İzmir’in hayalleri tenis turizmiyle gerçekleşir

KTK Başkanı Server Uyaroğlu, “İzmir’e tenis turizmini getirmek için iş dünyası elini taşın altına koymalı” dedi

NİL KUYUMCU

İzmir'de tenis denilince akla gelen en önemli isimlerden biri Server Uyaroğlu...
1941 yılında kurulan İzmir Kültürpark Tenis Kulübü'nün (KTK) ilk kadın başkanı ve geçtiğimiz ay yapılan seçimlerde bir kez daha göreve getirildi.
Kültürpark Tenis Kulübü'nün başkanlığını üstlenmek öyle kolay bir iş değil. Sorumluluğu çok büyük... Omuzlarınızda bir kentin tarihini taşıyorsunuz.
77 yıl önce kulüp kurulurken yapılan tüzükte çizilmiş hedefler var önünüzde.
Kulübün görevi, Türkiye'yi temsil edecek yeni sporcular yetiştirmek, bu sporu sevdirmek, kültürel ve sosyal aktiviteler düzenlemek...
Misyon büyük, iş ciddi!
İşte, ikinci dönemine başlayan Uyaroğlu, bu tarihi sorumluluğun bilinciyle İzmir için yeni bir vizyon çizdi. Tenis turizmi...
Server Uyaroğlu, "İzmir, tenis turizmi için Antalya'dan çok daha elverişli bir kent. Bu avantaj en iyi şekilde kullanılırsa, İzmir dünyanın dört bir yanından turistlerin geldiği bir kente dönüşebilir. Yeter artık İzmir hayal kuran değil, hayallerini gerçekleştiren bir kent olsun" diyerek, İzmir iş dünyasının "tenis turizmi" için elini taşın altına koyması gerektiğini söyledi...
İkinci kez seçilip göreve geldiniz. Üstelik karşınıza aday çıkmadı...
10 yıldır kulüpte ilk defa tek listeyle seçime gidildi. Bunu yönetim olarak, "Demek üyeler bizden memnun, tekrar yönetimde görmek istediler' diye yorumladık.
Bu nedenle çok gururluyuz.
ANTALYA'DAN AVANTAJLIYIZ
Yeni dönem için projeler nedir?
Bu dönem, sosyal ve kültürel anlamda daha etkin olmayı, bütün üyeleri daha çok kulüpte görmeyi hedefliyoruz. Yönetimde gençlerle çalışmayı çok seviyorum. Gençlik ve tecrübe bir arada. Yeni dönemde de aynı anlayışım sürüyor. Ve elbette yeni hedefler çizdik.
Peki en büyük hedef...
Bunu, benim ya da Kültürpark Tenis Kulübü'nün hedefi olmasından öte, kent için genel bir hedef olması gerektiği düşüncesiyle söylüyorum... Hedef, İzmir'de tenis turizmi... Yıllardır İzmir'e pek çok kimlik yüklenmeye çalışılıyor.
Üniversite, fuarlar, kongreler, turizm... Bir yere yoğunlaşamadık. İzmir'e yeni bir misyon yükleyip, tenis turizmini getirebiliriz.
Ve bu harika olur... İzmir'in iklimi, tenis için Antalya'dan daha uygun.

