‘Farklıyım diye şans vermediler’

Rafet El Roman, 1995’te ilk albümünü çıkarmadan önce 2 yıl boyunca Unkapanı’nı dolaştığını, farklı olduğu için çok zorlandığını belirtti. Ünlü şarkıcı, şimdiki gençlerin aynı sorunları yaşamasını istemediği için onlara fırsat sunmaya çalışıyor

ERCAN AKGÜN

1990'ların ortasında çıkardığı albümündeki ilginç ses yapısı ve okuma tarzıyla o dönemin gençleri tarafından kabul gören ve sonrasında müzik piyasasında kendi yolunda yükselişe geçen Rafet El Roman, geçtiğimiz hafta Westpark Outlet'te konser verdi. Yaşamını Almanya ve Türkiye arasında sürdüren sanatçı, ilginç ve yaratıcı genç yetenekleri keşfedip onları sektöre kazandırmak için imkanlar sunuyor. El Roman ile yaptığı son çalışmaları konuştuk.
YENİ BİR HEYECAN
En son ne zaman gelmiştiniz İzmir'e?
Birkaç ay oluyor.
Dinleyicilerinize yakın zamanda albüm sürpriziniz olacak mı?
Almanya'dan Derya isimli bir yetenekle single çalışmamız oldu. Sesi çok güzel. İnternette sürekli başkalarının şarkılarını söylüyordu.
Ses rengini beğenince kendisine teklif götürdük. Elimizde de tam düetlik çok güzel bir şarkı vardı. Şimdi onun heyecanını yaşıyoruz. Youtube ve tüm dijital müzik kanallarına verdik.
ALBÜM MART AYINDA
Single dışında başka çalışma var mı?
Bu ara sıcak oldu bizim için. Asıl albüm Mart ayında geliyor. 12. solo albümüm olacak.
Onu 3 yıldır bekliyor dinleyicilerim.
Albümdeki çalışmaların tamamı size mi ait olacak?
Hayır, başka arkadaşların eserleri de olacak ama yüzde 80 benim imzamı taşıyacak.
En son 2016'da albüm çıkarmıştınız. Neden bu kadar ara verdiniz?
Son yıllarda müzik sektörü oldukça gerilemişti.
O yüzden şarkılarımızı boşa harcamayalım dedik. Piyasalar aydınlığa ferahlığa kavuştuğu anda çıkarırız düşüncesindeydik.
Şimdi hazırız artık. 2019'dan daha da umutluyuz.
2018 sakin güzel geçti.
ARTIK ONLAR BENİ BULUYOR
Yeni yetenekleri bulup keşfetme ve onlara sahip çıkma gibi bir tarzınız var. Bunu herkes yapmaz.
Evet onu herkes söylüyor. Ama artık onlar beni buluyor, eskiden ben onları arıyordum.
Yeni yetenek konusunda adım çıktığı için ilk önce "Rafet'e gönderelim" diyorlar. Instagram'a videoyu yüklerken ilk beni etiketliyorlar.
Herkese bu fırsatı verebilmem mümkün değil tabi. Başka sanatçı arkadaşlarımız da biraz ön ayak olmalı. Sektörün yeni seslere, yüzlere, yeni kişiliklere ihtiyacı var. Özellikle de müzik camiasında yeni bir tarzı olan kişilerin elinden tutulması gerek.
1995'te sizin ilk albümünüz çıktığında ben lisedeydim. İlginç bir ses tonuydu. Sizin albüm tuttu ve beğenildi.
O yıllarda çok cesur bir işti. Plak şirketlerinin de buna olumlu yaklaşması her şeyi daha da körükledi. Ondan önce ben 2 yıl boyunca Unkapanı'nı dolaştım, kimse benim tarzıma olumlu bakmadı. Kimi çok garip buldu, kimileri de içerisinde alaturka ve arabesk olmadığını söyledi. Okuma şeklimi de yadırgadılar. Çok uğraştım ama kabul göremedim.
Taa ki Raks Müzik çıkana kadar Orada yeni kafada yapımcılar vardı. Onlar gençliğin yeni bir şey istediğini gördü. Şarkılarımı dinlediler ve o riske girdiler. Sonrasında hepimiz mürüvvetini gördük.
"SES YETERLİ DEĞİL YARATICILIK DA GEREKLİ"
Tarzınızdan dolayı sizin çıkış şekliniz ilginçti. Yeni yeteneklerde de farklı şeyler arıyor musunuz?
Tabi ki. Sadece ses benim için yeterli değil.
Peki nelere bakıyorsunuz?
Yaratıcı olması lazım.
Kendi müzik tarzını oluşturup geliştirmesi gerek.
Dinleyiciye kimsenin yapamadığı farklılıklar sunması lazım. Benzerlik olmamalı. Onların sürekli peşindeyiz. Pek nadir rastlanıyor açıkçası. Şimdi yeni çıkan isimlere bakıyorsunuz, aslında 90'ların bir benzeri, bir kopyası.
Müzik çok gelişmedi.
Bizim dönemimizde ne yapılıyorsa hala aynısını sürdürüyorlar. "Vav" dedirtecek kişiler pek yok.
TEKLİFLERE AÇIĞIM
Günümüzde tarzı hoşunuza giden isimler var mı?
Kalben'i beğeniyorum. Onu dinlediğimde "Vav, çok iyi bir yere gidiyor" dedim. Ama öbür yandan Aleyna Tilki'yi dinlediğim zaman yine 90'ların biraz daha genç, çılgın versiyonunu, tizleri ve basları açmış günümüz sounduna uyarlanmış halini görüyorum. Yeni bir şey yok.
Bir dönem sinema filminde kamera karşısına geçtiniz. Yeniden böyle bir niyet var mı?
Şu anda görünürde öyle bir şey yok ama tekliflere açığız.
Güzel senaryolar gelirse değerlendiririm.
"ÜNLÜ OLMAK KOLAY AMA KALICILIK ZOR"
Günümüzde artık internetin gücü, küçümsenemez boyutta. Ünlü olmak daha kolay değil mi?
Eskiden kendini duyurmak için albüm yapmalıydın, prodüktör bulmalıydın, yapımcın olmalıydı, klip çekmeliydin, menajerin olmalıydı. Olmalıydı da olmalıydı. Çok iyi paranız varsa piyasadaki en iyi insanlara hemen yaptırıyordunuz. Şu anda Youtube ve bir sürü sosyal medya var.
Sayfasını kuran şarkısını paylaşıyor ve çok iyiyse anında milyonlara ulaşıyor.
Şimdikiler daha mı şanslı?
Tanınabilme konusunda daha şanslılar ama kalıcılık anlamında aynı şeyi söyleyemem.
Her şey çok çabuk tüketiliyor. Gözümüzü kapatıp açıyoruz, bir şarkı daha eskiyor. Ertesi gün yeni birisi çıkıyor.
90'lardaki bizim jenerasyon ve 2000'lerin başında çıkanlar biraz daha şanslı.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.