Yöneticilik görevi günümüzde sadece var olanı ya da geçmişi korumayı değil, yenilikleri izlemeyi ve geleceğe yönelik yeni yeteneklere sahip olmayı da gerektirmektedir. Yaşamakta olduğumuz yoğun rekabet ortamı çalışan elemanları değişime, yeni teknolojilere ve uluslararası normlara uyum sağlamaya zorlamaktadır. İnsan kaynaklarında değişime en hızlı uyum sağlama yeteneği olan kesim gençlerdir. Bu nedenle gençlere de önemli görevler düşmektedir.
İş dünyasında yaşanan yoğun rekabet ortamı çalışan elemanların geleceğe yönelik olarak yeteneklerini geliştirilmelerini zorunlu kılmaktadır. Gençler kendilerine verilen görevleri sadece "işini yapmak" amacıyla değil, "bir yenilik uygulamak ya da farklı bir proje geliştirmek" amacıyla ele almalıdır. Şirketlerde çoğu zaman yenilikçi ve yaratıcı düşünce eksikliği göze çarpmaktadır. Ayrıca düşünceler ve davranışlar geçmişin etkisi altında kaldıkça yenilik ve farklılık yapma fırsatları da sınırlı kalmaktadır.
İş dünyasında başarılı olmanın birtakım geleneksel kurallar bulunmaktadır. Ancak sadece geleneksel kuralları izleyerek kalıcı bir başarıya ulaşmak da söz konusu olmamaktadır. Sorgulanmayan alışkanlıklar, günlük sıradan işlere gereğinden çok zaman ayırma ve geleceği planlama konularına duyarsız kalma şirketlerde sürekli gelişmeyi engellemektedir. İş yerlerinde yeni fırsatlar göz önünde bulundurularak farklı bir vizyon oluşturulabilirse gelecekte daha büyük başarılara ulaşılabilecektir.
Yönetim yeteneklerinin geliştirilmesi konusunda sadece akademik eğitim yeterli olmamaktadır. İşbaşında kazanılan deneyimler de büyük bir önem taşımaktadır. Serbest piyasa ekonomisine yönelik uygulamalar nedeniyle ticari ve ekonomik ilişkilerde coğrafi sınırların etkisi giderek azaltmaktadır. Çalışan elemanların yeniliklere duyarlı ve geleceğin koşullara uygun olarak eğitilmesi konusu çok bilinmeyenli bir denklem olarak karşımıza çıkmaktadır.
Burada göz önünde bulundurulması gereken önemli bir nokta da çalışan elemanların alışılagelen iş yapma yöntemlerini sürdürmelerinin tek başına bir yararının olmayacağıdır. Öyle bir rekabet ortamı ki, alışılagelen iş yapma süreçlerini olduğu gibi tekrarlamaya devam etmek geride kalmak anlamına gelmektedir. Daha yaratıcı ve yenilikçi olabilmeleri için çalışan elemanların teşvik edilmeleri, yetkilendirilmeleri ve önlerindeki engellerin kaldırılması gerekmektedir.
Üretim tesislerine, teknolojiye, satış ve pazarlama amaçlı yatırımlara ne denli büyük yatırımlar yapılırsa yapılsın insan kaynaklarının nitelikleri ve yetenekleri geliştirilmeden kuruluşların başarılı olma şansları bulunmamaktadır. Dünyada serbest piyasa ekonomisine yönelik uygulamalar artıkça insan kaynaklarının önemi de ön plana çıkmaktadır. Bu nedenle meslek yüksekokulu ve üniversite eğitimi görmüş olan genç kuşaklara, özellikle yeni çalışmaya başladıkları iş yerlerinde öğrenme, uygulama ve iş geliştirme süreçlerine katılmaları için yeni fırsatlar tanınması gerekmektedir.