Cepheye mühimmat taşıyan, yeri geldiğinde düşmana karşı omuz omuza savaşan Türk kadını, 1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı döneminde çok az bilinen bir fedakarlığı da üstlenmiş. Kömürün başkenti olarak bilinen Soma'da tarihi Darkale Mahallesi yakınlarında yer alan Kardere'deki linyit madenci işletmesinde bundan 100 yılı aşkın süre önce ilk kadın madenciler yerin altına inip kömür işletmesinde ter dökmüş. Türkiye'de çok az bilinen ilk kadın madencilerin hikayesini araştırmacı-yazar Mustafa Küçükkayapalı Yeni Asır'a anlattı. Küçükkayapalı, ilk kadın madencilerin ustabaşısı cevval bir kadın olan Berberlerin Fatma Ana ve kadın madencilerden olduğu düşünülen Atike Göllü'nün gün yüzüne çıkmamış fotoğraflarını da paylaştı.
AĞANIN KÖMÜR İNADI
Tam anlamıyla kömür sevdalısı ve cesur bir girişimci olan Somalı Osman Ağa, Darkale ve çevresinde kömür olduğuna inanır. Birçok kişi kendisine inanmamasına rağmen o tüm mal varlığını bu kömürü bulmak ve çıkarmak için harcar. Kafasına koyduğu kömür arama işine yılmadan devam eden Osman Ağa sonunda Darkale köyünün Karderesi mevkiinde yaklaşık 13-15 metre derinliğindeki ilk ocağı kurar.

ORDU İÇİN KULLANMIŞ
Osman Ağa tarafından kurulan ilk kömür işletmesini anlatan Mustafa Küçükkayapalı, "Osman Ağa, 1913-1914 yılları arasında Soma'daki ilk kömür işletmesini kuran kişi olarak biliniyor. Birinci Dünya Savaşı döneminde kendi imkanlarıyla kısıtlı bir ortamda işletmeye açıyor. Kurtuluş Savaşı'nın başlamasıyla tüm erkeklerin savaşa gitmesi nedeniyle köyde kadınlar ve çocuklar kalıyor. Bu dönemde çoğunluğunu kadınların oluşturduğu 20-25 kadar işçiyle kömürü çıkarmaya çalışıyor. İzmir'in işgalinde sonra Kuva-i Milliye heyetinde yer alan Osman Ağa ordunun gereksinimleri için bu kömürü kullanmış, kazandığı paraları da Kurtuluş Savaşı için harcamıştır" diye konuştu.

BİLGE KADIN FATMA ANA
Kadınlar yaklaşık 10 yıl boyunca madende çalışırken ustabaşılık görevini de köyün ileri gelen kadınlarından Berberlerin Fatma Ana'nın yaptığını anlatan Mustafa Küçükkayapalı, "İlk kadın madencilerden olan Berber Ana, Osmanlı'nın son zamanlarında ardı ardına gelen savaşlar nedeniyle erkek nüfusun azlığında, Osman Ağa tarafından madende çalışmaya ikna edilmiş, köy halkının bilge biri olarak gördüğü, köylünün akıl danıştığı cevval ve iş bitirici bir köylü kadınıdır. O dönemde kadınların yaptığı madencilik, dünya madencilik tarihinde ender rastlanan önemli bir olay olarak kayıtlara geçmiş. Bu kadınlar arasında Berberlerin Fatma Çavuş ile birlikte Göllü nine (Atike Göllü), Keskinlerin Fatma Abla (Fatma Keskin) Akile Abla (Akile Keskin) yer alıyor" dedi. Siyah altının başkenti Soma'da kadın madenciler, kadınların madende çalışması yasak olmasına rağmen büyük bir fedakarlıkla emek veriyor, ter döküyor. Osman Ağa'nın Yunanlar tarafından öldürülmesinin ardından da 1922 yılına kadar Berberlerin Fatma Çavuş madeni işletiyor. Ancak imkansızlıklar nedeniyle maden bir süre sonra kapatılıyor. Soma'daki kadın madencilerin hikayesi nesilden nesle anlatılıp bugünlere geliyor.
CUMBAL EVLERİ VE DAR SOKAKLARYLA ÜNLÜ
DERİNCE bir vadinin içine gizlenmiş ve sırtını yüksek, kayalık dağlara yaslamış bir köy Darkale. Özgün mimari dokusu, dar ve yokuş sokakları ile gezginlerin de uğrak noktası olmuş. Soma ilçesinin 3 kilometre güneyinde kalan bu tarihi mahalle eski adıyla 'Tarhala' 2 bin yıllık bir geçmişe sahip. Köyün günümüze kadar ulaşan tarihi evlerinin mimarisi tıpkı Safranbolu, Kula ve Beypazarı evleri gibi, Osmanlı devri özelliklerini taşıyor. Daracık sokaklara, şahniş ya da şahnişin adı verilen ahşap cumbalar ile dahil olan evlerin temeli taş duvardan, üst katları ise ahşap malzemeden yapılmış. Avluya açılan büyükçe ahşap giriş kapısından yine ahşap merdivenlerle "hayat" denilen sofalara çıkılıyor.
GAZ ÖLÇÜMÜ İÇİN KUŞLAR KULLANILMIŞ
MADEN ocağına inen kadınların, içerideki gazın miktarını ölçmek için küçük kuşları kullandığını söyleyen Küçükkayapalı, "Kanarya, serçe ve bülbül gibi kuşlar narin yapıları ile yoğun gaza dayanamayıp bayılırlarmış. Madenciler de bu sayede nerede gazın daha fazla olduğunu anlarlarmış" dedi.
MAHALLEDE SADECE 50 KİŞİ YAŞIYOR
BİR ZAMANLAR kalabalık nüfusuyla bilinen tarihi mahallede şimdilerde yaklaşık 50 kişi yaşıyor. Mahallenin kendine has dokusunun yenilenmesi, evlerin yıkılmaması için çalışmalar da yapılıyor. Tarihi Darkale evleri korunmaya çalışılıyor. Köydeki geleneksel yaşam, tarihi evler, daracık sokaklar, mimari doku gezginlerin ve fotoğrafçıların da ilgisini çekiyor. Birçok fotoğraf derneği ve fotoğrafçı Darkale'ye gezi düzenleyerek bu eşsiz görüntüleri yakalayabiliyor.
Nermin UÇTU

