“Her şey güzel bir gülümseme için”

Tutkusu olan ortodonti için tam dokuz kez sınava giren Prof. Dr. Törün Özer, şu an Dokuz Eylül Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Klinik Bilimler Bölümü Ortodonti Anabilim Dalı Başkanı ‘ÇİNGENE Kızı’ sayesinde aşık olduğu mozaik ile ortodontinin ortak yönünü şu sözlerle anlatıyor: Her ikisi de sabır istiyor. İkisinde de başlarken sonunu hayal ettiğimde mutlu yüzler görüyorum

Sağlık dünyasındaki yoğunluğu artık herkes biliyor. Bir hekimin işinden başka bir şeye vakit ayırması neredeyse imkansız. Ancak Prof. Dr. Törün Özer, mozaik ve ağaç oymacılığıyla birbirinden güzel eserler ortaya koyarken, her insanın en az işi kadar çok seveceği hobileri olması gerektiğini söylüyor. Dokuz Eylül Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Klinik Bilimler Bölümü Ortodonti Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Törün Özer ile başarılarının sırrını konuştuk.

VAZGEÇMEZSEN BAŞARIRSIN
Öncelikle sizi biraz tanıyalım. Üç çocuklu bir ailenin ortanca çocuğuyum. Mesleğime 4 yaşında karar verdim diyebilirim. Annem öğretmen, babam diş hekimi. Babama hayran büyüdüm. Muhtemelen babam mühendis olsaydı ben de mühendis olurdum, o hangi mesleği yapsa ben de o olurdum. Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'nden 1997 yılında mezun oldum.
Ortodontiye olan isteğiniz nereden kaynaklanıyor?
Küçükken kız kardeşimi ortodontiye çok götürürdüm, muhtemelen bu beni içten içe etkiledi. Bu etki benim için tutkuya dönüştü, ortodonti benim için bir tutku diyebilirim. Hep ortodonti uzmanı olmayı hayal ederdim. Bu sebeple tam dokuz kez sınava girdim, dokuzuncu sınavda doktorayı kazanabildim. Konu her ne olursa olsun eğer vazgeçmezsen başarırsın.
Sanırım doktora sınavı 14 yıllık Diyarbakır hikayesinin de başlangıcı oluyor.
Aynen öyle, şimdi eşim o zamanlar da kız arkadaşım Senem, doktorasını İzmir'de yapıyordu. Ben doktora için lisans tercihlerimde uzaklığından dolayı yer vermediğim Diyarbakır'a gittim. Azmettim, hem evleneceğim kadından hem ailemden uzak bir şehre yerleştim. Başlangıçta zor olsa da bu şehir benim için çok önemli ve değerli, orada tam 14 sene geçirdim, Diyarbakır'ın şimdiki Törün olmamda etkisi çok büyük.

OĞLUM İÇİN DÖNDÜK
Uzun yıllardan sonra sizi tekrar Ege'ye döndüren ne oldu?
Diyarbakır'da 1999 yılı Şubat ayında başlayan maceram 2012 yılı Temmuz ayına kadar sürdü. Dört beş sene kalır gelirim diye düşünürken, o şehri, insanlarını, tarihi dokusunu, kültürünü o kadar çok sevdim ki yıllarca orada yaşamaya devam ettim. Eşim Senem de diş hekimi, biz üniversite birinci sınıfta sevgili olduk, 12 yıl devam eden çok güzel bir arkadaşlık öykümüz var. 2004 yılında Diyarbakır'da evlendik, 2012 yılına kadar birlikte orada yaşadık. Çocuğumuz doğduktan sonra hayatımızın merkezi o oldu. Büyümeye başladığında ailelerimizin olduğu yere gelmek istedik ve Ege'ye geri döndük.
Sonra kendinize nasıl bir yön çizdiniz?
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi'ne geldim. İlk geldiğim gün dekan yardımcısı, iki yıl sonra profesör, üç ay sonra dekan, dekan olduktan 2 ay sonra da rektör yardımcısı oldum ve 4 sene boyunca rektör yardımcılığı görevini yürüttüm. Aynı zamanda müdürlüğünü yaptığım Adnan Menderes Üniversitesi Sürekli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi sayesinde üniversitenin Aydın halkına ulaşmasını sağladım. Daha sonra 2020 yılı Eylül ayında Dokuz Eylül Üniversitesi'nde göreve başladım. Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Ana Bilim Dalı Başkanlığı yapıyorum. İzmir'de de çok iyi işler yapacağıma inanıyorum.

