Korona insan yapımı bir virüs mü?

Aralık 2019’da YouTube kanalında yayınladığı videosunda 2020’nin ilk yarısında dünyanın bir salgınla boğuşacağını belirten Yönetim ve İletişim Stratejisti, Araştırmacı Yazar Ertan Özyiğit’e koronavirüsü ve arkasında yatan gücü sorduk. Salgını atlattıktan sonra tüm yaşam biçimimizin değişeceğine değinen Özyiğit, “Eski sistemin ismi, biliyorsunuz ki kapitalizmdi. Şimdi de ‘kreditalizm’ gelecek. Bundan sonraki tüm hayatınızda, çocukluğunuzdan ölümünüze kadar, nasıl bir hayat süreceğinizi kredileriniz belirleyecek. Yakın zamanda Bill Gates’in yine koronavirüsü bahane ederek ortaya çıkardığı, bir türlü insanlara takılamayan çipi takacaklar. Artık bu çiplerle birlikte devletlere de ihtiyaç kalmayacak” şeklinde çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Aralık 2019'da YouTube kanalınızda yayınlanan videonuzda söylediklerinizi şu an yaşıyoruz. 2020'nin ilk yarısında büyük bir salgınla boğuşuyoruz. Sizce korona insan yapımı bir virüs mü? 2020'nin ikinci yarısında bizi neler bekliyor?

Bundan 6 ay önce, yani virüs çıkmadan önce, böyle büyük bir pandemik operasyonun dünyaya uygulanacağını söylemiştim. 2020'de başlayacağını, 2020'nin sonuna kadar da süreceğini deklare etmiştim. Buradaki olay tabii yalnızca The Economist kapağı değil. The Economist kapağının yalnızca benim için anlamı, zamanını söylüyordu The Economist. Fakat böyle salgınlar, yani, bahsedilen dünya üzerindeki bir virüs salgını yüz yılda bir muhakkak gerçekleşir, aynı depremlerde olduğu gibi. Yani bugün biz de biliyoruz ki en az 50 veya 100 yıl aralığında büyük depremler İstanbul'da muhakkak olmuştur, olacaktır. Fakat buradaki olay şu, bu artık bir normal virüs salgınının dışında ben bu işin daha çok tetiklendiğini yani laboratuvarda hazırlanıp uygulandığına inanıyorum. Farz edelim ki laboratuvarda hazırlanmadı da bu virüs bir şekilde ortaya çıktı. Siz üst akıl olsaydınız, bu olayı kullanır mıydınız, kullanmaz mıydınız? Ona karar vermeniz lazım. Yani eğer üst akıl diye bir gerçekten dünyada egemen bir yapı varsa bu yapı muhakkak ve muhakkak dünyadaki herhangi bir olayın ya tetikler veyahut da herhangi bir gelişen olayı muhakkak yönetir. Bunu nasıl anlatabiliriz? Rakamlardan bahsedersek daha iyi anlayacaksınız. Dünyanın şu anda bir yıllık gayri safi milli hasılası 81 trilyon dolar. 81 trilyon dolarlık bir gayri safi hasıla üretiyor dünya. Fakat dünyanın borcu 280 trilyon dolar kadar büyük bir para. Hani burada türev alacaklar dediğimiz alacakları da düşseniz buna da ben kafadan (ağanın eli tutulmaz) 100 trilyon yazayım. Yani arada nereden bakarsanız, hadi biraz daha fazla yazalım, 50 trilyon dolar diyelim. Dünya bir yere borçlu. İşte kim borçluysa, dünyanın başına gelen her şey, o alacaklı tarafından yapılıyordur. Yani bir anda şöyle düşünün, o kadar zenginsiniz ki, Amerika'dan bile daha zenginsiniz. Ölmek ister misiniz? Ki 'Hayır'dır bunun cevabı. Dolayısıyla siz çıkacak herhangi bir virüsü kontrol etmek istemez miydiniz? Veyahut da bunun için laboratuvar kurmaz mıydınız? Veyahut da bir virüs veya salgın çıkacaksa bunu yönetmek istemez miydiniz? Bütün bu verilere baktığımız zaman, dünyada aslında nüfus azaltma, kalabalığı azaltma projesi gerçekleşiyor diye bakacağız.

