Üniversite ve yüksekokul mezunlarının sayısı giderek artmaktadır. Genel olarak akademik eğitimin yararlı olduğuna inanmaktayız. Ancak ülkemizde akademik eğitim çoğu zaman diploma sahibi olma hedefiyle bir tutulmaktadır. Bu nedenle gençlerde bir mesleği daha iyi öğrenme ve uzmanlaşma hedefi yerine birkaç dalda diploma alma isteği göze çarpmaktadır. Öte yandan ülkemizde işsizlerin sayısı da her geçen gün artmaktadır. Öyle ki, üniversite mezunu pek çok genç iş bulmakta zorluk çekmektedir. Birçok iş yeri de aradığı niteliklere uygun elemanlar bulamadığını söylemektedir.
UYGULAMA VE DENEYİM
Burada şu sonuç ortaya çıkmaktadır: Akademik eğitim öncelikle bireylerin kendilerinin, iş dünyasının ve toplumun inanç ve beklentilerine uygun olmalıdır. Uluslararası pazarları ve dünyadaki gelişmeleri izlemeyen, insana öncelik vermeyen eğitim sisteminin küresel rekabet ortamında yararlı olması da söz konusu değildir. Ayrıca eğitim sisteminin ezberlemeye değil, daha çok somut uygulamalara yönelik olmasında yarar vardır.
İnsanların başarıya ulaşmasında meslek tutkusu önemli bir rol oynamaktadır. Bu konuda şu örnekleri verebilirim. Ünlü ressamlar kendilerine özgü teknik ve görünümler tasarlamakta, farklı çizgileri ve renkleri bir araya getirerek değerli tablolar yapmaktadır. Büyük yazarlar ve şairler kelimelerin ve sözlerin gücünü kullanarak gönüllerdeki gizli duyguları ve özlemleri dile getirmekte ve değerli eserler ortaya koymaktadır. Çeşitli meslekler için bu örnekler çoğaltılabilir.
Galler'de yaptığım uzmanlık çalışmalarım sırasında proje liderimiz dedesinin yıllarca önce söylediği şu sözlerini bana aktarmıştı. "Alüminyum döküm parça üretimi için ihtiyaç duyduğumuz çelik kalıpları o yıllarda torna, freze ve matkap gibi klasik tezgahları kullanarak imal ediyorduk." İleri teknoloji ile karşılaştırıldığında bugün ilkel sayılan tezgahları o yıllarda kullanarak hassas ve karmaşık kalıplar üretmeye çaba harcamaları benim çok ilgimi çekmişti. Uzun yıllar gerektiren yeni teknoloji çalışmalarında bireysel çabalar ilginç örnekler oluşturmaktadır.
Pazarlama, satış, tasarım, üretim ve mali yönetim konularında da bireysel çabalarla ve yenilikçi girişimlerle başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Uygulamalı mesleki eğitime ve çalışanların bireysel niteliklerinin geliştirilmesine verilen önem nedeniyle ülkemizde KOBİ'lerin rekabet üstünlüğü giderek artmaktadır. Bu nedenle bugünün küçük ve orta ölçekli şirketleri adım adım büyüyerek geleceğin başarılı şirketleri olabileceklerdir.
YETENEKLERİ GELİŞTİRME
Bir ülkedeki şirketlerin rekabet gücü kazanmaları ve uluslararası pazarlara açılmaları o ülkenin ekonomik altyapısını kuvvetlendirmektedir. Unutulmamalıdır ki, hiçbir gelişmiş ülke ve hiçbir sanayi kolu bugünkü konumuna bir rastlantı sonucu gelmemiştir. Şirketlerde çalışan yetenekli ve deneyimli bireylerin bilgi birikimleri ve yıllar süren kararlı çabaları da bugünkü teknoloji düzeyine erişilmesinde etkili bir rol oynamıştır. Ayrıca iş dünyasının başarılı yöneticilerinin en önemli niteliklerinden bir tanesi de birlikte çalıştıkları bireylere yeteneklerini geliştirebileceği ortamlar sağlamalarıdır.