'ÇİNGENE KIZI'NA AŞIK OLDUM
Gelelim bitmek bilmeyen hobilerinize. Mozaiklere olan tutkunuz nasıl başladı?
2012 yılında Diyarbakır'dan ayrılmadan önce çevredeki illeri ziyarete gittim. Gaziantep Zeugma Müzesi'ni gezerken Çingene Kızı'nı gördüm, adeta o mozaiğe açık oldum. Hatıra dükkanında replikası vardı almak istedim ama fiyatı pahalı geldi, bakırcılar çarşısında daha ucuz olabileceğini söylediler, üşenmedim oraya da gittim. Girdim bir dükkana, masada mozaik yapan adamı uzun bir süre izledim, sonra benim çingene kızı mozaiğinin fiyatını sordum. Burada daha da yüksek bir fiyat duydum. Adama "Ben buraya daha ucuza almak için geldim" deyince bana "Sen ne kadara verirdin bu mozaiği" diye sordu. Pazarlık yapacağımızı düşünüp biçtiğim fiyat satıcıyı çok kızdırdı. İşte o gün benim mozaik hikayem başladı. Ben de azmedip bunun çok daha güzelini yapacağım dedim. Hatıra dükkanına gidip mozaik taşlarından aldım, 25 günde Çingene Kızı'nı kendi ellerimle yaptım. Şu an 25 farklı mozaik eserim var. Satıcının verdiğim fiyata olan kızgınlık sebebini artık çok daha iyi anlıyorum, bu işte büyük emek var. HERKES GÜLMELİ
Kafanıza koyduğunuzu başarıyorsunuz.
Azimli biriyim. Ayrıca hangi mesleği yaparsak yapalım her zaman kafamızı boşaltmak gerektiğine inanırım. Müzik, kitap, spor.. Ne şekilde olursa olsun rutinimizden çıkmalıyız. Beynimiz de hard disk gibi, arada boşaltmak gerekiyor. Mozaik işi belkide beni antidepresan kullanmaktan kurtaran bir şey. Akşamları yemek yedikten sonra taş mozaiklerle uğraşarak kafamı boşaltıyorum. Sinirimi, stresimi taşlara yansıtıyorum. Mutluyum. Sanat yaptığımı iddia etmiyorum, çünkü eğitimini almadım. Yaptığım şey bittiğinde mutlu olmak istiyorum o kadar. Bence mesleğimle de benzer bir iş.
Ortodonti ve mozaiği benzer kılan nedir?
Ortodontik tedaviler de uzun sürer, bu iş de öyle. Aynı zamanda her ikisinde de daha başlarken sonunu hayal edebiliyorum. Hevesle ortaya çıkacak güzellikler için çalışıyorum. Beni en mutlu eden şeyler hasta teşekkürü, mozaiği bitirdiğimde eşimin beğenisi. Aslında ben her ikisinde de o güzel gülüşü seviyorum. Herkes mutlu olsun, gülsün.
Eserlerinizi satmayı düşünür müsünüz?
Hayır. Sadece bazen birine baktığımda o kişi bana bir şeyler anımsatıyor. Mesela çok dakik olan bir arkadaşıma zeytin ağacından yaptığım bir saat hediye ettim, kız kardeşimin eşi deniz tutkunudur ona da bir çapa yaptım. Yani içimden gelmesi lazım, ilham lazım.
Ağaçlarla ilgili de bir hobiniz var...
Sanayide çalışan çok sayıda yakın arkadaşım var. Eskiden bunalınca yanlarına gider bana iş verin, yardım edeyim derdim. Ağaçla tanışma hikayem de sanayide başladı. Doğal şeyleri çok severim, taş, ağaç. Doğada olan her malzeme, katkı maddesi olmayan her şey. Yine bir gün marangoz bir arkadaşıma gittim, ağaçla bir şeyler yapalım dedim. Beni başka bir arkadaşına yönlendirdi. Ona gidip ağaçlarla ilgili biraz bilgi aldım. Hangi ağaç işlenir, hangisi daha ağır öğrendim, sonra bu da çok ilgimi çekti. Zeytin ağaçlarına zaafım var. Damarlarına dokunmak, doğallığı hissetmek beni çok mutlu ediyor. Ona dokununca sanki hikayesini anlıyorum.

"ÖNCE DÜŞMEYİ ÖĞRENDİM"
● Peki kayak tutkunuz nereden geliyor? Kayağa ilk başladığımda Diyarbakır'da asistandım. Öğrencilerimin gittiği bir kayak etkinliğine katıldım, bana da öğretmelerini istedim. Öğrencilerimden biri kayakları ayağıma taktı, hazır mısın diyip beni ittirdi. Düştüm tabi. Biraz kızdım tabi ama öğrencim bana ilk kuralın bu olduğunu söyledi. Önce düşmesini ve kalmasını öğreniyoruz dedi. O gün anladım ki düşebilirsiniz ama düştüğünüzde doğru bir şekilde düşmeniz gerekiyor ki kalkabilesiniz. Aslında hayat da böyle. Şimdi daha çok snowboard yapıyorum. O biraz daha pist dışında kaymayı yani özgürlüğü öğretiyor. Ancak ne kadar özgür olursan ol kayakta ne olursa olsun sınırlarını bilmen gerekiyor. Doğanın her zaman güçlü olduğunu, üstün olduğunu kabul etmeliyiz. Ben yaşımı, mesleğimi, sınırımı biliyorum. Ona göre hareket ediyorum.

BURCU ILGIN

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.