"Teröre karşı omuz omuza vermeliyiz"

TOBB Genel Merkezi'nde konuşan Başbakan Davutoğlu, teröre karşı taviz vermeyeceklerini ve silahlı unsurlar ülkeden gidene dek operasyonların süreceğini belirterek, STK'lardan teröre karşı mücadelede omuz omuza vermelerini istedi

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Silahlar bırakılana, silahlı gruplar Türkiye'yi terk edene ve DAEŞ terörü tehdit olmaktan çıkana kadar, Suriye'de operasyonlar sürecek" dedi. TOBB Genel Merkezi'ndeki 'Teröre Karşı Sivil İnisiyatif' programında konuşan Davutoğlu şunları söyledi:
TOLERANS YOK: Birileri eğer bizim milletimizin huzurunu bozmak istiyorsa, bizim de görevimiz huzuru ikame etmektir. 23 Temmuz'u 24 Temmuz'a bağlayan gece güvenlik birimlerimize verdiğimiz talimat açık ve netti; 'Madem ki Türkiye'ye savaş ilan edilmiş, madem ki Türkiye'nin siyasi, ekonomik, sosyal istikrarı tehdit edilmektedir, bu iç savaşı ilan edenlerin merkezlerine en etkin şekilde saldıracak, merkezlerini en etkin şekilde tahrip edeceksiniz'. Tolerans, müsamaha yok.
BÖYLE ÇATIŞMASIZLIĞI KABUL ETMEYİZ: Çözüm Süreci konusunda bizim irademiz sabitti, hala sabittir. Ama Çözüm Süreci istismar edilerek, eğer polislerimiz evlerinde şehit edilecekse, eğer esnafımız, Doğu-Güneydoğu'daki kardeşlerimiz haraç baskısı, kepenkleri kapatma baskısı altında olacaklarsa biz böyle bir çatışmasızlığı kabul etmeyiz. Eğer çatışmasızlıktan kastınız, kamu düzeninin ihlal edilerek, alternatif mahkemeler kurmaksa 'Buradan şu kadar oy yüzde yüz çıkmazsa, seçimden sonra hesabınızı görürüz' diye tehdit savurmaksa, bu çatışmasızlığı kabul etmiyoruz. Ama eğer çatışmasızlıktan kastettiğiniz, 2013'ün Mayıs ayında söylediğiniz gibi silahlı unsurların Türkiye'den çekilmesiyse, bütün silahların bırakılmasıysa, o zaman çatışmasızlık bir anlam taşır. Silahlar bırakılana, terör Türkiye'yi terk edene ve DEAŞ tehdit olmaktan çıkana kadar Suriye'de bu operasyonlar devam edecek.
HDP'YE SERT TEPKİ: Şimdi soruyorum kendilerine; sizler bu milletin oylarıyla TBMM'ye geldiniz. Silahlı bir mücadeleyi savunarak bir görev üstlenmediniz. Meşru bir devletin meşru parlamentosunun üyeleri olarak gayrimeşru silahlı bir mevcudiyeti nasıl savunursunuz? Hangi Avrupa demokrasisinde, ülkenin başkentinde parlamenterlik görevini yaparken, 'Aynı zamana sırtımızı silahlı terör örgütlerine dayadık' deme cüreti gösterilebilir. Şimdi düşünün, Avrupa'da bir ülkede birisi, 'Ben burada meclisteyim ama gücümü El Kaide'den alıyorum' dese, izin verilir mi?
TÜRKİYE KAOSA SÜRÜKLENİRDİ: Ankara'da Türkiye'nin geleceğinin sorumluluğunu üzerinde taşıyan devlet adamları olarak böyle bir saldırı karşısında tereddüt etseydik, 'bekle-gör' diyerek zamana oynasaydık, 'şimdi hükümet kurmakla görevliyiz, geçici hükümetiz' deyip konuyu erteleseydik, emin olunuz bugünlerde Türkiye, tam bir kaosa sürüklenmiş, sizlerin helal rızk için yürüttüğünüz faaliyetlerin tümüyle ilgili bir karamsarlık, ümitsizlik hali doğmuştu.
HESAP AÇIK: Hesap açıktı. PKK, DAEŞ saldırılarını bahane ederek Türkiye'de aynen Kobani gibi bir başka kalkışmaya yönelecekti. DAEŞ, bu saldırıları bahane ederek, canlı bombalarla Türkiye'yi kana bulamaya kalkışacaktı. DHKP-C, başka toplum kesimlerini provoke etmeye çalışacaktı. DAEŞ yüce dinimizi istismar ederek o konulardaki hassasiyetleri kaşımaya yönelecekti. PKK Kürt vatandaşlarımızı, DHKP-C de Alevi vatandaşlarımızı tahrik etmek üzere Türkiye'de sosyo-kültürel fay kırılmalarına yol açacak şekilde faaliyetlere yoğunlaşacaklardı.
STK'LARA ÇAĞRI: Sizlerin sesi ne kadar yükselirse, sizler ne kadar güçlü mesajlarla bütün Türkiye'ye 'biz çalışanlar, emekçiler, işverenler, çiftçiler hep beraber teröre karşı bir aradayız' derseniz, terörü o zaman bütünüyle yenebilmek için en büyük kudreti de bize vermiş olursunuz. Diyorsunuz ki, 'Biz nasıl 8 büyük sivil toplum kuruluşu bir araya geldik ve teröre karşı ortak bir deklarasyonda birleştik, siz de birleşin.' Bu haklı talebiniz Başbakan ve ülkenin en büyük siyasi partisinin genel başkanı olarak söylüyorum, başımızın üzerindedir. Sizler ve bizler gerektiğinde bu vatan için, bu vatanın birliği için, bu milletin huzuru için kendimizi feda etmeye hazırız. Gün dayanışma günüdür, gün omuz omuza verme günüdür, Teröre karşı mücadelede bütün toplumun omuz omuza vermesi, başarının öncelikli şartıdır.

