Sözlü ve yazılı iletişim becerileri işimizde ve özel yaşantımızda etkili bir rol oynamaktadır. İnsanlar konuşarak ve yazarak birbirleriyle iletişim kurmaktadırlar. Yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre bir bireyin günlük yaşamda gerçekleştirdiği iletişimin öncelikleri şöyledir: İletişim becerilerinin yüzde 9'u yazarak, yüzde 16'sı okuyarak, yüzde 30'u konuşarak ve yüzde 45'şi ise dinleyerek gerçekleştirilmektedir. Ayrıca söylenenleri iyi dinleme ve doğru anlama da iletişim becerilerini geliştirme açısından büyük bir önem taşımaktadır. (Dr. Sedef Kabaş, Dünya, 9.10.2007)
ANLAŞILABİLİR SÖZCÜKLER
Günlük yaşantımızda iletişim eksiklikleri önemli sorunlar yaratmaktadır. Yöneticiler, politikacılar, işverenler, işçiler, sendikacılar, kamu görevlileri ve öğrenciler çoğu zaman iyi iletişim kuramadıkları için zorluklarla karşılaşmaktadırlar. İletişim eksiklikleri sadece iş yaşamında değil, aile ilişkilerinde de karışıklıklar yaratmaktadır. İletişimde yaşanan sorunlar doğal ve içten davranışlarla daha kolay çözülmektedir.
Olumlu bir iletişim ortamı yaratmak her açıdan yararlı olmaktadır. Yüz yüze iletişimde olumsuz art düşüncelere fırsat verilmemelidir. Sinirli ve gergin konuşmalar iyi sonuçlar vermemektedir. Karşımızdakileri sessizce dinlemek ve anlamaya çalışmak daha yararlı olmaktadır. Ancak o zaman açık iletişim gerçekleşebilmektedir. Açık iletişim ile iş yaşamında ve özel yaşamda mutluluk ve başarı kazanılmaktadır.
Büyük bir ülke olan Türkiye'de doğal olarak çeşitli yerel ağızlar, bir başka deyişle, ana dilin yörelere göre söyleyiş farklılıkları bulunmaktadır. Ancak ülkemizdeki yerel ağızlar Türk dilinde yozlaşmaya ve belirsizliğe yol açmamalıdır. Bu nedenle Türkçeye özen göstermek ve ona sahip çıkmak zorunlu olmaktadır. Yalın ve anlaşılabilir sözcükler kullanarak yazı yazmak ve konuşmak karşılıklı iletişimi daha da başarılı kılmaktadır.
Dilimize girmekte olan yabancı kökenli sözcüklerden kaçınmalıyız. Örnek olarak Türkçe-İngilizce ya da Türkçe-Arapça karışımı bir dil kullanılırsa iletişimde anlama zorlukları baş göstermektedir. Anlamını iyi bilmediğimiz sözcükleri kullanmamalıyız. Ayrıca kullanılan dil bir siyasi görüşün ya da bir inanışın simgesi haline de getirilmemelidir.
YABANCI DİL VE KÜLTÜR
Yazılı ve sözlü iletişimde özellikle yalın ve halkın anlayacağı bir dil kullanılmalıdır. Kısa cümleler daha kolay anlaşılmaktadır. Örnek olarak içinde 10 sözcük bulunan bir cümledeki sözcük sayısı 6'ya indirilirse daha kolay anlaşılmaktadır. Yazılı ve sözlü iletişim becerileri ancak yukarıda özetlemeye çalıştığım çabalarla gelişebilmektedir.
İletişimde önemli bir konu da yabancı bir dil konuşma konusudur. Bir yabancı dili bilmek o dildeki sözcükleri belleyip arka arkaya sıralamak anlamına gelmemektedir. Yabancı bir dili öğrenirken o dildeki sözcüklerin anlamını öğrenmenin yanı sıra o ülkedeki insanların kültürü, gelenek ve görenekleri ile ilgili bilgi edinmek yararlı olmaktadır. Bireyler arasındaki iletişim akla ve duygulara dayalı bir süreçtir. Bu nedenle iş yaşamında yabancı dil ile yabancı kültür arasındaki bağlantıyı iyi kavramak gerekmektedir. Ayrıca bir yabancı dili iyi konuşmak kendi kültürümüzü yabancı ülkelere doğru tanıtmak açısından da büyük bir önem taşımaktadır.
