Dünyaya Japon hediyesi: Karate
- Pazar
- 18.11.2018 08:00:23
TRENDYSPOR - OGÜN ÖZDEMİR
Bugün sizlere uzaklardan ve de tarihin derinliklerinden gelen bir spor olan karateyi tanıtacağım. Birçok kişinin filmlerden ya da çevresinde yapan insanlar nedeniyle az çok tanıdığı dövüş sanatı, Uzakdoğu kökenli bir savunma sporudur. Japonlar tarafından dünyaya tanıtılmıştır. Karatenin temelinde eski Çin sporları arasında bulunan 'kempo'nun bulunduğu budist rahiplerce 17. yüzyılda Okinawa Adası'na götürülerek, Japonya'ya taşındığı öne sürülür.
Burada Japonların ulusal sporlarından "Elden Ele" ile de birleşip Okinawa- Te'ye dönüştü.
SİLAHSIZLIK
Daha sonra silahsız halkın kendilerini savunmak yolunda gösterdikleri çabayla Okinawa-Te, daha değişik bir yapı kazandı. Funakoşi Giçin adlı kişinin bu yoldaki çalışmalarıyla bu silahsız savunma sporunda birtakım değişiklikler ve yenilikler ortaya çıktı.
1922'de bu gelişmeler sonucunda Funakoşi "Kare -Te" adı verilen yeni bir spor dalının doğmasına öncülük etti. Funakoşi bütün Japonya'yı dolaşarak "Kare-Te"yi ülkeye tanıttı, büyük bir ilgi görerek hızla yayıldı. Büyük Japon üniversitelerinin kurduğu karate takımlarıyla bu spor dalında büyük bir aşama gerçekleştirildi.
1948'de Japon Kara-Te birliği kuruldu. Funakoşi Giçin 80 yaşında birliğin başkanı seçildi. Bundan sonra Kare-Te sporunda bazı düzenlemelere gidildi.
Kendini koruma-fizik ve sanat, spor olmak üzere üç ana dalda toplanan Kara-Te'de, ilk federasyon 1955'te kuruldu, aynı yıl Japonya'da ilk resmi Kara- Te Şampiyonası düzenlendi.
JKAa (Japon Karate Birliği), İAKE (Uluslararası Karate Federasyonu), WUKO (Dünya Karate Birliği Organizasyonu) gibi büyük uluslararası kuruluşların yönetiminde, Kara-Te sporu tüm dünyada hızla geniş kitlelere yayıldı.
REİ NE DEMEK?
Kara-Te sporunda Shotokan, Go-Ju- Ryu, Wa-Do-Ruyu, Shito-Ryu, Kyo-Kushin-Kai, Kempo, Shiko-Kai, Wa-Do- Kai gibi ekoller vardır. Tıpkı judodaki gibi ustalık derecesini belirtir. Beyazdan siyaha kadar olan sarı-turuncu- yeşil-mavi-kahverengi kuşaklar çıraklık (kyu), siyahın dereceleri de 10'a kadar yükselmek yoluyla ustalık (dan) anlamını taşır. Her üst kuşaklı, kendinden bir küçük kuşaklının hocası sayılır.
Karşılaşma öncesindeki selam (rei), karşılıklı sevgi, saygının anlatımı sayılır.
Ayakta, ayaklar bitişik, eller yanda ve hafifçe eğilerek yerdeyse yöntemince diz çökülmek, eller önde yere koymak, böylece eğilmek suretiyle yerine getirilen selam (rei), Do-Jo'ya girerken, derse başlarken, arkadaşıyla çalışırken, karşılaşma öncesinde, çalışma ya da karşılaşma sonrası yinelenir.
RAKİBE VURULMAZ
Ayak ve el vuruşlarıyla kesişleri, ayak süpürmeleri biçimindeki tekniklerin çalışılmasında kesinlikle rakibe vurulmaz, rakibin canı acıtılmaz, ona fiziksel bir zarar verilmez. Denetim ve egemenlik içindeki teknik vuruşlar rakibin en yakınında ve boşlukta son bulur.
ÜLKEMİZDE KARATE
Türkiye'de karate sporunun ortaya çıkışı 1960'ların başına rastlar. Judo sporunun da Türkiye' deki öncüleri sayılan İbrahim Öztek, Namık Ekin, Ahmet Ökten, Natık Canca v.b. adlar karate sporunun da tanıtılması yolunda ilk adımı attılar. Ju-do'nun tanıtılması, yayılması yolundaki çalışmaları sırasında yapılan çeşitli gösterilerde koruma teknikleri (kimewaza) biçiminde teknik gösteri ve kırışlar yapma yoluyla bu spor dalını da tanıttılar. Bu arada 1969'da Türkiye Judo Federasyonu tarafından teknik direktör olarak Türkiye'ye getirtilen Micheal Novowitch burada açtığı antrenör kurslarında Karate-do, Aiki-do ve Ken-do dersleri de vererek bu spor dalında yeni bir çığırın açılmasına öncülük etti.
1980'de Türkiye Judo Federasyonu bünyesi içine alınan karate resmen örgütlenmiş oldu.
Mexico City'de düzenlenen 1990 Dünya Karate Şampiyonası'nda, 60 kg'da Haldun Alagaş, dünya şampiyonluğunu kazanan ilk Türk Karatecisi oldu.