İZMİR'DE kuraklık ve yağış azlığı nedeniyle barajlardaki su seviyesi her geçen gün düşüyor. İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü'nün (İZSU) verilerine göre; günlük ortalama 700 bin metreküp su tüketilen İzmir'de içme suyunun büyük bir bölümünün karşılandığı Tahtalı Barajı'nda su seviyesi yüzde 8,11'e düştü.

Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı'nda geçen yıl yüzde 21,26 olan su miktarı da bugün itibarıyla yüzde 2,88 seviyesinde. Ürkmez Barajı'nda geçen yıl yüzde 31,22 olan su seviyesi, bu yıl 10,64'e düştü. Geçen yıl yüzde 6,23 su seviyesi olan Gördes Barajı'nda bu yıl hiç su kalmadı. Barajlardaki içme suyu rezervinin yağışlı döneme kadar dikkatli kullanılması ve büyük ölçekli su kesintilerinin önlenmesi için alınan tedbirler kapsamında, yarın itibarıyla kent genelinde su kesintisi uygulanacak.

'MAALESEF TEDBİR ALMADIK'
İZMİR başta olmak üzere Batı Anadolu'daki barajların boşaldığını dile getiren TÜBA Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, "Bu beklediğimiz bir kuraklık, sürpriz değil. 2020'de gerekli yerleri uyardık. Kuraklık geldi. Bu arada bütün dünya 2020'den sonra kuraklığa karşı ciddi tedbirler aldı. Çim dikmek, havuzların doldurulması, çok su isteyen bitkilerin sulanması yasaklandı. 2020'den sonra bir dizi tedbir alındı ama maalesef biz almadık" dedi.

'SU TARIMA KAZANDIRILMALI'
ARITMA tesislerinden çıkan suyun tarıma kazandırılması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Yaşar, İzmir'de her gün Çiğli Arıtma Tesisi'nden 500 bin metreküp su denize bırakılıyor. Daha iyi arıtıp tarlalara verilmeli, böylelikle büyük ölçüde su tasarrufu sağlanır. Bu sefer kuyular rezerv olarak saklanır. Sorunumuz, suyu bilimsel olarak kullanmamaktan kaynaklanıyor. Bir an önce bilime dönmemiz lazım. Su kesilecek, belki daha sonra kesinti haftada 2-3 güne çıkacak. Mümkün olan her yere yer altı barajı, göletler yapılması, yağmur sularının da barajlarda toplanması lazım diye konuştu.
Geçmiş dönemler de olan kuraklıkların ardından her zaman bol yağışın geldiğini vurgulayan Yaşar, "Eylül'den sonra biraz yağış bekliyorum. Hatta güzel bir yağış bekliyorum. Çünkü her sert kurak dönemin ardından güzel bir yağışlı dönem gelir" dedi.
'SU FAKİRİYİZ'
İZMİR'DE kişi başı su tüketiminin Türkiye ortalamasının altında olduğunu ifade eden Prof. Dr. Yaşar, "İzmir'in kişi başı yıllık su potansiyeli 600 metre küp. Türkiye ortalaması ise 1.340-1.400 metre küp civarındadır. Su fakirliği sınırı 1.000 metre küp. Bu da demek oluyor ki, İzmir fakir değil, su açısından fakirlerin de fakiridir. Bu nedenle suyun çok çok dikkatli kullanılması gereken en önemli illerden biridir. Bugünkü kullanma suyu sorunu benim için büyük bir sorun değil. Asıl sorun tarımda ve enerjideki sudur. Bu nedenle bir an önce tüm önlemler alınmalıdır. Yapılabilecek her yere baraj yapılmalıdır. Örneğin, Çamlı Barajı hala altın madeni nedeniyle bekletiliyor. Oysa orası 300 bin kişiye su sağlayacak bir barajdır. Yer altı barajları ve göletler de yapılmalıdır" diye ekledi.

