayısı en çok olan örgüt olduğunu kaydederek, şunları söyledi: "BM, çocukların akan kanına seyirci kalırken, İİT da buna seyirci kalamaz. Gerek İİT ile gerek İSEDAK ile diğer komitelerle kurumlarımız, sivil toplum örgütlerimiz, üniversitelerimizle dünya barışı adına farklılık oluşturabilecek güçteyiz. Dünya bilimine yeniden büyük katkılar sağlayabiliriz. Dünya barışına, dünya siyasetine daha büyük katkılar sunabiliriz. Sadece coğrafyamızda değil, yeryüzündeki her çatışmaya müdahale edebilir, her mazlumun her yoksulun elinden tutabiliriz. Küresel ekonomiye zaten büyük katkılar sunuyoruz, ama küresel ekonomiye istikamet de çizebiliriz. Hamdolsun bunları yapacak gücümüz, birikimimiz, tecrübemiz, potansiyelimiz var. Tek ihtiyacımız olan ittifaktır, birliktir, kardeşlik hukukunun gereğini yerine getirmektir. İşte İSEDAK'ın 30'uncu toplantısının bu yeni ittifak anlayışı için bir başlangıç olması açıkçası en büyük arzumuzdur."

"DÜNYA 5'TEN BÜYÜKTÜR AMA..."

Erdoğan, "Şu ana kadar BM, bütün bu yaşananlara karşı acaba bir çözüm üretti mi? Bir çözüm ortaya koydu mu? BM Güvenlik Konseyi'ne baktığımızda bu yapıda adalet var mı?" sorularını yönelterek, Güvenlik Konseyi daimi üyelerinden birinin "Hayır" demesinin, bütün meseleleri kilitlemeye yettiğini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5 daimi üye içerisinde İslam ülkesi bulunmadığına değinerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kıtalar orada temsil edilebiliyor mu? İşte tablo ortada: Avrupa, Asya, Amerika. Bunun dışında daimi üyeler içerisinde bir tane ülke yok. Mezhebi anlamda, dini anlamda bakıyorsunuz yapı, tek yapı. Bir tane Müslüman ülke orada yok. Adaletin olmadığı bir yapı, dünyaya güven telkin edebilir mi? 'Geçici üyeler' diyorlar; bir anlamı var mı? Yok. Herşey o daimi üyelerin içerisinde bir ülkenin dudakları arasında. Buradan adalet bekleyemezsiniz. Şu anda Irak'ta, Suriye'de, bütün bu bölgede, Ortadoğu'da yaşananlara baktığınız zaman, oradan bir olumlu ses çıkmıyor, çıkmaz. Bunu, boşuna beklemeyelim."

BM Genel Kurulu'nda söylediği "Dünya 5'ten büyüktür" sözlerine atıf yapan Erdoğan, "Dünya 5'ten büyüktür ama ne yazık ki şu anda dünya 5'e mahkumdur. Önce dünyayı bu mahkumiyetten kurtarmamız gerekiyor. Yani BM'nin gerçek manada bir reforma ihtiyacı vardır. Şu anda bütünüyle bir İİT acaba bir etkinlik bu anlamda yapabildi mi? 197 ülke var, bunun içerisinde 57 ülke İİT'nin üyesi. Bir şey yapabildik mi, yaptık mı? Hayır. Ne zaman, ne gibi adım atacağız? Buralarda stratejilerimizi gözden geçirmemiz lazım, her alanda. BM'nin reforme edilmesi noktasında ciddi adımların atılması lazım" dedi.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.