ESKİ DOSTUMUZ DÜŞMAN MI OLDU?

Almanlar ile Türkler arasındaki ilişkiler 1882’den itibaren kültürel, askeri ve siyasal olarak hız kazandı. Özellikle Alman ordusunun disiplini Türk subaylarının dikkatini çekti. Askeri heyetler karşılıklı ziyaretler gerçekleştirdi. Bu arada ticari ve kültürel illişkiler de yoğunlaştı. Osmanlı’da etkili olan Fransız hayranlığı, yavaş yavaş Alman hayranlığına dönüştü

Almanya, 1871 yılında siyasal birliğini sağlayarak kuruldu.
O dönemki Afrika, Asya ve Güney Amerika'da süren sömürgecilik yarışında İngiltere, Fransa, İtalya hatta Belçika'nın da gerisinde kaldığı için gözünü Osmanlı topraklarına dikti. Ancak o dönem herşeye rağmen 3 kıtada varlığını sürdüren Osmanlı İmparatorluğu'na doğrudan saldıramayacaklardı.
Sonuç olarak Haçlı seferlerinin olduğu dönemden bu yana Türkleri ve Anadolu'yu yaklaşık 800 yıldır iyi tanıyorlardı. Bu nedenle Almanya, Osmanlı ile ilişkilerini gerçekleştirerek sömürge yarışında İngiltere, Fransa ve İtalya'ya karşı Osmanlı'yı denge konumunda tutmak isteyecekti.

MİLAD BERLİN ANLAŞMASI

O dönem Fransız etkisi altında kalan Osmanlı, 1877-78 Osmanlı-Rus savaşı sonucunda imzalanan Berlin Anlaşması'yla Almanlarla ikili ilişkilerini geliştirmişti. Bu anlaşma sonucunda Osmanlı, çok ağır hükümlerle karşı karşıya kalmış ve Sırbistan, Bulgaristan, Romanya ve Karadağ'ın kendi başlarına birer prenslik olmaları kabul edilmişti. Bu anlaşmayı öne süren Fransa 1881'de Tunus'u, İngiltere 1882'de Mısır ve Sudan'ı, 1885'te de İtalya Habeş'i, Bulgaristan da Doğu Rumeli'yi işgal edince Osmanlı kendilerine açıktan düşmanlık beslemeyen Almanya'ya yöneldi.

DEMİRYOLU PROJESİ

Almanlarla kuruldukları 1871 yılından 1900'lü yılların başına kadar ilişkiler o kadar gelişti ki Sultan 2. Abdülhamit'in tahta çıkışının 25. yılı şerefine yapılan İzmir Saat Kulesi'nin saati Alman İmparatoru Kayzer 2. Wilhelm tarafından Osmanlı-Alman dostluğunun bir işareti olarak hediye edildi.
Almanya ile Türkiye arasındaki ilişkiler 1882'den itibaren kültürel, askeri ve siyasal olarak hız kazandı. Özellikle Alman ordusunun disiplini Türk subaylarının dikkatini çekti. Alman General Von der Goltz'un başkanlığında bir Alman askeri heyeti Türkiye'de uzun süren çalışmalar başlattı. Bu arada kültürel illişkiler de hızlandı. Alman biliminsanları ve teknisyenleri, Osmanlı Devleti'nden aldıkları özel izinlerle Türkiye'de arkeolojik araştırma ve kazılar yaptı. İlişkiler o kadar iyiydi ki Bergama Akropolis'teki Zeus Tapınağı Alman mühendis K. Humann tarafından hiçbir müdahale olmadan rahatlıkla yurtdışına çıkarıldı. Osmanlı, Berlin Anlaşması'ndan sonra kendisine yaklaşan Almanya'ya o kadar çok güvenmeye başladı ki ülke içindeki projeleri de Alman firmalar üstlenmeye başlamıştı. Bunların başında Anadolu-Bağdat Demiryolları ile Konya Ovasını Sulama Kanalları projeleri geldi.