KURŞUN SIKAN TASFİYE EDİLECEK

Bundan sonra da sınırımızda askerlerimize sıkılan bir kurşunun bedeli, o kurşunu sıkanların tümünün tasfiyesidir. Ta ki kimse bir daha sınırlarımıza bu şekilde hangi maske altında olursa olsun giremeyinceye kadar.
STK'LARDAN DESTEK GELDİ
Toplantıya katılan TOBB, Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK), Türk-İş, Memur-Sen, Türkiye Kamu-Sen, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Hak-İş ortak açıklamada yaptı: "Nedeni ne olursa olsun terör, siyaset yapmanın ahlaki bir yolu olarak kabul edilemez. Bizler kamu güvenliğinin, hukukun içinde kalarak sağlanması amacıyla alınacak tüm önlemleri destekliyoruz. Bu süreçte herkesin daha soğukkanlı ve sağduyulu olması gerektiğine inanıyoruz. İnsanımız, geleceğimiz, kalkınma hedeflerimiz ve refahımız için özgürlüklerin korunması, hukukun üstünlüğünün sağlanması ve kamu düzeninin tesisi konusunda üzerimize düşen sorumlulukları gerçekleştirmeye her zaman olduğu gibi hazırız."
Üç seçenek de masada
Başbakan Davutoğlu, "MHP ile temaslar sürüyor" açıklamasının perde arkasını partinin MKYK toplantısında kurmayları ile paylaştı. Davutoğlu, kimlerin görüşmeyi yürüttüğünü aktardı ve "MHP, CHP ile görüşmeler bitmeden temas kurmayı tercih etmiyor" dedi. AK Parti'nin MKYK toplantısında koalisyon çalışmaları da masaya yatırıldı. Davutoğlu, MHP ile temasların Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik aracılığı ile MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın üzerinden sürdüğünü söyledi. Davutoğlu, bu temaslarda CHP ile görüşmeler hakkında bilgi aktarıldığını belirterek, "MHP, CHP ile görüşmeler tamamlanmadan temas kurmamayı tercih etmiyor" bilgisini paylaştı. Davutoğlu, birinci tur görüşmeler sırasında Bahçeli ile arasında geçen diyalogu MKYK ile paylaştı. Bahçeli ile görüşmede, üstü kapalı olarak azınlık hükümetini gündeme getirdiğini belirterek, şöyle dedi: "Görüşme beklenenden kısa sürünce, 'Çok kısa oldu bu görüşme' diye biraz uzatmak istedik. Bahçeli ise bu duruma espri ile karışık, 'İsmet Yılmaz ile görüşmemiz iki dakika sürdü ama kendisi Meclis başkanı seçildi. Demek ki iki dakika da olsa sonuç alınabiliyor' cevabını verdi. Bahçeli'nin bu cevabı AK Parti'nin azınlık hükümetine seçim şartıyla destek verebileceği şeklinde yorumlanabilir."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.