12 Eylül’den sonra paramparça CHP

Kavgalar, çekişmelerle geçen yılların ardından yapılan darbe, CHP’yi üçe böldü... Artık siyaset sahnesine HP, SODEP ve bir süre sonra da DSP çıkmıştı...

12 Eylül askeri darbenin ardından yeniden açılan CHP, ikinci döneme sancılarla girdi. Kendi içinde bu döneme kadar birlik oluşturamayan parti, 12 Eylül sonrasında üçe bölündü... Merkez solda 20 Mayıs 1983 tarihinde Necdet Calp'ın liderliğinde Halkçı Parti (HP) kuruldu. 12 Eylül yönetiminden onay alınarak kurulan bu partiye alternatif olarak bu kez 6 Haziran 1983 tarihinde Erdal İnönü'nün liderliğinde Sosyal Demokrasi Partisi (SODEP) siyasi hayata adım attı. Bu dönemde Bülent Ecevit, askeri vesayet nedeniyle parti kurulmasına sıcak bakmıyordu.

BİRLEŞME ÇABALARI

Kasım 1983 tarihinde 12 Eylül sonrasının ilk genel seçimleri yapıldı.m SODEP, 12 Eylül yönetiminin veto engeline takıldığı için seçimlere katılamadı. Veto engelini aşan ANAP (Anavatan Partisi), MDP (Milliyetçi Demokrasi Partisi) ve HP seçimlerde yer aldı. HP 1. Olağanüstü Kongresi 2 Kasım 1985 tarihinde toplandı ve partinin adı Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) olarak değiştirildi. SODEP 1. Olağanüstü Kurultayı ise 3 Kasım 1985 tarihinde toplanarak, kendini feshetti ve SHP'ye katılım kararı aldı. Bu birleşme çabaları sürerken ve merkez soldaki parçalanmışlığa son verilmeye çalışılırken 14 Kasım 1985 tarihinde Demokratik Sol Parti (DSP) kuruldu. Bülent Ecevit o dönemde hala siyasi yasaklı olduğu için partinin genel başkanı Rahşan Ecevit oldu. Böylece bir tarafta birleşme sağlanırken, öbür tarafta parçalanmışlık sürüyordu. Bu parçalanmışlık 1992'de CHP'nin yeniden açılmasıyla üç partili bir şekilde devam etti.

BARAJI ZOR GEÇTİLER

23 Mayıs 1998 tarihinde toplanan CHP'nin 28. Kurultayı'na erken seçim tartışmaları damgasını vurdu. 1995'te ve 1999'da da erken seçim isteği CHP lideri Baykal'dan gelmişti. CHP erken seçim istemesine rağmen vatandaştan sandıkta büyük darbe yedi. 1995 seçimlerinde CHP güçlükle barajı aşarak yüzde 10.7 oy alabildi. 28 Şubat sürecinin de yaşandığı 1995-1999 dönemi hükümet bunalımlarıyla geçti. Bu dönemde koalisyon hükümetleri birbirini izlerken Mesut Yılmaz'ın başbakan olduğu hükümet, 25 Kasım 1998 tarihinde yolsuzluk ve Türkbank ihalesi konusunda verilen gensoru önergesi ile düşürüldü. CHP'nin verdiği gensoru önergesini Fazilet Partisi ve DYP'nin verdikleri izledi.

TBMM DIŞINDA KALDI

Gensoru önergesiyle hükümet düşünce ülke yeniden bir bunalım ve kaos ortamına geri döndü. CHP lideri Baykal, hükümeti düşürmekle suçlandı. Yılmaz'ın liderliğindeki hükümetin düşmesini izleyen süreç, DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit tarafından 11 Ocak 1999'da DSP azınlık hükümetinin kurulmasıyla sonuçlandı. CHP bu hükümeti seçimlere gidilmesi kaydıyla destekledi. CHP'nin de neden olduğu olaylar dizisi, DSP azınlık hükümetinin kurulmasına yol açtı. CHP'nin seçim barajının altında kalmasına neden oldu. 18 Nisan 1999 tarihinde yapılan genel seçimler neticesinde CHP, Cumhuriyet tarihinde ilk kez TBMM dışında kaldı; yüzde 8.71 oy alabildi. DSP, yüzde 22.2 oy ve 136 milletvekili ile seçimlerin galibi oldu. CHP'nin tarihinde ilk kez parlamento dışı kalması hem parti içinde hem de ülkede ciddi bir etki yarattı. En büyük sarsıntı parti içerisindeydi. Gelen tepki ve baskılar neticesinde Deniz Baykal, 22 Nisan 1999 tarihinde genel başkanlık görevinden istifa etti. CHP Parti Meclisi, Cevdet Selvi'yi genel başkan vekilliğine getirdi ve olağanüstü kurultay kararı aldı.

