Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın yönetiminde gerçekleştirilen konser organizasyonlarına ilişkin usulsüzlükler, Sayıştay'ın 2024 ABB Denetim Raporu'nda ayrıntılarıyla ortaya kondu. Raporda, doğrudan temin yöntemiyle yapılan konser alımlarında Kanun'a aykırı işlemler, "tek kaynak" adı altında rekabetin engellenmesi ve firmalarla sanatçılar arasında son dakika yetki sözleşmeleri yapılması gibi çok sayıda skandal uygulama sıralandı.

SAYIŞTAY: 4734 SAYILI KANUN'A AÇIK AYKIRILIKLAR TESPİT EDİLDİ
Raporda yer alan "Bulgu 3: Alınan Konser Hizmetlerinde Hatalı Uygulamalar Bulunması" başlığı altında, 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 22/b maddesi kullanılarak yapılan alımlarda ciddi usulsüzlükler olduğu açıklandı. Sayıştay'ın raporundaki kritik bölüm şöyle başlıyor:
"Kurum tarafından 4734 Sayılı Kanun'un 22'nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan 'Sadece gerçek veya tüzel tek kişinin ihtiyaç ile ilgili özel bir hakka sahip olması' hükmü uyarınca gerçekleştirilen alımların incelenmesi sonucunda, söz konusu alımlarda çeşitli hatalar bulunduğu tespit edilmiştir."
Sayıştay, ABB'nin konser alımlarında "sadece tek kişinin özel bir hakkı olması halinde uygulanabilecek" bu maddeyi kötüye kullanarak, rekabete açık olması gereken organizasyon, sahne kurulumu ve tanıtım hizmetlerini de aynı kalem içine soktuğunu belirtti. Yani, birçok firmanın yapabileceği işler "tek kaynak" gösterilerek hep aynı yöntemle alındı.

"SANATÇI TEMİNİ" ADI ALTINDA SAHNE KURULUMU, ORGANİZASYON VE TANITIM İÇ İÇE SOKULMUŞ
Sayıştay'ın tespiti çok net:
"Organizasyon ve sahne kurulum hizmeti gibi çeşitli hizmetler, 'Sanatçı temin edilmesi' işi kapsamına dahil edilmiştir."
Raporda, bu işlemlerin birçok firma tarafından yapılabileceği hâlde, ABB yönetiminin bu hizmetleri 'tek kaynak' gibi göstererek hep aynı yöntemle doğrudan temin ettiğine dikkat çekiliyor.
Sayıştay burada şu hukuki hataya işaret ediyor:
"Alımlarda rekabet, saydamlık ve şeffaflığın sağlanması için ihalelerin belirtilen usullerle yapılması gerektiği; 22'nci maddenin 1'inci fıkrasının (b) bendi kapsamında alımın gerçekleştirilebilmesi için, ihale konusu ihtiyacın tek bir kaynaktan sağlanma zorunluluğu bulunması gerektiği açıktır."
Yani ABB yönetimi, ihale açması gerekirken bunu yapmayarak kanunu ihlal etti.

SKANDAL UYGULAMA: İHTİYAÇ DOĞMADAN HEMEN ÖNCE YETKİ BELGESİ HAZIRLANMIŞ
Sayıştay'ın tespitlerine göre yüklenici firmalar, ABB'nin konser kararı almadan hemen önce, yalnızca konser günü için geçerli olacak şekilde sanatçılarla yetki sözleşmesi imzaladı. Yani firmalar daha ortada bir karar yokken (!) "özel yetki" almış gibi gösterildi.
Rapordan aynen aktarılan çarpıcı ifade şudur:
"Kurum tarafından konsere ilişkin herhangi bir ihtiyaç oluşmadan kısa süre önce, yüklenici olacak firmanın ilgili sanatçıyla sadece ilgili konser gününe özel yetki sözleşmesi yaptığı görülmüştür."
Bu da yüklenicilerin genel yetkiye sahip olmadığı, yalnızca ABB'nin alım sürecinden hemen önce "son dakika" yetki belgesi düzenleyerek 22/b'ye uygunmuş gibi gösterdiklerini ortaya koyuyor.
Sayıştay bu durumu şu şekilde eleştiriyor:
"İşle ilgili yüklenicinin genel bir yetki belgesine sahip olması beklenirken, yüklenici bu işin yapılmasına karar verilmeden kısa bir süre önce ve sadece o işle ilgili olarak sanatçıyla yetki sözleşmesi yapmıştır."

DAHA DA ÇARPICI BULGU: YETKİ BELGESİ OLMAYAN FİRMADAN DOĞRUDAN TEMİN YAPILMIŞ
Sayıştay, bazı konserlerde ABB'nin yetki belgesi o tarihte mevcut olmayan firmalardan 22/b kapsamında alım yaptığını da tespit etti. Firmaların özel bir hakkı olmadığı halde, "varmış gibi" işlem yapıldığı ve bu gerekçeyle doğrudan temin uygulandığı ortaya çıktı.
Sayıştay'ın en kritik uyarılarından biri de şu:
"İşin 22/b usulü ile alınmasına dair karar alındığı tarihte, işle ilgili herhangi bir özel hakkı olmayan yükleniciden, işle ilgili özel bir hakkı varmış gibi fiyat teklifi alınmış ve doğrudan teminle alımlar gerçekleştirilmiştir."
Bu bulgu, Kanun'un 22/b maddesinin tamamen amacı dışında kullanıldığını doğruluyor.

154 MİLYON TL KAMU ZARARI
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma; İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişi raporu, MASAK incelemesi, Bilirkişi raporları ışığında ilerliyor.
Bu raporlarda yer alan tespitlere göre, Mansur Yavaş yönetiminin 2021–2024 arasında düzenlediği 32 konserde toplam 154 milyon 453 bin TL kamu zararı oluştuğu belirtildi. Soruşturma kapsamında 9 kişi hakkında tutuklama talebiyle mahkemeye sevk kararı verildi.
Sayıştay bulguları ve açılan soruşturmalar, Yavaş yönetiminin kamu kaynaklarını şeffaf ve hukuka uygun kullanmadığı yönündeki eleştirileri daha da güçlendirdi. Konser organizasyonlarının "tek kaynak", "özel yetki", "doğrudan temin" gibi yöntemlerle belirli firmalara yönlendirildiği iddiaları, Yavaş'ın uzun süredir tartışılan konser ve organizasyon harcamalarını yeniden gündemin merkezine taşıdı.
Usulsüzlük iddialarının büyüklüğü ve kamu zararının boyutu, Mansur Yavaş'ın "şeffaflık ve hesap verebilirlik" söylemlerinin gerçeği yansıtmadığı yönündeki eleştirileri de beraberinde getirdi.