İmparatorlukların mezarlığı Afganistan

ABD’nin Afganistan’daki askeri güçlerini çekme kararının ardından saldırılarını artıran terör örgütü Taliban, ülkenin Orta Asya ile bağlantısını sağlayan kuzey vilayetlerini peşi sıra ele geçiriyor. Barış ve istikrar getirme iddiasıyla ülkede kaldığı 20 yıllık sürede militan gruplarına destek veren Amerikan yönetimi geride kaos, güvenlik tehditleri ve muhtemel bir göç dalgası bırakıyor

ABD ve NATO'nun çekilmesiyle Afganistan'da ortaya çıkacak olan güç boşluğu birçok bölgesel aktörün hem iştahını kabartıyor hem de komşu ülkelerin güvenlik kaygılarını artırıyor. ABD'nin Afganistan'daki 20 yıllık misyonunun son bulacağı tarih olan 31 Ağustos yaklaşırken, ülke büyük bir belirsizliğe doğru ilerliyor. Amerikan güçlerinin ülkeyi resmen terk etmeye başladığı Mayıs ayından bu yana 200'den fazla ilçe ve 6 il merkezi Taliban'ın kontrolüne geçti. Merkezi hükümet ile Taliban arasındaki çatışmalar yoğun bir şekilde devam ediyor. Kabil yönetimi ile Taliban arasında Katar'ın başkenti Doha'da devam eden barış görüşmeleri de durmuş durumda. Çekilmenin tamamlanmasıyla birlikte Taliban'ın saldırılarını daha da şiddetlendirmesi bekleniyor.
BENZER SENARYO DEVREDE
Taliban'ın hızlı ilerleyişi Sovyetler Birliği'nin çekilmesinin ardından patlak veren iç savaşa benzer bir senaryonun gerçekleşme ihtimalini artırıyor. Tüm bölgeyi etkileyecek böyle bir senaryo nedeniyle bölge ülkeleri diplomatik girişimlerini yoğunlaştırdı. "İmparatorlukların mezarlığı" şeklinde nam salan Afganistan'ın istikrarı birçok bölge ülkesi için yaşanabilecek olası krizlerin önlenmesi açısından da kritik önemde.
YİNE AYNI YOL İZLENİYOR
Ancak Afganistan'da şu an aslında ülkeye yıllar önce barış getirme adı altında yerleşen Amerika Birleşik Devletleri'nin geçen süre zarfında ülkedeki terörist gruplara verdiği desteğin sonuçları yaşanıyor. Buradaki görünen resmi misyonu dışında ABD yönetiminin Taliban'a kendi kontrolü altında bir yaşam alanı bırakması ve terörü el altından desteklemesi aslında sadece Afganistan'a özel bir durum değil. Amerika'nın bölgemizde Suriye'de, Irak'ta yıllardır uyguladığı yöntem burada da devrede. Nasıl bugün Suriye'de özellikle petrol bulunan bölgelerde terör örgütü PKK'yı destekliyor, silah ve mali güç sağlıyorsa Afganistan'da da aynı yolu izliyor.


20 YILDA BİR ŞEY DEĞİŞMEDİ
Washington yönetimi, 11 Eylül saldırılarının ardından El-Kaide terör örgütünü ortadan kaldırma kararı alarak örgüte ev sahipliği yapan Afganistan'ı istikrara kavuşturma iddiasıyla bölgeye yerleşmişti. Geçen 20 yılın sonunda Amerikan askerleri arkalarında Asya, Afrika, Orta Doğu ve Avrupa için çok boyutlu yeni bir tehdit kaynağı bırakarak evlerine dönüyor. ABD, bu zaman zarfında Afganistan'ı kontrol altında tutmak için harcadığı 1 trilyon dolardan fazla bütçe yükünü bir anlamda rakiplerinin sırtına yıkarak onları hem mali bakımdan hem de güvenlik alanında büyük bir tehditle karşı karşıya bırakıyor.
YENİ BİR GÖÇ DALGASI
Afganistan'da giderek artan korku iklimi, bölge ülkelerinin de yeni bir göç dalgasıyla karşı karşıya kalmasına neden oluyor. Potansiyel göç dalgası Avrupa, Avustralya ve Orta Asya cumhuriyetleri yönünde ilerlerken, yol üzerindeki ülkeler için karşılanması zor maliyetler ve ölüm risklerini de beraberinde getirecek. Pakistan, İran ve komşu Türki cumhuriyetlerin yanı sıra son dönemde İran üzerinden ülkemize geçişler de gündemde. Özellikle muhalefet, Suriye'de yaşanan ve ülkemize sirayet eden göç krizi örneği üzerinden topluma şimdiden korku yaymaya çalışıyor. Afgan mültecilerin Türkiye'ye yönlendirildiği iddiası her ne kadar Amerikan yönetimince net bir dille yalanlansa da muhalefet bu yönde kara propaganda üretmeye devam ediyor.

'TÜRKİYE HİÇ KİMSENİN GÖÇMEN KAMPI DEĞİL'
Afgan göçmenler üzerinden yürütülen tartışmalarla ilgili konuşan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Türkiye ölümden kaçan insanlara kucak açar. Bunun istismar edilmesine kesinlikle müsaade etmeyiz. Türkiye bundan fazla bir yük çekemez. Ülkemiz hiç kimsenin göçmen kampı değildir" ifadelerini kullanmıştı.

AMERİKAN RÜYASI KABUS YAŞATIYOR
Yıllarca ülkeleri hedef alan terör örgütlerini palazlandıran Amerika, kendi elleriyle yarattığı bu örgütleri hedef seçtiği bölgeleri dizayn planlarında maşa olarak kullanmaya devam ediyor. ABD'nin Afganistan'da El Kaide ve Taliban, Suriye'de YPG/ PKK eliyle hayata geçirmek istediği planlar, terör tehditlerin temizlenme bahanesiyle masumlaştırılmaya çalışılırken ülkeleri de içinden çıkılması güç krizlere sürüklüyor.

BAŞKAN BİDEN: KARARIMDAN PİŞMAN DEĞİLİM
ABD Başkanı Joe Biden, Afganistan'da son birkaç gün içinde birçok şehrin Taliban'ın kontrolüne geçmesine rağmen ülkeden çekilme kararından pişman olmadığını ifade etti. Afgan liderlerin siyasi olarak bir araya gelmeleri gerektiğini belirten Biden, "Biz taahhütlerimizi tutacağız ama aldığım karardan pişman değilim" ifadelerini kullandı.

BM'DEN UYARI
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, Afganistan halkı için feci sonuçları önlemek adına devletlere harekete geçme çağrısında bulunarak, ülkede savaş suçları ve insanlığa karşı suçlara varabilecek ihlal raporlarının ortaya çıkmaya devam ettiği uyarısında bulundu.

HABER ANALİZ: ZÜMRÜT YILMAZ

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.