“Arabuluculuk” işkolu haline geliyor


Batıda anlaşmazlıkların çözümü için başvurulan sistem ülkemizde de gelişiyor. Arabulucular özellikle mahkemelerin iş yükünü azaltacak gibi görünüyor


Hukuki anlaşmazlıkların 'arabuluculuk' yoluyla çözümünü öngören kanun tasarısı Meclis'e sunulmasıyla birlikte arabuluculuk mesleğiyle tanışmış olduk. Oysa arabuluculuk, yani bir anlamda barış yapıcıık Batıda on yıllardan beri başarıyla uygulanıyor. Sadece hukuki alanlarda değil hemen hemen her konuda taraflar müzakere ettirilerek orta yol bulunuyor

Alternatif değil, seçenek

Uyuşmazlık, çatışma yönetimi ve arabuluculuk alanlarında Türkiye'deki enönemli isimlerden biri olan Dokuz Eylül Üniversitesi, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dali Akademisyenlerinden Doç. Dr. Abbas Türnüklü'yle arabuluculuk nedir ve neden gereklidir sorularının yanıtlarını konuştuk...
Arabuluculuğa ve sorun çözmeye yönelik son zamanlarda bir takım adımlar atıldığını belirten Türknüklü, "Yargıtayda bekleyen 6 bin dava var.
Müzakere, arabuluculuk ve anlaşmazlık çözümü bir bilimdalıdır ve adına fakülteler açılmaktadır. Biz batıdaki gelişmelerin ne ölçüde dışında, uzağında kalabiliriz? Türkiye'de de böyle bir meslek alanına yönelik bir yönelim var" dedi ve ekledi: "Anlaşmazlıklarımızı direkt mahkeme yoluyla mı çözmeliyiz, yoksa müzakere mi etmeliyiz? Müzakere ettik çözemedik ve mahkemede sorunumuzu çözdük diyelim. Bu durumda örneğin komşuysak ve aynı binada yaşıyorsak barış ve uzlaşı içinde varolabilecek miyiz? Her sorunun arabuluculukla çözülebileceğini söylemek de yanlış. Tecavüz gibi, taciz gibi saldırganlık içerikli sorunlar arabulucuyla çözülemez, ama basit yaralama, basit hırsızlıklar, aile içi anlaşmazlıklar gibi çok fazla sistemi meşgul eden bir takım sorunlar var. Bu yumuşak konuları mahkemede yıllar içinde çözmeyi mi tercih etmeliyiz, yoksa oraya gitmeden önce bir ara seçenek olarak yeniden müzakere etmeyi tercih edebilir miyiz?"
Arabuluculuğu tercih edilebilir kılan şeyin hızlı, kolay ve ekonomik olması olduğunu anlatan Türnüklü, bunu mahkemenin alternatifi olarak sunmanın yanlış olduğunu, ama bir seçenek olarak dikkate alınmasında da fayda olduğunu ifade etti.
İnsanların farklı doğasından kaynaklanan anlaşmazlık ve çatışmalarla ilgili de bilgiler veren Türnüklü, anlaşmazlıkla ilgili şu bilgileri verdi: "Doğada tek tip ağaç, tek tip yeşil gördünüz mü? Doğada çokluk, çeşitlilik, farklılık var. İnsanlarda da tek tip inanç, hedef, amaç, inanç, çıkar, arzu heyecan yok, çokluk var. Farklılık doğaldır, meşrudur, olması gerekir. İnsanların bizim gibi düşünmemeleri doğaldır. Bu durumda insanların istekleri, hedefleri, arzu ettikleri şeyler karşı karşıya gelebilir. Bu anda sahip oldukları sorun çözme becerileri kişileri şiddete de götürebilir, uzlaşmaya da götürebilir."
"Kişilerin farklılıklarıyla aynı işyerinde, ailede, apartmanda, sınıfta nasıl varolacağız. Ötekine rağmen, ötekiyle birlikte. Hedefimize birlikte uzlaşarak ya da ötekinin üstüne basarak mı ulaşacağız? Bu seçimi belirleyen bizim müzakere becerilerimizdir" diyen Türnüklü, toplumda asıl anlaşmazlığın olmamasının bir hastalık durumu olduğunu, belirtti ve şöyle konuştu: "Anlaşmazlık yoksa teklik ve homojenlik vardır. O zaman 'Biz bu farklılığı yönetebilme becerisine vakıf mıyız' diye bakmalıyız."
Çocuk yetiştirme kültürümüzde yetişkin odaklı, güç odaklı bir anlayışın hakim olduğunu söyleyen Türnüklü, "Okullarda bile böyle bir güç kültürü var. Bunun yerine küçük yaşlardan itibaren müzakere kültürünü eklememiz gerekiyor... İki öğrenci arasındaki kavgayı yetişkin çözerse çocukların sorun çözme becerileri gelişmez. Onlara sorunları müzakere etmesini öğretmek, bu beceriyi kazandırmak gerekir" dedi ve şöyle konuştu: ""Okullarda yaşanan çatışmalar gelecekte daha ciddi yaşanacak anlaşmazlıklar için beceri kazandırma enstrümanı gibi.
Çocukluktan itibaren
Bu konuda bir çok çalışma yapıldığını, Türkiye'de ilk merkezi olan 9 Eylül Üniversitesi Anlaşmazlık Çözümü Araştırma ve Uygulama Merkezi'ni ise kendilerinin kurduğunu belirten Türnüklü, "Bir yüksek lisans programı açtık. Bu konuda projeler, eğitim çalışmaları, seminerler yapıyoruz. Ancak bu bir politika olmalı" dedi.
Türnüklü, anlaşmazlık çözümü konusunda atılması gereken adımları ise şöyle örnekledi: "Diyelim ki işyerinizde bir anlaşmazlığınız var. Bir görevi biz istemiyoruz ama yönetimimiz bunu yapmamızı istiyor. Bu durumda nasıl adımlar atılıyor? Yönetici bir şey talep ediyorsa ortada bir ihtiyaç var ve bunun çalışan tarafından görülmesi gerekiyor demektir. Çalışan ile yöneticinin talepleri örtüşmüyor ise, arada bir anlaşmazlık vardır. Burada diyalog becerileriyle sorunu çözebilirler. Bunun pek çok yolu var.
Karşılıklı konuşmaları gerekiyor. Yöneticilerin, çalışanların kendilerinden farklı bakabileceğine inanması, ikincisi de çalışanların da aynı perspektifle yöneticilerin kendisinden farklı istekleri olabileceğini kabul etmesi gerek.
Bizde çalışanlar işyerlerine bu kültürle gelmiyor. Bu noktada kurumlarda müzakere kültürüne yönelik bir eğitim verilmeli. Kurum içi müzakere, sorun çözme anlayışında ortak bir dilin, kültürün, anlayışın egemen olması gerekiyor."
Sonuç olarak, hepimiz birbirimizden farklıyız ve bazen karşımızdaki insanlarla aynı düşüncede olmayabiliyoruz. Peki bu durumda başvurduğumuz yol ne oluyor? Çatışmaya mı giriyoruz, müzakere yolunu mu seçiyoruz? Özellikle çalışanların müzakere yöntemleri hakkında bilgi edinerek bu alandaki eksikleri gidermesi, çocuklarında okullarda bu eğitimi almaları anlaşmazlıkların çözümü konusunda atılacak en önemli adım olur... SELİN GÜLER

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.