Ekonomiye büyük darbe

Bundan sonra ne olur? Buraya kadar söylemiştik. Bundan sonra ekonomilerde büyük bir daralma görülecek. Ve daha çok ulus devletlere doğru çekilirken yapılar ve sınırlar belli olurken, yani şunu söylemek istiyorum, dünyadaki hem sosyokültürel hem de sosyoekonomik tüm yapılar değişecektir bundan sonra. Örneğin, bundan sonra Çin'den bir ürün almak yerine daha çok bölgesel ürünler, kendi ülkenizdeki ürünleri tercih edebilirsiniz belirli bir zamana kadar. Çünkü insanların en büyük hastalığı unutkanlıktır. Her şeyi unutur insan. Dolayısıyla kendi ürettiklerinizle, kendi hizmetlerinizle bir şekilde ayakta durmaya çalışacaksınız. Bu belirli bir sürede globalci yapıyı ulusalcı yapıya doğru çekecek. Ama bu arada küçük devletlerin oluşacağına inanıyorum ben. Dünya, Condoleezza Rice'ın Ortadoğu'da 17 tane ülke olacak dediği o yapılara gidecek. Yalnız Ortadoğu için değil, tüm dünyada hemen hemen daha çok şehir devletlerin oluşacağına inanıyorum bundan sonraki yapılarda. Daha sonra da yönetilebilir bu şehir devletler, globalci akıl tarafından, ABD veya Rothschild'ler değil, daha üstteki bir akıl tarafından bu sistemin hepsi dünyayı yönetmek için kullanılacak diye düşünüyorum.

"Sistem, 'tekillik, seçilmişlik, üstünlük' kavramları üzerine kurulacak"

Daha sonra ne olur? Bir tweet atmıştım ben, demiştim ki "Şimdi sıra ülke başkanlarında veya liderlerinde" diye. Monaco Prensi II. Albert koronaya yakalanmıştı. Ardından bugünkü haber ise Prens Charles'ın koronavirüs testlerinin pozitif çıktığı yönünde. Bunların hepsi bir korku imparatorluğu yaymak için var. Korku imparatorluğu şu demek, olabildiğince sistematik olarak size bir devrim yapacak bu koronavirüs. Koronavirüs devriminin eşittir karşılığı dijital devrim geliyor! Dijital devrim ne olacak? Herkes evlerine kapandı, olabildiğince dijitalden eğitim yapıyor, sağlığını bir şekilde dijitalden götürüyor veya ihtiyaçlarını dijitalden sipariş ederek eve kadar getirtebiliyor. Devlet bile artık dijital oldu. Yakın zamanda bu daha da artacak. Koronavirüsün çıkmasının nedeni, bir türlü kabul edilemeyen, daha çok zamanla geçmesi beklenen bu dijital alışkanlıkların hızlandırılması için yapıldı. Buna bir örnek verecek olursak: Amerika Birleşik Devletleri Kongresinde 'Koronavirüsle Mücadele' adı altında bir paket yayınlandı. Bu Fed'in dijital cüzdan çıkartmasıyla eşdeğer bir iş. Dolayısıyla dünya finansal sistemi için farklı ve kritik bir yapı başlıyor. ABD vatandaşlarının bundan sonra dijital bir cüzdanı olacak. Tüm paraları dijital olarak kullanacaklar. Koronavirüs çıktığında ne dediler bize? "Aman en büyük salgın, paraya dokundunuz, virüs paradan daha çok yayılıyor. Para dünyanın en kirli şeyidir. Onun için biz sistemi değiştirelim, artık dijital paraya geçelim" dediler. Ama bakın yine söylüyorum, kongrenin almış olduğu karar koronavirüsle mücadele kararı altında bu dijital dünya olacaktı. Dijital dünyayla ilgili konuları hem programlarımda, hem katıldığım programlarda, sanal alemde bilhassa Youtube'da bol bol bunları sizlere anlatmaya çalıştım. Dünya olabildiğince hızlı bir şekilde dijital bir devrime geçecek. Bu dijital devrim, 1789'daki Fransız Devrimi'nde ortaya çıkan kardeşlik, eşitlik, barış gibi kavramların yerine, kendi mottoları 'tekillik, seçilmişlik ve üstünlük' kavramları üzerine kurulu olacak.

Neden yaşlıları hedef alıyor?

Diyebilirsiniz ki "Koronavirüs en çok neden yaşlıları etkiliyor?" Bağışıklık sistemi çocuklarda ve gençlerde daha yeni yeni oturmaya başlarken, yaşlılarda bağışıklık sistemi çökmeye başlıyor. Bu durum da 'adrese mektup' dediğim bir yapı. Şunu söylememiz lazım, bu virüsü yaşlıları etkilemesinin 3 sebebi var. Bir, yaşlılar sigorta birikimleri ve emekli maaşlarıyla yaşadıkları için ve sisteme bir şey üretmedikleri için yaşlıların yok olmasını istiyor sistem. İki, belki daha etkili olan kavram şu olabilir. Yaşlıların dijital hafızaları olmadığı ve dijital devrim sürecine engel olacaklarını tahmin ettikleri için onları yok etmeye çalışıyorlar. Misal ben bile bütün haberleri gazeteden okuyorum. Ama gençler haberleri internetten okuyor veyahut da dijital platformları kullanarak okuyor. Gazete diye bir şey kalmadı. Üç, yaşlılar bir hafızadır. Bir kurumun hafızasından daha önemli hiçbir şey yoktur. Örnek verilecek olursa, babaannenize veya evde büyüklerinize sorduğunuz zaman geçmişte neler olduğunu, nasıl yaşandığını, geleneklerinizi, dininizi hepsini anlatır. Dolayısıyla sistem bunu da ortadan kaldırmak istiyor bu dijital dünyaya geçişte. Yani siz bildiğimiz dinden uzaklaşmanız lazım diyor. İkincisi tüm tarihinizden ve ananelerinizden uzaklaşmanızı istiyor. Onun için bu bana göre daha çok adrese mektup bir iş gibi geliyor.

