“İki farklı örgütün izini sürüyoruz”

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ankara'daki canlı bomba eyleminin iç hedefinin AK Parti'nin tek başına iktidarını engellemek olduğunu söyledi. Davutoğlu, saldırının dış ayağını ise Türkiye'nin çevresine ilham veren bölgesel güç olmasından rahatsızlık duyan çevrelere bağladı. Gazetelerin Ankara Temsilcileri ile bir araya gelen Davutoğlu, terör eyleminde iki ayrı örgütün izinin sürüldüğünü açıkladı. Davutoğlu, şu mesajları verdi:
SEÇİM AYARLI BOMBA: 19 gün sonra seçime gidiyoruz. Bu seçimin hangi sonuçlar doğuracağı önem taşıyor. Zamanlaması da manidar. Birileri tek başına iktidar ve uzun dönemli istikrar kurulmasını engellemeye çalışıyor.
1 KASIM'DA SANDIĞA GİDİLECEK: Bu olayın demokrasimizi akamete uğratmasına izin vermeyiz. Ne olursa olsun Türkiye 1 Kasım'da sandığa gidecek. Sandığa gölge düşürecek tavra girmemiz doğru değil. Ne sonuç çıkarsa çıksın seçim, siyasetin meşruiyet alanını açar.
KAOS SENARYOSU BOZULDU: Birileri bu olay üzerinden kaos senaryosu yazdı. Bütün topluma teşekkür ediyorum. Aileler, vakur şekilde cenazelerini defnettiler. Bu acıdan kaos üretmek isteyenlere fırsat verilmedi. Mezhebi, etnik çatışma riski çıksaydı, tren garını unutturacak sonuçlar çıkabilirdi. Bu oyuna gelinmedi. İKİ FARKLI ÖRGÜT: Arkadaşlar iki iz üzerinde yürüyor. İkinci saldırganın irtibatları konusunda araştırmalar sürüyor. Olay, iki farklı örgüte ilişkin bulgular içeriyor. Örgütler arası işbirliği var mı onu çıkarmaya çalışıyoruz.
ÇANTA VE YELEKLE BOMBA: İki bombacının olay yerine nasıl geldiği belirlendi. Biri çantayla, diğeri yelekle. Eylemin nasıl yapıldığına dair bilgilere ceset parçalarından ulaşıldı.
FAİLİ MEÇHUL KALMAYACAK: Faili meçhul bırakmayacağız bunu. Kim bu katliamı yaptıysa tespit edilecek, bağlantıları çıkarılacak. Karşılık anlamında gereği yapılacak.
SALDIRI TÜRKİYE'YE: Bu vatandaşlarımızın hangi görüşe sahip oldukları, hangi partiye oy verip vermedikleri gündem konusu bile olamaz. Bu saldırı, Türkiye'ye, halkın bütününe, demokrasiye yöneliktir.
ETNİK-MEZHEBİ FAY HATTI: 33 ile cenaze gitti. Türkiye'nin her bölgesine etki eden bir saldırı. Suruç'la benzerlik bağlamında mezhep ve etnik fay hatlarıyla ilgili sonuçlar doğurabilecek bir saldırı.
KAN ÜZERİNDEN PROVOKASYON: Provokasyon teşebbüsleri de oldu. Örnek olarak kan verme çağrısını gösterebiliriz. Oğlum, kızım geldi. "Kan lazımmış, gidip versek" dedi. Orada fark ettim. Sağlık Bakanı'nı aradım. O esnada Ankara'da 3 bin ünite kan hastanelere intikal etti. 0 Rh (-) grubu kanlar toplandı ve her yaralıya kan grubu sorulmadan verilebildi.
10 POLİS LİNÇTEN KURTULDU: Olayı teröristle halk arasında bir unsur olmaktan çıkarıp halk ile polis arasında bir tepkiye dönüştürmeye çalışanlar da vardı. 10'a yakın polis linçten kurtuldu. İlk andaki psikolojik durum soğukkanlılıkla yönetildi.

