• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Celal hoca ve Kenan Rifai

MEHMET DEMİRCİ

Celal hoca ve Kenan Rifai

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 19 Aralık 2025

Ailemden Simalar kitabından: Sadettin Ökten,babası ile annesinin evlilik temellerinin Kenan Rifai Dergahı'nda atıldığını söyler. Şöyle ki: Baba Celal Hoca 1912'de Darülfünundan mezun olduktan sonra Maarif Vekaleti, Arapça hocalığı için bir sınav açar. Genç Celal bu sınava girerek ikinci olur. İstanbul Lisesi'ne Araça öğretmeni olarak tayin edilir. Artık İstanbul'da o dönemin şartlarında iyi bir işi ve saygın bir makamı vardır. Kendisi Trabzon'dan gelmiştir. İstanbullu olmaya karar verir, önce lisanını düzeltir, sonra da yeni bir muhit edinmeye gayret eder. Bu arada birtakım tekkelere de ziyarette bulunur. Genç Celal Kenan Rifai Hazretleri'nin dergahına her hafta zikrullaha iştirak etmek üzere gidermiş. Bu merasimlerin birinde zikrullahın nihayetinde okunan bir aşrı şerif ve okuyan hafız, Hocanın çok dikkatini çekmiş. Genç hafızın kıraatini pek beğenmiş. Çünkü o, temsili bir kıraat imiş. Yani azap ayetlerinde ses yükseliyor, müjde ayetlerinde ise tatlı bir havaya bürünüyormuş. Merasim bittikten sonra peder, hafız efendiyle tanışmış. "Maşallah, okuduğunuz aşr-ı şerifin manasını da anlıyorsunuz. Çünkü temsili bir kıraat yaptınız" demiş. Genç hafız teşekkür ederek "Efendim bendeniz medrese talebesiyim" demiş. Babam da kendini tanıtmış: İstanbul Sultanisi Arabi muallimi Celal Hoca. Hafız efendi "Efendim ben sizi biliyorum" demiş. Bu genç hafız annemin en büyük ağabeyi Hafız Cevdet Efendi, o zaman medrese talebesi. Aralarında böyle bir dostluk başlıyor.

ŞU EVİN BİR KIZI OLSA
Ökten anlatmaya devam eder: Cevdet Dayım, Arapçadaki müşküllerini pedere soruyor. Peder, önce bunları hallediyor, sonra sırayla cebir ve Fransızcadaki müşküllerini çözüme bağlıyor. Dayım, ders yılı sona erip imtihanları verince babamın bu yardımlarına karşılık olmak üzere onu evinde yemeğe davet ediyor. Bu daveti kabul eden peder yıllar sonra ilk izlemnmini şöyle anlatırdı: "Fatih Atikali'de Haliç'e doğru hafif bir meyille inen cadde üzerinde köşe başında konak yavrusu bir ev. Çok temiz ve sessiz. Ziyaretim sırasında evde hiç kimsenin olmadığını zannederek Cevdet Efendiye sordum: 'Siz burada ebeveyninizle yalnız mı yaşıyorsunuz?' 'Hayır, biz bu evde altı kardeşiz.' dedi. Bu temizlik, sessizlik ve sadelik çok hoşuma gitti. İçimden 'Bu evin bir kızı olsa da alsam.' diye geçirdim." Meseleyi kız kardeşine, yani halama açıyor. Hanımlar arasında başlayan görüşme bir müddet sonra o zamana göre tabii olan bazı gecikmelerin sonunda mutlulukla neticeleniyor ve peder ile valide 1923 yılı başında evleniyorlar.

BİLDİKLERİNİ UNUTMAK
Celalettin Ökten şunları da ekler: Babam Kenan Rifai Hazretleri'ne ziyarete muntazaman devam ederdi. Bu ziyaretlerin birisinde Kenan Rifai şöyle buyurmuş: "Hoca, bildiklerini unutmaya hazır mısın?" Peder bu suale müspet cevap veremeyince hazrete intisap etmemiş, muhip olarak kalmış. Bu birliktelik esnasında babam Fransızcaya ait bazı müşküllerini Kenan Rifai ile halledermiş. Oğlu Kazım Bey'e de Arapça hususunda yardımcı olurmuş. Hatırlıyorum, küçüklüğümde peder, Hz. Kenan Rifai'yi ziyaret ettiğini söyler fakat bu ziyarette ne konuştuklarını anlatmazdı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.