Bundan sonra ne olacak? Bahsettiğim gibi ekonomik ve dar bir boğaz olacak. Bu dar boğazdan sonra da yapılacak iş şu olur: ülkelerde daha çok sistemler ve liderler değişir. Bunu özellikle belirtmek istiyorum. Bu çok çok önemli bir konu. Hani bir sonraki sistemde nasıl bir yapı gelir diye sorarsanız, aslında homo sapiens dediğimiz şu anki var olan insanın yerine, buna deccalizm projesi de diyebilirsiniz, diji sapiens diye yeni bir insan oluşturmaya çalışıyorlar. Yani bu insanlar daha çok transhümanist dediğimiz veyahut da Nietzsche'nin 'ubermensch' dediği veyahut da dijital insan diye belirleyeceğimiz bir kavram. Bu ne demek biliyor musunuz? Tüm yapı artık dijital üzerinden bir yapı olacak. Daha önce bahsettiğimiz gibi bizi blockchain gibi bir yapının altında, yani bütün dataların toplandığı, big datanın olduğu bir yapı etrafında toplayıp, bizim ne yapıp ne yapmadığımızı, ne yapmamız gerektiğini, nasıl yaşamamız ve kime inanmamız gerektiğini belirleyecek bir yapay zekâ destekli bir sistemle karşılaşacağız.

Bundan sonra şunu da görebiliriz. Bildiğimiz tüm alışkanlıklar, koronavirüs sonrası yaşam şekliniz dâhil olmak üzere değişecek. Bugün olduğu gibi. Hepiniz evdesiniz. Hepiniz olabildiğince televizyonlar ve internetin karşısındasınız. Ve size yine aynı akıl, yeni bilgiler sunarsa ve yeni korku imparatorlukları oluşturup sizi yönetmeye çalışırsa siz de başka bir yapıda ve başka bir sosyokültürel platformda yaşayacaksınız.

Fransa'nın dünyaca ünlü Pasteur Enstitüsü'nün, 2004 yılında koronavirüsü icat ettiği iddiası, sosyal medyada çığ gibi büyüdü. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ünlü Gazeteci-Yazar Avni Özgürel beni aradı. Bu konuyu sordu. Ben de Avni abiye dedim ki, tamamıyla eksik bir bilgi. Bu video kurgu da olabilir. Bu korku imparatorluğunu daha da büyütmek için. İki kişi çıktı, x yerlerden belgeler olduğunu söyleyip bunu referans göstererek "aslında koronavirüs eskiden bulundu" diye bir şey yazıyor. Zaten bu doğrudur. Ama bu çocukların yaptığı tamamıyla yanlış. Çünkü bu bilgiler internette vardı zaten. Avni abiye de bunu söyledim. Bunlar zaten internette olan şeyler. Koronavirüs kelimesi ayrı bir kelimedir, Covid19 kelimesi ayrı bir kelimedir. Biz Covid19'u konuşuyoruz. Koronavirüsü konuşmuyoruz. Dolayısıyla bu arkadaşlar zaten internette var olan bir şeyi, bazı arkadaşların görmedikleri konuları bizim önümüze koymuşlar. Ondan da prim yapmaya çalışıyorlar gibi geliyor bana.

Salgın bittiğinde bizi nasıl bir dünya düzeni bekliyor olacak?

Sosyal hayat değişecek. Bir kere artık hepiniz şuna alıştınız. Ölümle tanışmaya başladı insanlar. Bu durum acayip bir şekilde pompalanıyor. Yeni bir hayat tarzı sunulduğunda artık çalışmaktan çok sizin için, ölüm her an kapınızda olabileceği için başka bir hayat tarzı belirlemeye başlayacaksınız. Sosyoloji veyahut da sosyal hayatınız tamamıyla değişecek. Daha çok bireyselleşeceksiniz. Ben bunu söylediğimde biraz gülüyordu insanlar ama Çin'de başladı, şimdi İtalya'da da devam ediyormuş. Boşanmalar artacak. Çünkü ilk defa insanlar kendilerinin farkına vardılar. İyi veya kötü olduklarını, gerçekten sevip sevmediklerini, bütün bir hayatın meğerse bireysel olarak kurgulandığını fark etmeye başladılar. Bu bize pompalandı. Eskiden büyük aileler içinde yaşarken, şimdi tek çocuklu aileler yaşıyor. Ama son olarak daha çok bireysel bir yaşam tarzı bekliyor bizi.

