AB’nin koltuk savaşı ve protokol tuzağı

Türkiye ile gerilen AB ilişkilerinin yeniden rayına oturması için Ankara'ya yapılan kritik ziyaret Avrupa'nın koltuk savaşlarına sahne oldu. Protokol tuzağına çekilmek istenen Türkiye, yaratılmak istenen siyasi kriz iklimini diplomatik nezaketle aşmayı başardı.

Türkiye, son yıllarda her koldan farklı mücadeleler içinde. Doğudan batıya kuzeyden güneye çeşitli terör tehditlerinden tutun da siyasi ve ekonomik saldırılara kadar her türlü zorluğu aşmak için büyük savaşlar veriyor. Üstelik hem içeride hem de dışarıda. Ülkemizin 60 yıllık Avrupa Birliği üyeliği sürecinde belki de en önemli yol ayrımlarından birinden döndük geçtiğimiz hafta. Göç krizinin ardından Doğu Akdeniz'deki gelişmelerde de Yunanistan yanlısı bir tutum sergileyen AB ile gerilen ilişkilerde yeni bir adım atılması için Ankara'ya resmi bir ziyaret gerçekleştiren AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve AB Konseyi Başkanı Charles Michel, Başkan Erdoğan ile bir araya geldi. Ve Külliye'deki bu ziyarete Türkiye-AB ilişkilerinden çok Avrupa'nın koltuk savaşları damga vurdu. Daha doğrusu böyle olması istendi.

ARALARINDAKİ ÇEKİŞME
Zaten bir süredir aralarındaki çekişme açıkça bilinen hatta bu gerçeği gizlemek için sık sık yan yana samimi pozlar veren von der Leyen ve Michel, aralarındaki güç savaşının merkezine bu kez de Ankara'yı koydu. AB yetkilerinin belirttiği protokolü uygulayan Ankara, yine AB eliyle protokol tuzağına düşürülmek istendi. Tam da İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı alınmasının ardından yaşanan bu gelişme ile, ülkemizde yeni bir siyasi kriz iklimi yaratma çabası, kadınlara, üstelik de AB temsilcisi bir kadına yönelik nezaketsiz bir uygulama görüntüsüyle perdelenmek istendi. Hatta bu gelişmeler üzerine Başkan Erdoğan'a İtalya'nın yeni Başbakanı Mario Draghi tarafından 'diktatör' yakıştırması yapıldı. Üstelik AB'nin protokolle ilgilenen yetkililerinin Ankara'nın bu tablodan sorumlu olmadığını açıkça belirtmelerine rağmen... Siyasilerin de sert tepkisi ile karşılaşan bu yakıştırmaya en anlamlı cevap da geçtiğimiz gün İtalya'nın eski Ankara Büyükelçisinden geldi.

'DİKTATÖRLÜK GÖREMİYORUM'
2004-2010 yılları arasında Ankara'da görev yapan ve Türkiye'yi yakından tanıyan eski büyükelçi Carlo Marsili, Draghi'nin Erdoğan'a yönelik ifadelerine tepki gösterdi. Başbakanın açıklamaları sonrasında iki ülke arasında çıkan diplomatik krizi değerlendiren Marsili, "Yaşananlar beni şaşırttı. Hakikati söyleyelim; Türkiye'nin 9 büyük şehri muhalefetin idaresindeyken, ben 'diktatörlük' olarak tanımlanacak bir ülke göremiyorum. Hangi diktatörlük? Burada iyi anlaşılamayan şeyler var. Şimdi mesele, ülkelerimiz arasında siyasi diyaloğu yeniden başlatarak sorunu çözme meselesidir" diye konuştu.
'OLUMSUZ ETKİLERİ OLUR'
TÜRKİYE ve İtalya'nın Libya ve Doğu Akdeniz gibi birçok ortak noktası bulunduğunu da hatırlatan Masili, "Bu nedenle böylesi bir kriz anına kesinlikle gerek olmadığı kanısındayım. Bu hususta her şeyi yapmalıyız çünkü ilişkilerimize olumsuz etkileri olabilir" değerlendirmesinde bulundu. Marsili, "Ben büyükelçilik yaptığım süre boyunca Türkiye'de pek çok ziyaretin düzenlenmesinde bulundum ve Türk protokolüyle hiç sorun yaşamadım. Açıkçası burada AB üyesi ülkelerin protokollerinde bir şeyler işlememiş çünkü sadece bir taraf suçlanamaz" yorumunu da yaptı. Marsili, İtalya'nın bu kriz anını fırsata çevirerek, Türkiye'ye AB sahnesinde desteğini artırması gerektiğini vurgulayarak, AB'nin de siyasi diyalog, demokrasi ve insan haklarını ilgilendiren tüm konularda müzakere başlıklarını Türkiye'ye karşı açık tutarak daha iyi yüzleşilmesini sağlayabileceğini kaydetti.
TÜRKİYE'NİN SUÇU YOK İTİRAFI
ALMAN Der Spiegel dergisi, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve AB Konseyi Başkanı Charles Michel'in Ankara'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmeleri sırasında yaşanan protokol olayıyla ilgili "AB dünya sahnesinde kendini nasıl gülünç duruma düşürüyor" başlıklı bir yazı yayınlamıştı. Burada yapılan değerlendirmede, "AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Türkiye ziyareti sırasında kandırıldı. Hata ev sahibi Erdoğan'da değil, Konsey Başkanı Charles Michel'deydi. Tuhaf bir güç mücadelesinin sahneleri" ifadelerine yer verilmişti.
KADIN DERNEKLERİ MİCHEL'E TEPKİLİ
AVRUPA ülkelerinde faaliyet gösteren bazı kadın dernekleri, Avrupa Birliği (AB) yönetiminin Türkiye ziyaretindeki protokol olayının ardından AB Konseyi Başkanı Charles Michel'in istifa etmesi talebiyle imza kampanyası başlattı. Kadın hakları kuruluşları, Michel'in "büyük hata yaptığını" belirterek, von der Leyen'in şahsında bütün kadınların küçük düşürüldüğünü belirtti. İstifa çağrısının yer aldığı mektuba, Belçika, Fransa, İtalya gibi ülkelerden kısa sürede 3 binden fazla kişinin imza attığı bildirildi. AB dışındaki ülkelerden de birçok kadının kampanyaya imza verdiği kaydedildi.

ZÜMRÜT YILMAZ

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.