Figen Baz: Zekayla yapılan işin cinsiyeti olmaz

Figen Baz, iş hayatına 40 metrekarelik dükkanda adım attı. Sıfırdan başladığı girişimciliğiyle bugün işitme cihazları üzerine 150 bayiye ulaşan Duymer'i kurdu. Kulak Burun Boğaz Uzmanı olan eşi Op. Dr. Mehmet Baz ile birlikte yılda 200 bin hastaya umut olan Ekol Sağlık Grubu'nun temellerini attı. Türkiye'nin girişimci kadınlara ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Baz, "Dünya Kadınlar Günü, cesur kadınların eseridir. Girişimci kadınların da aynı cesarete ihtiyacı var. İnanın, içinizde bulun ve ortaya çıkarın. Yılmayın, devam edin, koşun. Sizin gücünüz dünyaya bedel" dedi.
■ Bir iş kadını olarak pozitif ayrımcılıkla ilgili düşünceniz nedir?
Ben pozitif ayrımcılığa inanmıyorum. Bunun sadece adı var. Sahadaki uygulaması farklı. Türkiye'de kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 32.5, şirketlerde üst düzey ve orta kademe yönetici pozisyonundaki kadın oranı ise yüzde 16.7'dir.
POZİTİF AYRIMCILIK ÖTEKİLEŞTİRİR
■ Neden uygulanabilir değil?
Bakın iş dünyasında kadın ve erkek sanıldığının aksine eşit şanslara sahiptirler. Hiçbir yönetici, kadın diye işi ona vermez. İşini iyi yapana verir. Elbette evde oturan ama hayatın içine katılmak isteyen çok kadın var. Onlara destek olmamız gerekiyor ama bunu yaparken pozitif ayrımcılık diye yaparsanız o kadınların gücünü ortaya koymalarına bir anlamda engel olursunuz. Burada iş kişinin kendisine düşüyor. Yani kadının başarısı yine kendi ellerinde, kendi sorumluluğunda. Pozitif ayrımcılık işin hem ötekileştirilmesi hem kolaya kaçılması hem de sorunun halı altına süpürülmesidir.
Size göre kadının iş dünyasında yeterince yer almamasının nedeni nedir?
İlk neden toplumsal baskılar. Bunlar öyle küçük şeyler olmasına karşın kar topu gibi gözümüzde büyüttüğümüz nedenler. Kadın beyni ile erkek beyni arasında fark yok, O nedenle kadınlar ne yapabilirse erkekler de yapar ve erkekler ne yaparsa kadınlar da yapar. Zeka gücü ile yapılan işin
cinsiyeti olmaz.
ÇALIŞIN, SABREDİN
■ Toplum baskısı dediğimiz bu engeli kadınlar nasıl aşabilir?
Kadınlar güçlerinin farkında olmalı Toplumsal baskıların yaratıcılıklarını engellemesine izin vermemeli. Unutmayın, her şeyin bir başlangıcı vardır, o yüzden kadınlar kendilerine bir başlangıç noktası seçerek baskıları geride bırakmalı. Önemli olan "Ben bu işi yapacağım" diyerek yola çıkmak, sabretmek, çok çalışmak. Tüm bunlar için de çok geç olduğunu asla düşünmemek gerekiyor.
■ İzmirli kadınlar girişimcilik açısından avantajlı mı?
Bu topraklar kadim topraklardır. Bilimin, anaerkil aile yapısının temelleri burada atıldı. Talesler, Aristolar bu topraklarda sözlerini söyledi. Bilim, sanat hep burada gelişti. Şu anda İzmir, geçmişteki bu öncülüğünü yine sürdürüyor. İzmir kadını, Türkiye'de hep çağdaşlığı sembolize etmiştir. Bu yüzden iş dünyasında böylesine genetik bir avantaja sahipler. Yenilikçiler, doğru kararlar alıyorlar, rekabetçiler, vazgeçmiyorlar. Resmin bütününe bakarsanız aslında İzmir'in böylesine güçlü yapısının altında yatan neden güçlü kadınlara ev sahipliği yapmasıdır.
İŞE KARARLI VE AZİMLİ BAŞLADIM
■ Tüm bunların ışığında siz iş hayatına nasıl adım attınız?
Karşıyakalıyım. İçimde çalışma, üretme aşkı hep vardı. Çocuklarım okul çağına geldiğinde eşim Op. Dr. Mehmet Baz ile muayenehanesinde beraber çalıştık. İşitme kaybı yaşayanların bir cihazla bu dertlerinden kurtulduğunu fark ettim. Ancak bu cihazlar Türkiye'de yaygın değildi. Bu işe girmeye karar verdim. Çok küçük bir sermaye ile 40 metrekarede işe koyulduk.
■ Kadınların en önemli sorunu ekonomik güce sahip olamamaları. Sermaye yoksa nasıl iş kursunlar?
8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün doğuşu, bir mücadelenin eseridir. Girişimcilik de mücadele gerektirir. İş kuracaksanız, sermayeyi en son düşünün. Önce fikriniz olacak ki bu fikir günümüzde mutlaka inovatif olmalı. Sonra bunu hayata geçirecek yol haritanız ve zorlukların üstesinden gelecek potansiyeliniz olmalı.
KÜÇÜK BİR SERMAYE
■ Siz iş kurarken sermayesiz mi yola çıktınız?
Biz aynı söylediğim şekilde ilerledik. Önce inovatif bir iş fikri geliştirdik. Çok çalıştık. İnsanlarla konuştuk, akıl aldık. 40 metrekarede iki kişilik ama işimize gücümüze inanarak çalışmaya başladık. Satışa kadar her işi kendimiz yaptık. Hastalarımızın bize güveni ile büyüdük. Bir işte başarılı olmak için ona tutkuyla bağlanmak gerekiyor. Biz hem tutkulu hem de yedi gün 24 saat çalışıyorduk ki
​ÖNCELİK HEP AİLEMİN
İş yoğunluğunuzda ailenize zaman ayırabiliyor musunuz?
Ailem hep ilk önceliğim oldu. Çocuklarım Sami ile Salih, gelinlerim, eşim, torunum hepsi benim sevgi kaynağım hayat ve iş enerjim. Onlar benim canım ailem. Erkek ya da kadın fark etmez, düzenli bir aile yaşamı yoksa, sevgiyi paylaşmak yaşamak lazım. Bu sadece ailem le değil işimizi beraber çalıştığımız çalışanlarımızla da paylaşınca çok çok daha motivasyon arttırıyor Biz çok şükür birbirilerimize değer veren özen gösteren bir aileyiz. Her zaman birlikte olmaya özen gösteriyoruz. Torunum Mehmet Baz zaten biricikimiz ve şimdi bir torunum için daha gün sayıyoruz. Ailemizin büyümesinden mutluluk duyuyorum.

NİHAN YARKENT İNCE