DEMİRTAŞ PROVOKE ETTİ: 4 lider aynı masada buluşalım istedim. Ama Demirtaş'ın ifadeleri bunu imkansız kıldı. "Bu cinayeti devlet işlemiştir" diyerek toplumu provokove etti. Sanki o bombayı koyanlar bizlermişiz gibi hava oluşturarak halkı 6-8 Ekim olaylarına benzer bir tabloya yöneltmek istedi.
HÜKÜMETTE YALNIZ BIRAKILDIK: Böyle bir terör saldırısı karşısında, sağ tarafımda CHP'li, sol tarafımda MHP'li başbakan yardımcısı olsaydı, milli birlik görüntüsü olmaz mıydı? Bu saldırıyı daha kolay göğüslemez miydik? Niye bizi yalnız bıraktınız?
SEÇİM SONRASI YENİ DİL: 1 Kasım sonrası yeni bir siyasi kültür ve dilin inşa edilmesi lazım. Türkiye, ateş çemberi içinde. Demokrasimizi güçlendirmezsek zorluklarla karşılaşırız. Bu olayların hepimizi silkelemesi lazım.
MİTİNGLER BAŞ- LIYOR: Acılar devam ederken mitingleri uygun görmedim. Ama terörün oyununa gelmemek için hayatın normale dönmesi lazım. Cuma günkü mitingimizi, teröre karşı dayanışma şeklinde, milli birliği kardeşliği güçlendirme mitingleri olarak düzenleyeceğiz.
GÖREVDEN ALMA POLEMİĞİ: Bürokraside ihmal varsa gereği yapılır. Ama sırf o anki psikolojiyi yönetmek için daha soruşturma yapmadan bir bürokratı görevden almak doğru değil. Rapor geldiğinde gereğini yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.
GÜVENDE HİSSEDİN: Terör saldırılarından sonra bir İspanyol, İngiliz, Fransız vatandaşı ne kadar güvende hissediyorsa Türkiye'de de vatandaşlarımız o kadar güvendedir. Türkiye'nin bir başka Ortadoğu ülkesi ile karşılaştırılması doğru değildir. Kimsenin kendisini güvensiz hissetmemesi lazım.
OLAYIN DIŞ YÖNÜ: Krizin çözülememesi nedeni ile Suriye çok hale geldi. Rusya'nın müdahalesinden sonra bu saldırının olması bizim için değerlendirilmesi gereken bir durum. Suriye'deki risk nedeni ile ek güvenlik önlemleri alıyoruz. Sınıra fiziki bariyerler kuruyoruz. Türkiye'nin etkisini ve gücünü kırmak istiyorlar. Hepimiz için hedef 1 Kasım'da sandığın korunmasıdır.

PKK ve PYD'ye herhangi bir silah ve mühimmat yardımı yapılırsa Kuzey Irak'ta aldığımız tedbir neyse Suriye'ye yönelik de alırız. PYD ve PKK'yı ayırt etmek 5-6 ay öncesinde belki bir anlam taşıyabilirdi ama PKK, Türkiye'ye saldırdıktan sonra bu ayrımın anlamı kalmadı. Bu silahlar Türkiye'ye sokulup askerimize polisimize zarar verir mahiyette olamaz. Bunu hem ABD'ye hem Rusya'ya ilettik.

Bugün bir gazete (Hürriyet) diyor ki 'Rakamlar çelişkili'. Rakamları veren Başbakanlık. Sen o rakamlara itibar etmeyip provokasyon yapan siyasi partinin liderine itibar edersen, rakamlar çelişkili olur. 97 rakamı telaffuz edildi. Ağır yaralıların tüm çabalara rağmen hayatını kaybetmesi ihtimalini de göz önünde bulundurmak gerekiyor. Burada çelişki falan yok.

Davutoğlu, eşi Sare Davutoğlu ile bombalı terör saldırısında 97 kişinin hayatını kaybettiği Tren Garı'nın önüne karanfil bıraktı. Dün sabah saatlerinde Çankaya Köşkü'ne gitmek üzere yola çıkan Davutoğlu, programında olmamasına rağmen Ankara Tren Garı'na geçti. Eşi Sare Davutoğlu'nun yanı sıra Başbakan yardımcıları Yalçın Akdoğan ve Cevdet Yılmaz, AK Parti Grup Başkan Vekili Mahir Ünal ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik'in de bulunduğu ziyarette, Davutoğlu patlamanın yaşandığı yere karanfil bıraktı.