Antalya, golften sonra tenis turizminde de vites büyüttü... Kentte düzenlenen uluslararası turnuvaları izlemek için binlerce turist geliyor değil mi?
Aynen öyle... Oysa İzmir'in ikliminin yanı sıra coğrafi konumu da Antalya'ya kıyasla tenise daha elverişli. Antalya'da hava çok sıcak. İzmir merkez olmasa bile, çevre ilçelerde uluslararası turnuvalar düzenlenebilir. Yeter ki, İzmir'e tenis turizmi misyonu yüklenmek istenilsin. Bu el birliğiyle yapılır.
Hadi biraz daha detaylandıralım madem... Neler yapmak gerek?
Elbette ilk etapta uluslararası stardartlardaki kort sayısı artırılmalı. Şu anda İzmir'de yaklaşık 40 korta sahibiz...
Peki sonra?
Tabii ki tanıtım gerekli ama maliyet devreye giriyor. Kulüplerin altından kalkabileceği bir mali yük değil. İş dünyası devreye girmeli. İzmir'in simgesi haline gelmiş kurumlar, firmalar, spor sponsorlukları yapmalı. Spor derken sadece futbola değil! Tenis için sponsor olmalılar.
Yer İstanbul olunca tenis için dev bütçeli sponsorluklar zor değil. İstanbul'a Roger Federer geldi. Ama böyle dev isimleri İzmir'e getirmek, hayal... Bu çok can sıkıcı değil mi?
Hem de nasıl... Oysa ki, dünyanın dikkatini çeken organizasyonlar, sponsorlar için de müthiş bir tanıtım.
Kent, tenis gibi farklı bir turizm alanında ilerlerken ilk etapta tanıtımını yapıyor. Bugün, yıldız bir sporcuyu izlemek için sizin bulunduğunuz kenti tercih eden bir turisti memnun ederseniz, yarın tatil için gelir. Tenis maçlarının aralarında yayınlanan reklamlara dikkat ediyor musunuz? Firmalara nasıl bir prestij sunuyor...
İHRACAT YAPMAK YETMİYOR
Avustralya Açık Turnuvası'ndaki THY reklamı muhteşemdi...
Tam da bunu söylemek istiyorum. Rafael Nadal, Roger Federer gibi, tenisin devlerinin oynadığı o turnuva maçını dünya genelinde milyonlar izledi. Siz daha nasıl bir tanıtım hayal ediyorsunuz? İşte bu dev pastadan İzmir niye payını almıyor?
Bir düşünün... Tenis gibi prestijli bir spor, İzmir'e çok yakışmıyor mu? O halde, İzmir'in tenis kenti olması için elini taşın altına koyacak firmalar, kendilerinin de muhteşem bir tanıtım ve ekonomik kazanç elde edeceği gerçeğini neden göremiyor?
İzmir için bir şeyler yapmak, illa yatırımlarını artırmak, ihracat yapmak, yeni fabrikalar açmak değil...
Nadal'ı İzmir'de tenis oynarken izlemek hayal olmaktan çıkabilir mi diyorsunuz?
Yıldız tenisçiler, İstanbul'da izleniyorsa, İzmir'de alası izlenir!
Yeter ki İzmir iş dünyası da elini taşın altına koysun. Bu biraz bakış açısı... Biraz vizyon... Ve biraz da cesaret... Düşünün biz ne yapıyoruz?
O maçları izlemek için İstanbul'a gidiyoruz. İzmir'de düzenlendiğinde mi izlemeyeceğiz?
Yurtdışında tenis turnuvaları izledim. Paris'te metrolar turnuva afişleriyle süslenmiş, otellerin asansörlerine günlük maç programı konulmuştu. Yıllar önce ABD'ye U.S. Open için gittim. Korta uzak yerlerin bileti bile 800 dolardı... Geliri hayal edin. Bu, başlı başına bir yatırım.
Marka firmalar zaten otomatikman reklam verecek. İzmir'den Amerika'ya gidip tenis maçı izlediysem, dünyanın pek çok ülkesinden milyonlarca izleyici turnuvalara gidiyorsa, İzmir'e de gelirler... Yeter ki, yıldız sporcuların olduğu uluslararası turnuvalar düzenlenebilsin. Yeter artık İzmir, hayal kuran değil, o hayallerin gerçekleştiği bir kent olsun...
Hadi futbola dönelim. Türkiye'de spor eşittir futbol... "Tenis diye de bir spor var" diyerek kızıyor musunuz?
Kızıyorum (gülüyor)... Ama futbolda taraftarlık duygusu çok yoğun. Aidiyetlerini o şekilde belli ediyorlar. Tuttuğu takım kazanınca, kendi kazanmış gibi seviniyor.
Ama kortta tek başına maçı kazanan bir tenisçinin zaferini, "tuttuğun takım" misali sahiplenemezsin.

Peki tenisin diğer sporlardan en büyük farkı nedir?
Birincisi, dikkatini toplamayı, kendine hakim olmayı, öfke kontrolünü öğretiyor.
Ve çok yalnız bir spor! Kendin yapıyorsun her şeyi. Takım sporlarında o gün kötüysen, ama takım arkadaşların iyiyse; maçta sen de daha iyi bir yere taşınabiliyorsun.
Teniste öyle değil. Sen hep dik durmak zorundasın. Bir şekilde hayatın kendisi tenis. Hayatta ne olmak istiyorsan, kortta ona dönüşüyorsun. Kontrolü ele geçirmeli ve başarmalısın..
DÜNYADA BİR İLK...

İlk etapta hangi projeyi göreceğiz?
Üyemiz Banu Abacı, geçen yıl engelli tenisi projesini uygulamıştı. Bu sene onu geliştirdi. 30 Mart'ta Engelli Tenisi Türkiye Klasmanı, kulübümüzde yapılacak. Turnuvanın bir etabında ise, "Engelli" ve "Ayakta" oyuncular bir arada. Tekerlekli sandalye ve ayakta oyuncu mix turnuvası yapılacak. Bu, Türkiye ve dünyada ilk.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.