'' Eserin 13. veya 14. yüzyıla ait obje olduğunu öngördüklerini anlatan Doç. Dr. Ersoy şöyle devam etti: ''Antik dönemde, biliyoruz ki gün 12 eşit bölüme ayrılır. Örneğin sabah 1. bölümde kalkarlar, 3. ve 4. dilimde hamama, gimnazyuma giderler, 5. dilimde öğle yemeği yerler. Günü algılayabilme amacıyla yapılmış bir güneş saati. Mermerden yapılmış. Büyük güneş saatleri çok bulundu, ama böyle küçük cepte taşınabilen güneş saati pek yaygın değildi. Güneş saatleri özellikle burada olduğu gibi kamusal alanların yoğun olduğu bölümlerde kullanılıyordu. En büyük özelliği cepte taşınabilir olması.'' Cepte taşınabilen saatin üzerinde değişik işaretler de bulunduğunu, bunların da inceleneceğini belirten Doç.Dr. Ersoy, şöyle devam etti:
TARİHE ŞAHİTLİK YAPACAK ESER
''Diğer önemli obje ise mitolojilerde geçen Aşk Tanrısı Eros heykeline ait baş. Bu eserin Agora ile ilgisini kurmak mümkün değil, ama Smyrna'da Roma dönemi okulunun ürettiği obje. Belki Agora'da değil başka bölgede yapılmış, daha sonra buraya getirilmiş. Mermer eserler, objeler, süsleme unsurları genellikle kireç üretilmek için kullanılır, kireç ocağına atılırmış. Muhtemel kireç ocağına yakın bulduk, kireç olacak aşamada iken, bir nedenle kalmış, ocağa atılmamış. MS 1. yüzyılın güzel bir eseri.'' Doç. Dr Ersoy, heykelin ''Tarihe şahitlik yapacak bir eser'' olduğunu anlatarak, ''Kazı alanında stajyer kızlarımızdan biri çalışma yaparken, önce heykelin saç kısmını görüyor, toprağın hemen altında, çok küçük bir parça... Hemen ilgililere haber veriyor ve gelen ekip bunun heykelcik olduğunu anlıyor. Çok dikkatli bir kazı başlıyor ve heykel başı çıkarılıyor'' diye konuştu. Doç. Dr. Akın Ersoy, ilk kez bölgede Eros başı bulunduğunu, daha çok sayıda eserin gün ışığına çıkarılmayı beklediğini sözlerine ekledi.