İncir nasıl yetişir çoğumuz bilmeyiz ancak altında insanoğlu ve doğanın uzun uğraşları olduğu bir sır değil. Hani o meşhur şarkıda olduğu gibi, 'incirler olana kadar kal'... İncir ağacı bildiğiniz başka ağaca benzemez oldukça sıra dışı bir ağaçtır. Diğer ağaçlar gibi çiçek açıyor ancak onu diğerlerinden ayıran çiçeklerini dışarıya değil, kabuğunun içine doğru açması.

Çoğumuzun severek tükettiği meyvesi de bize en güzel armağanı. İncirin ağaçtaki ilk hali çiçek. Lezzeti bir meyve haline gelmesi için tozlanması gerekiyor. İncir çiçeği aslında incirin ta kendisidir. Yani meyvenin kapalı ve oldukça sert hali. Çiçek diye adlandırdığımız bu kısım kabuğun altında görünmez ve erişilmez durumda. Şimdi onu bir meyve haline getirmek lazım, nasıl mı? Kesinlikle 'ilekleme' yaparak...
DOĞA İŞ BAŞINDA
İncir meyvesindeki değişimin adı 'ilekleme' işlemi ile başlıyor. Meyvenin oluşması için her çiçek gibi tozlanması gerekiyor. İncirde meyvenin tutup gelişebilmesi için ilek meyvelerindeki (erkek incir) çiçek tozlarının 'ilek arıcığı' tarafından incire taşınması gerekiyor. Yani doğa iş başında... Lezzetli bir incirin sırrı kesimlikle ilekte saklı. İlekleme, istenilen özelliklere sahip ağacın erkek meyvesinin dişi ağaca asılması ile sağlanıyor. Erkek incirin cazibesine kapılan ilek arıcıkları bu ağacı kısa sürede sarıp tozlanmasını sağlıyor. Böylece lezzetli meyveler, farklı bir ağaçta da yetiştirilebiliyor. Kısaca, ileğin yakınında incir ağacı yoksa, incir ilek ağacından uzaksa o tozlamanın olması da asla mümkün değil.

İLEKLEME NASIL YAPILIYOR?
İlekleme işlemi için genelde sabah saat 5'te kalkılıyor, güneş doğmadan ağaçlardaki ilekler yani erkek incirler toplanıyor. Üreticiler genellikle ilk önce bir iki tane ileği ağacın üç yönüne asıyor. Bir hafta sonra işlemi tekrarlıyor Neden mi? Çünkü bir taraftan yeniden doğuşlar devam ediyor. Onların da tozlanması gerekiyor. Tutan ilekler artık kendi yeşil renginden açık renge doğru dönmeye başlıyor Tutmayanlar ise dökülüyor. Ağaçlara asılan ileğin işi üçüncü haftadan sonra bitiyor ve artık sabırsızlıkla yeni yılın incirinin yetişmesi için beklenmeye başlanıyor. İncirin meyve olmasında önemli bir yere sahip polenleri diğer meyvelere taşıyan ilek arılarının sonu ölümle biten acı hikayesine de sizlere aktaralım.

Doğa kanunları kesinlikle sorgulanamaz. Doğanın işleyişi bazen bizleri şaşırtsa da her ölüm aslında binlerce doğum anlamına gelebiliyor. İlek arısı da incirin oluşmasını aslında canı pahasına sağlıyor. İncire larva bırakmaya ayağında polenle gelip, tepedeki delikten kabuğu aşıp içeri giriyor. Girerken çoğunun kanatları kopuyor. Yani artık onlar için incirin içi son nokta. Larvalarını bırakırken inciri de tozluyor. Küçük ilek arıları incirden çıkarken anne, içinde kaldığı incirin enzimleriyle yok oluyor. Küçük ilek arıları ise dişi incir ağacında tozlanmayı sağlayıp lezzetli incirin oluşumu için gereken ortamı yaratıyor... İncir çekirdeği ne kadar küçüktür değil mi? Kırgınlarımızı, kavgalarımızı bile 'incir çekirdeğini doldurmayacak kadar' diye tarif ederiz. Küçücük çekirdeğin yüzyıllara meydan okuyan ağacı ve onun muhteşem meyvesi 'incir' insanlık var olduğu sürece hep olacak belki de bizden sonra bile.
MİTOLOJİDE İNCİR
MITOLOJIK metinlerde incir meyvesi ve ağacı oldukça önemli bir yer tutar. Grek mitolojisinde incir, Dionysos ile ya da bereket tanrısı Priapos ile ilişkilendirilmiş. Dionysos'un şarapla başı döndüğü bir anda aşık olduğu güzel periyi, incir ağacına dönüştürmüştür. Eski Romalılar da incire değer vermiş ve imparatorlukları boyunca incirin Akdeniz'e yayılmasını sağlamışlardır.
KRALİÇE ELİZABETH'İN TERCİHİ TÜRK İNCİRİYDİ
İNCİR, adeta İzmir ve Aydın'ın ballı güneşine aşıktır. Dağlarda ve ovalarda yetişen incirin tadı da farklı olur. Haziran ve Temmuz'un 40 dereceyi aşan sıcak ikliminde olgunlaşan ve tatlanan incir yöre insanının
da başlıca geçim kaynaklarından biridir. Başta belirtmiştik, incir her
derde deva diye. Kısa süre önce ölen İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth'in sağlığında özellikle İzmir ve Aydın yöresinin incirlerine özel bir ilgi duyduğu bilinmektedir. Kraliçe, sofrasından Türk incirini hiçbir zaman eksik etmemiştir. Bilinmez ama kraliçenin belki de uzun ve sağlıklı yaşam sırrı incirde gizlidir. İncirin en bilinen çeşitleri ise Sarı lop, Sarı Zeybek, Bursa Siyahı, Göklop, Bardakçı, Akça İncir ve Sultanselim İnciri şeklinde sıralanıyor
İSLAM'DA CENNET MEYVESİ
KUR'ÂN-I KERÎM'DE hem dünya hem de ahiret hayatı bağlamında yedi çeşit meyveden söz edilmiştir. İncir, hurma, üzüm, zeytin, nar, muz ve kiraz ile birlikte bun meyveler arasında yer alır. İncirin adının verildiği Tin Suresi'nde geçen "İncire ve zeytine andolsun" ayetinde Allah'ın incire "andolsun" şeklinde yemin etmesi, İslam'da incirin önemini gözler önüne serer. Ayrıca Hz. Muhammed de incirin cennet meyvelerinden biri olduğunu belirterek onu şu şekilde methetmektedir: "İncir yiyin. Eğer Cennet'ten inen bir meyve söyleyecek olsaydım, bunun incir olduğunu söylerdim." Hristiyanlık inancında ise incir ilim sahibi gibi görünüp boş olan din adamlarını temsil eder..