'O OLURSA BEN OLMAM'

Deniz Baykal'ın genel başkanlıktan istifasının ardından 22 Mayıs 1999 tarihinde 9. Olağanüstü Kurultay toplandı. Kurulda yapılan seçimle Altan Öymen genel başkan seçildi. Parti Meclisi seçimlerinde liste konusunda dönen entrikalar neticesinde seçimleri kazananlar istifa etmek zorunda kaldı. Bir ay sonra PM seçimi tekrarlandı. PM seçimi nedeniyle 10. Olağanüstü Kurultay 26 Haziran 1999 tarihinde toplandı. Kurultay'da parti içindeki bütün hiziplerin liste savaşı yaşandı. Bir ay önce Genel Başkan seçilen Altan Öymen yaptığı konuşmada, "Parti içinde 'O olursa ben olmam' ayrımcılığı var.
Bu ayrım ve birlikte çalışmama zaafı ortadan kalkmalıdır" dedi. Öymen'in bu açıklamasıyla aslında o döneme kadar CHP'de adayların hep aynı taktiği kullanarak oy almaya çalıştığını belirtti.

BAYKAL'IN DÖNÜŞÜ
Tüzük çalışmaları ilerleyince Tüzük Kurultayı gündeme geldi. Bu arada Genel Başkan ve Genel Sekreter'in üye kayıtları nedeniyle yaşanan anlaşmazlıklardan dolayı MYK'da sorun yaşamaktaydı. Baykal gitmiş olsa da ekibi PM ve MYK'da egemendi ve kendi güçlerini kıracak değişimi istemiyorlardı. Genel Başkan Öymen "hodri meydan" diyerek Tüzük Kurultayı'nı seçimli kurultaya çevirdi ve Baykal'ı karşısında aday olmaya çağırdı. Baykal'ın tam da istediği buydu ve 11. Olağanüstü Kurultay 30 Eylül 2000 tarihinde toplandı. Deniz Baykal şaşırtıcı olmayacak bir şekilde Altan Öymen, Hasan Fehmi Güneş ile Sefa Sirmen arasındaki yarışı kazandı. 15 ay ayrı kaldığı genel başkanlık koltuğunu yeniden elde etti.

TABLO DEĞİŞTİ

CHP'nin parlamentoya dönüşü DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümetinin yaşadığı 2001 ekonomik krizi ve devalüasyonun ardından yapılan 3 Kasım 2002 seçimleri bambaşka bir tablo yarattı. Koalisyon ortakları seçim barajını aşamayarak TBMM'ye giremedi. Yüzde 10'luk seçim barajını iki parti geçebildi. Seçimlerin yapılmasından bir buçuk yıl önce kurulan Adalet Kalkınma Partisi (AK Parti) tek başına iktidar oldu. Bir önceki seçimde parlamento dışı kalan CHP, yüzde 19 oy ile TBMM'de ana muhalefet partisini oluşturdu. 2002 seçimleri mahalleler bazında incelendiğinde CHP'nin toplumdan uzak elit ve zengin kesimlerden oy topladığı görüldü.

LİSTELER SAVAŞI

Alta n Öymen, 60 kişilik PM için her grubu memnun edeceğini düşündüğü bir "uzlaşma listesi" hazırladı. Ancak, sonuç Öymen'in umduğu gibi olmadı ve uzlaşma sağlanamadı. Kurultay öncesinde Öymen'e tam destek vereceklerini söyleyen Murat Karayalçın ve Hasan Fehmi Güneş grubu, Öymen'in listesinden memnun olmayarak yeni bir liste hazırladılar. Ertuğrul Günay grubu ile bir önceki olağanüstü Kurultay'da çıkardıkları korsan listeyle kriz yaratan Baykal ekibinden Adnan Keskin ve arkadaşları da birer listeyle seçime girdi. Kurultay tam anlamıyla bir listeler savaşına döndü. Genel Başkan Altan Öymen'in listesi, Baykal ekibi ve Hasan Fehmi Güneş-Murat Karayalçın ittifakı tarafından delindi. 60 kişilik PM'de Baykal ekibi çoğunluğu kazandı. Öymen ancak bu ekibin izin verdiği ölçüde genel başkanlık yapabildi. Nitekim sonraki süreçte Öymen ve ekibi çalışamaz hale geldi.

NİDA ALADAĞ

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.