Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde "Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü" dolayısıyla düzenlenen programda konuştu.
Erdoğan'ın konuşmalarından öne çıkanlar:
Bugün burada şiddet sebebiye hayat yolculukları kesintiye uğramış, derdini içine atmak zorunda olan kadınlarla dayanışmamızı göstermek adına burdayız. Hayatlarını kaybeden tüm kardeşlerimize gani gani rahmet diliyorum. Yaşadığı travmalar sebebiyle kadınlık onurları incinmiş tüm kadınlarımıza geçmiş olsun diliyorum. Bugüne kadar olduğu gibi kadına ve çocuğa yönelik şiddetle en ön safhada yer alacağımın bilinmesini isterim. Kadına ve çocuğa yönelik şiddet insanlık suçudur, ihanettir. Akıl, vicdan, ahlak ve izan sahibi hiçbir erkeğin de hayatı paylaştığı kadınlara karşı menfi bir halde olması düşünülemez.
Kadına ve çocuğa şiddet sorununu rakamlar ve istatistikler üstünden konuşmayı doğru bulmuyorum.Türkiye'nin bu meselede başkalarına kıyasla daha kötü bir durumda olması değildir tam tersine Avrupa ülkelerine göre biz çok ilerideyiz. Burada esas mesele candır. Yaradılmışların en şereflisi olan insandır. Tek bir hanım kardeşimiz bile şiddete uğruyor, şiddet kurbanı olsa bile bu durum küçük kıyametin koptuğunun habercisidir. Tek bir kayıp bile çoktur, hepimiz adına hüzün vericidir. Biz meseleseye tamamen insan merkezli bakıyoruz.
Gazze soykırımında şehit olan 3'te ikisini çocuklar oluşturuyor. Bunlar vicdan sahibi için ürkütücü rakamlar. Gazzeli kadınlara yönelik barbarlık hak ettiği tepkiyi görmedi. İsrail'in üzerinde işlediği cinayetin vehameti üzerinde bir baskı kurulmadı. Kadına ve çocuğa şiddeti belli bir bölgeye, ülkeye mal etmek sorunun çözümüne değil kronikleşmesine sebep oluyor. Oysa kadınların can, mal ve onuruna yönelik her saldırı amasız, fakatsız karşı durulması gereken bir eylemdir. Kadına şiddet gibi ideolojik kavgalara meze yapılmasını bizler tasvip etmiyoruz. Biz Türkiye olarak dünyada da kalıpları bozmaya devam edeceğiz. Zalimin de mazluımun da kimliğine bakmadan hakkaniyeti savunmayı gür bir sesle haykıracağız.
Gazze'nin cefakar, fedakar ve her biri direniş abidesi olan cesur kadınlarını saygıyla selamlıyorum, şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum. Toplumun temeli olan ailelerin de kilit taşı kadındır. Kadın mutluysa aile mutludur, kadın huzurluysa o ailede huzur vardır. Kadına yönelik şiddet ailenin huzuruna vurulmuş bir darbedir. Bizim kültürümüzde aile mahremiyeti olan bir yapıdır. Şiddet varsa burada aile mahremiyetinden söz edilemez. Şiddet tüm toplumu ilgilendiren bir meseledir. Müdahale edilmeyen her bir şiddet olayı büyüyor ve başka insanlara da sirayet ediyor. Aileye sahip çıkmak ise güvenli bir çatı inşa etmek demektir. Ağır saldırı altındaki ailenin zemin kaybetmesine mani olamayız.
Şehit hayatının sıkıntılarıyla birlikte ailenin omuzlarına binen yük de artmaktadır. Kadınların çalışma hayatında yer aldığı bir tabloda aynı davranış kalıplarının devam etmesi beklenilemez. Anneler kadar babalara da sorumluluklar düştüğüne inanıyorum. Dijital dünyadan doğan tehditler artarken sadece annelerin değil babaların da birincil görevidir. Hayatı paylaştığımız eşlerimize daha fazla destek olmamız gerekiyor. Ellerini taşın altına daha fazla koymalarını istirham ediyorum.
Türkiye'nin son 23 yılda şiddetle mücadele başta olmak üzere sıfır tolerans ilkesiyle etkin bir şekilde mücadele ediyoruz. Kadınları güçlendirmenin gayretinde olduk. 2002'de kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 27,9, ekim 2025'te 35,7'ye yükseldi, kadın istihdam oranı 35,8'e çıktı.