Yeni sistem: 'Kreditalizm'

Herkes şunun üzerine kuruyor sistemi, bütün sistemin üzerinde bir para sahibi var ve dünyayı kurgulayacak. Paranın hiçbir önemi yoktur. Bunu defalarca örneklerle anlattım. Size de anlatmaya çalışayım. Bir oyun oynuyorsunuz ve birisi kazandı. Bütün paraları aldı diyelim. Siz silahı çekip masaya koyduğunuz anda bütün paralar sizin olur. Ne demek istiyorum? Şunu söylemek istiyorum. Silahı en güçlü olan bütün sistemi yöneten akıldır. Yani bugün için NSA veya Pentagon veya ABD bu aklın kendisidir. Ama ABD derken Amerika Birleşik Devletlerini refere etmiyorum, iç yapısında olan daha büyük bir üst akıldan bahsediyorum. Bundan sonra şöyle bir sistem gelecek. Eski sistemin ismi biliyorsunuz ki kapitalizmdi. Şimdi de 'kreditalizm' gelecek. Bunu not edin lütfen: kreditalizm. Yani, sizin bundan sonraki tüm hayatınızda, çocukluğunuzdan ölümünüze kadar, nasıl bir hayat süreceğinizi kredileriniz belirleyecek. Etrafta daha çok kameralar göreceksiniz. Yakın zamanda Bill Gates'in yine koronavirüsü bahane ederek, tanısını daha iyi koyalım diye, bir türlü insanlara takılamayan çipi takacaklar. Artık bu çiplerle birlikte devletlere de ihtiyaç kalmayacak. Yani, sizin artık pasaportlara, notere ihtiyacınız olmayacak. Alım satımda yalnızca blockchain dediğimiz teknoloji üzerinde, yalnızca bireylerin şahitliğinde alışveriş yapılacak. Örneğin yurtdışına gidiyorsunuz, şu anda da sistem var, gözünüzü, irisinizi okuyor. İristen geçerken size 'geçin' veya 'geçemezsiniz' diyor. Pasaport kalmadı. Noter de kalmazsa. Para da basılmayacağını söyledim. Dijital cüzdanlar var dedik. Hiç parayla ilginiz yok. Devletler kalmayacak. Çünkü devletin fonksiyonu yok. Devletin fonksiyonunu oluşturacak yapı ise Birleşmiş Milletler gibi bir topluluğun bütün devletlerin yönetim şeklinin nasıl olması gerektiğine karar vererek oluşacak. Ama bu, insan nüfusunu azaltma operasyonundan sonra olacak bir iş. Bunu da tetikleyecek yapı şu an için WHO. Yani Dünya Sağlık Örgütü. Bugün bize ne söylese yaparız. Dese ki bugün, "Arkadaşlar para bu kadar sorun getiriyor. İnsanlar paraya dokunmasın. Artık dijital paraya geçelim" dediği anda yarın geçecek. ABD'de dijital cüzdana geçiş tarihi de belirlendi: 1 Ocak 2021. Olimpiyatlar da 2021'de gerçekleşecek. Belki de onu da göremeyeceğiz. Tüm insanlar belki dijital platformlar üzerinden yarışıyor olabilecek. Onları da görebiliriz. Bunun habercisi de olmuş olayım.

Bundan sonrasını şöyle görüyorum büyük bir sanayi devrimi gerçekleşecek. Hani 4. Sanayi devrimi falan diyorlar ya, biraz daha ileriye sardım fotoğrafı. Bize hızlı bir şekilde 6. Sanayi Devrimi diye bir devrim satmaya başlayacaklar. Bu devrimde insanın hemen hemen olmadığı bir sanayi ile karşılaşacağız. İnsan ise yalnız ve yalnız 'insanlık maaşı' diye bir maaş alacaktır ileride. Bunları da şimdiden söyleyelim. Henüz 2020'ye girmeden, virüs daha çıkmadan "Dünyaya büyük bir salgın geliyor, haberiniz olsun" dediğimizde bana komplo teorisyeni diyenler, şimdi "Hocam nereden bildin?" diyorlar. İşte bu söylediklerim de "Nereden bildin?"in devamı olsun.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.