'Sınırımızdaki gelişmelere seyirci kalamayız'

Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Dün gerçekleşen toplantıda Suriye'nin kuzeyinde yaşanan gelişmeler ve alınacak tedbirler ile ilgili atılacak adımlar ele alındı. MGK'da "Türkiye'nin güney sınırında yaşanan hiçbir gelişmeye Türkiye seyirci kalamaz. Türkiye geleceğini ve bölgesini ilgilendiren gelişmeleri izleyemez. Türkiye'nin nefesinin kesilmesine izin verilemez" değerlendirmesi yapıldı, gelişmelere doğrudan ya da dolaylı müdahale seçenekleri toplantıda masaya yatırıldı.
Genelkurmay Başkanlığı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında yapılan güvenlik zirvelerinde verilen talimatlar üzerine Suriye'de atılacak adımlar ve alınacak tedbirlerin taşıdığı riskleri konu alan kapsamlı bir sunum hazırladı. TSK'nın MGK brifinginde Suriye'ye müdahale için iki seçenek, bu seçeneklerin barındırdığı risklere ilişkin 4 önemli soru yer aldı.
AHMET TOPAL / ANKARA
Masadaki 2 senaryo
Genelkurmay'ın MGK için hazırladığı dosyada iki farklı senaryo öne çıktı: 1- Sınırın öte yanında Cerablus'tan başlayarak 90 kilometrelik alanda güvenli bölge kurmak. 2- Sınırı geçmeden ÖSO'ya top ve füzelerle destek vermek
Genelkurmay sunumunda sınırın öte yakasındaki gelişmelere müdahale için iki senaryo önplana çıktı. Birinci senaryo, sınırın diğer tarafında kurulacak tampon bölgeyi içeriyor. Buna göre TSK'nın, Fırat nehrinin kenarında yer alan Cerablus bölgesinden başlayarak 90 kilometrelik alanda güvenli bölge kuracağı öngörülüyor. Güvenli bölge ile Suriyeli muhaliflerin elinin rahatlatılması, DAEŞ'in güneye püskürtülmesi, PYD'nin demografi oyunlarının önüne geçilmesi amaçlanıyor. Bu senaryoya göre güvenli bölge kurulduktan bir müddet sonra alan ÖSO'ya bırakılıyor, operasyon tamamlanmış oluyor. Genelkurmay sunumundaki ikinci senaryoda, TSK sınırın diğer tarafına geçerek operasyon yapmıyor. Ancak Azez ve diğer bölgelerde PYD ve DAEŞ ile çatışan ÖSO birliklerine 40 ve 80 kilometre menzilli top ve füzelerle destek oluyor.
Sunumdaki 4 soru
Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine müdahalesi üzerine doğabilecek riskler de MGK'da ele alındı. Uluslararası kamuoyunun böyle bir durumda Türkiye'ye karşı tutumunun ne olacağı tartışıldı. Koalisyon ülkelerinin bilgisi ve desteğinin önemli olduğu değerlendirmesi yapıldı. Suriye'nin Türkiye'yi işgalcilik ve saldırganlıkla suçlayabileceği görüşünde birleşildi.
Esad'ın hava kapasitesi
Hava Kuvvetleri'ni ilgilendiren en önemli soru ise Esad'ın elindeki hava savunma sistemiyle ilgili oldu. Olası bir harekat durumunda karadaki askerin güvenliği için savaş uçakları bölgenin kontrolünü sağlayacak. Esad'ın hava savunma sisteminin eskisi kadar etkili olup olmadığı tartışılırken, Türk savaş uçaklarının Suriye hava sahasına geçmesi durumunda Esad'ın uçakları hedef alıp almayacağı soru işareti olarak duruyor.
Sivil kalkan riski
Diğer bir soru sınırı geçmeden DAEŞ'in top ve füzelerle hedef alınmasıyla ilgili. Asker bu seçeneğe sıcak bakarken, DAEŞ'in böyle bir durumda bölgedeki sivil halkı Türkiye'ye karşı canlı kalkan olarak kullanabileceği belirtiliyor.
İç güvenliğe etkisi
Her türlü harekatın iç güvenliğe nasıl etkisinin olacağı toplantıda tartışılan en önemli sorulardan birisi oldu. DAEŞ sempatizanlarının yurt içinde hücre yapılanmasının olduğu istihbarat raporlarına da yansırken, Türkiye'nin harekat yapması durumunda bu militanların yurt içinde saldırı yapma ihtimali değerlendirildi. Sadece DAEŞ'in değil PKK ve bağlantılı terör örgütlerinin de Türkiye'yi hedef alabileceği değerlendirildi.