Sepetini dolduran bir adım öne çıkar

İzmir'in en önemli sivil toplum kuruluşlarından biri olan Ege Genç İşadamları Derneği'nin (EGİAD) 1.5 yıldır Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüten Temel Aycan Şen, Yeni Asır TV'de her cumartesi günü canlı olarak yayınlanan ve Yeni Asır Gazetesi editörlerinden Ahmet Veli Olgundeniz'in hazırlayıp sunduğu Kariyer Doktorum programına konuk oldu. Programda EGİAD'da işadamlarına yönelik yapılan çalışmaları anlatan Şen, önümüzdeki dönem gerçekleştireceği planlarından da bahsetti.

* EGİAD neler yapıyor?
1990 yılında 47 işadamı abimiz tarafından kurulan bir dernek. Şu an 22. yılını yaşıyor. Kurulduğu ilk günden beri vizyon ve misyonu çerçevesinde Atatürkçü, laik, demokrat, iş dünyasına yön vermeye çalışan çalışkan genç işadamlarının bir araya geldiği bir örgüt.
* Üyelerinizle nasıl bir sinerji var aranızda?
Bunu atalarımız çok basit söylemiş, bir elin nesi var, iki elin sesi var. Ellerin bir araya geldiği bir ortam EGİAD. Dernek üyesi arkadaşlarımız için hem sosyal hem ticari anlamda bir araya gelme vesilesi. Bunun dışında zaman zaman sorunlarla, çözüm önerileriyle ilgili olarak bireysel mücadele yerine Genç İşadamları Derneği ailesiyle hareket ederek muhataplara ulaşma şansı hem de çözüm için dapa güçlü bir kamuoyu yaratma şansı buldukları bir örgüt.
Derneğimizde 22 ila 47 yaş arasında aktif üye olarak adlandırılıyor. 47 yaşını aştığında üyemiz onu fahri üye kategorisine alıyoruz. Fahri üyelikle aktif üyelik arasında hizmet açısından büyük fark yok. Aktif üyelerin seçme-seçilme hakkı var. Aidat ödeme zorunlulukları var. Daha önce derneğe üye olmuş üyemiz 47 yaşından sonra seçme ve seçilme hakkı olmaksızın, aidat ödemeksizin hizmetlerden yararlanmaya devam ediyor. Üyelik için son yaş kriteri 42.
* Eğitim çalışmaları ve toplantılarınızdan bahseder miziniz?
Süregelen faaliyetlerden biri Girişimcilik Akademisi. Girişimcilerin iş fikirlerine destek olabilmek, fikri olanlarl yatırım yapmak isteyen, melek yatırımcı diye adlandırılan grubu birleştirmeyi hedeflediğimiz bir program bu. Bugüne dek iş fikri olan 60 genç arkadaşmızı 60 saatlik KOSGEB eğitimine tabi tuttuk. Ardından hukuk, mali işler, reklam, pazarlama gibi konularda konunun uzmanlarıyla bir araya getirdik.
* Peki işadamları bu ara en çok hangi dertlerden muzdarip?
Herkesin işkolu çerçevesinde bir takım sorunları var tabii. Dünyayı saran ekonomik sıkıntı, Türkiye'yi de etkiledi. Yurtdışı ilişkileri olan üyelerimiz var. Avrupa'da bir daralma var. Eskiden 3-5 konteyner alım yapan müşteri, bunun yüzde 50'sini alıyor, ödemeleri uzatmak istiyor. Bu da satışları etkiliyor. Tabii değişen Türk Ticaret Kanunu, hazırlıkları yapılan sendika kanunları gibi iş hayatını etkileyen kanunların neler getireceği aramızda konuşulan konular.
* İş arayanlar iş bulamamaktan, iş dünyası isteklerine uygun eleman bulamamaktan şikayetçi...
Bazen o yolların kesişmediği doğru. Burada nitelik önemli. Ara eleman konusunda genelde iş dünyasında sıkıntı var. Özellikle yüksekokul meslek lisesi düzeyinde ara eleman olarak çalışacakların sayısının artması ve onların iş hayatına entegre olması çok önemli. Bu bir sepet meselesi. Herkesin kendi sepetini neyle dolduracağına bağlı... İş görüşmesinde o sepetten kim daha çok şey çıkarabilirse o bir adım öne geçiyor. Genç arkadaşlarımızın o sepetleri neyle doldurabilir? En az bir yabancı dil, teknolojiye yatkınlık önemli. İş dünyasına ilişkin kurslar var bunların içine dahil olursanız dolur. Gençlerin bu konularda donanımlı hale gelmeleri şart.
* EXPO konusında neler söylersiniz?