İMPARATORDAN HEDİYE

Alman İmparatoru 2. Wilhelm'in Türk- Alman dostluğu ve işbirliğine verdiği önem yüksekti. Tahta geçtikten bir yıl sonra 1889'da ve 1898'de İstanbul'u ikinci kez ziyaret etti. Her iki gelişinde de Padişah 2. Abdülhamid tarafından büyük törenlerle karşılandı. 2. Wilhelm'in İstanbul'da Sultanahmet Meydanı'nda yaptırdığı ve 2. Abdülhamid'e armağan ettiği çeşme (Sebil) ile bu dostluk anıtlaştırıldı. İstanbul'da Alman okulları ve hastaneleri açılıyor, birçok Türk subayı Almanya'da eğitim görüyordu. Osmanlı Devleti'nde giderek etkisini arttıran Fransız hayranlığı, yavaş yavaş Alman hayranlığına dönüşüyor, özellikle devletin askerî kanadı Almanların etkisi altına giriyordu.

2 ALMAN GEMİSİ ÇANAKKALE'DE


1908 yılından sonra, İkinci Meşrutiyet'in ileri gelenleri, başta Enver ve Talat Paşalar olduğu halde, büyük bir Alman hayranlığı içindedirler. 31 Mart Olayı'nın bastırılmasına öncülük eden, bu hizmetinden dolayı da kendisine 1., 2. ve 3. orduların müfettişliği verilen Mahmut Şevket Paşa, 1909 yılı Eylül ayında Almanya'yı ziyaret etmiş, iki yıl sonra, 1911 yılı Ağustos ayında Osmanlı Veliahdı Yusuf İzzettin Almanya'da yapılan "Wilhelm II.
Askeri Manevralarına katılmıştı. Ancak Türk-Alman ilişkilerindeki esas gelişme 1. Dünya Savaşı'nın ilk yıllarında gerçekleşti.
Almanya'ya karşı birleşen İngiliz, Fransız ve Rus donanması Akdeniz'de Goben ve Braslav adlı iki Alman kruvazörünü takibe almıştı. Bu iki zırhlı kaçacak yer bulamayınca Çanakkale'ye sığındı. İtilaf devletleri de o güne kadar tarafsız olan Osmanlı'ya nota vererek bu kruvazörlerin dışarı atılmasını ya da toplarının sökülerek gözaltına alınmasını istedi.

YAVUZ VE MİDİLLİ OLAYI

Ancak Alman gemilerini vermek istemeyen Osmanlı İmparatorluğu, İtilaf Devletleri'ne bu zırhlıları satın aldığını, Goben ve Braslav'ın isimlerinin "Yavuz" ve "Midilli" olduğunu açıkladı. Ancak kısa bir süre sonra Alman Amirali Suschon'un komutasındaki Yavuz ve Midilli Karadeniz'e açılıp Rus Donanması ile çatışınca, Osmanlı devleti kendiliğinden savaşa itildi. Sadık bir dost olarak Almanların yanında yer aldı.

MUSTAFA KEMAL'İN SEYAHATİ

1. Dünya Savaşı'nda Osmanlı cephelerinin birçoğunu Alman generaller komuta ediyordu. Almanlara o kadar güveniliyordu ki, ordunun bütün geleceği onlara emanet edilmişti. Bu güven şu örnekle de açıklanabilir; Almanların kendi cephelerinde aldığı başarı ve zaferler dahi Türklerce şenliklerle kutlanıyordu. Savaşın en kanlı dönemlerinde 15 Ekim 1917'de Alman İmparatoru 2. Wilhelm İstanbul'u ziyaret etmiş, ziyaretinde Türk kalpağı ve üniforması giymişti. Ziyaret dönüşünde Sultan Mehmet Reşat'ı Almanya'ya davet etmişti. Ancak sağlık sorunlarıyla boğuşan Sultan Mehmet Reşat, kendi yerine veliahtı Vahdeddin'i, o dönem Çanakkale Savaşları sırasında Anafartalar Kahramanı olarak adını duyuran Mustafa Kemal Paşa ile birlikte Berlin'e gönderdi.

TANSU EDİP GÖKBUDAK

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.