2020 EXPO hazırlık sürecinde şehirde farklı kurumların bu konuda istekli ve gayretli olduklarını görüyoruz. Bence bu çalışmaların olumlu bir yanı. Tabii ki eleştiriler vardır, ama her durumun kendi içerisinde değerlendirmek, avantajlarını yaşamaya çalışmak lazım. Biz de EGİAD olarak her iki EXPO'da da Yönlendirme Kurulu'nda Bakanlar Kurulu Kararıyla görev almış tek sivil toplum örgütüyüz. Üzerimize düşeni yapmak için hazırız. EXPO'nun her şeyden öte bir ivmelenme potansiyeli olduğuna ve olacağına inanıyorum. Belki de bugüne kadar yapılmamış yatırımlar bu dönemde yapılacak, oluşan hareketlilikle izmir'in ticari ve sosyal hayatına yönelik faaliyetler ortaya çıkacaktır.
* İzmir'le ilgili bir eleştiri olarak generalin çok olduğu ama askerin olmadığı söylenir, katılır mısınız?
Grup bu kadar büyük ve güçlü olursa, tabii ki generalin çok olması normal. Bazen bahsedilen daha küçük illerin tek hakimi, büyügü olduğu için onun etrafında toplanmak kolay. İzmir'de o kişiler gibi onlarca kişi var, dolayısıyla komutan çok. Zararı yok ama, yapmamız gereken bence şu, yeri geldiğinde aynı ortak payda için bir araya gelebilmeyi bilmek lazım. Lider konumdaki insanların çokluğu İzmir'in zenginliği.
* Türkiye'de bazı dernekler var ki insanlar görev alabilmek için birbirleriyle yarışıyor. EGİAD için ne edersiniz?
EGİAD kuruluşunun 22. yılında, Türkiye'deki tüm GİAD'lar içinde fark edilir derecede büyük etkili ve güçlü bir dernek. Tabii ki bunu yaratan bugüne kadar görev yapmış başta başkanlarımız ve yönetim kurulu üyelerimiz, dernek üyelerimize müteşekkiriz. Amacımız da o aldığımız çıtayı daha yükseğe çıkarabilmek.
* 3 yıllık süreyi doldurduğunuzda EGİAD için neyi başarmış olmayı dilersiniz?
Bizim, yola çıkarken yapmayı düşündüğümüz projelerin ön çalışmasının olduğu bir dosya var. Şükür ki 12-13 aylık bir dönemin sonunda yaptığımız ara genel kurulda, arkadaşlarımızla paylaştığımız 30 sayfa dolusu faaliyet raporumuz gerçekleşti. Şu an EGİAD'ın üye sayısı 520'nin üzerinde. Çok farklı bir yelpazeye yayılan üyelerimiz olduğu için bu anlamda üyelerimizin her birinin farklı ihtiyaç ve beklentilerine karşılık bir şeyleri yapabilmiş olarak bu dönemi tamamlamayı arzu ediyoruz. EGİAD'ı kurum olarak aldığımız yerden daha yukarı bir çıtaya artırmaya çalışıyoruz. Sosyal sorumluluk için İzmir ve Türkiye için bir şeyleri yaparak bu dönemi tamamlamak istiyoruz. EGİAD'ın bir ilköğretim okulu var. Geçtiğimiz günlerde sayın Valimizle yaptığımız bir protokol gereği yeni bir çok amaçlı salonu yapabilmek adına imza attık. İzmir ve Türkiye adına yapabileceğimiz her türlü projenin içinde olmayı arzu ediyoruz.
GÜNÜN ŞARTLARINA AYAK UYDURMAK LAZIM
* Araştırmalar ülkemizde aile şirketlerinin 3. kuşağa devredemediğini söylüyor. Türkiye bu döngüyü nasıl kıracak?
Bu tüm dünyanın sorunu. Ülkemizde 100-150 yıllık aile şirketlerinin olmamasının nedeni, Türkiye'de o yıllarda devir değişmiş, ülke değişmiş, yönetim şekli değişmiş. Padişahlıktan Cumhuriyete geçilmiş. Bu sürüde ülkede tüm dinamikler değişirken şirketlerin kalıcı olması çok beklenemez. Bunu çözmek için, günün şartlarının sürekli değiştiğini ve buna ayak uydurmak gerektiğini bilmek gerekiyor. Bir de aile şirketlerini bir arada tutan manevi değerler var.
Aile fertleri bunu özümserlerse o zaman bu işler daha kolay sürebilir. Kurumsallaşma konusunda profesyonellerin işin içinde olması çok önemli. Bunu başaran güzel örnekler var.