Güneş ışınları ruh halimizi iyileştirirken, ciltte istenmeyen etkiler yaratabilir. Uzun vadede; ince çizgiler, lekeler hatta cilt kanseri gibi ciddi sorunlara yol açabilir. Dermatologlar, güneşe çıkmadan önce cilt tipinize uygun güneş koruyucu kullanmanın en etkili önlem olduğunu vurguluyor. Güneş koruyucular iki temel formüle sahiptir: mineral (fiziksel) ve kimyasal filtreli. Mineral filtreler, cilt yüzeyinde bir kalkan oluşturarak UV ışınlarını fiziksel olarak geri yansıtır. Emilmeden yüzeyde kalmaları nedeniyle hassas ciltler, çocuklar ve hamileler için güvenli bir tercihtir. Aynı zamanda doğaya karşı daha naziktirler. Kimyasal filtreler ise UV ışınlarını cilt içinde emerek etkisiz hale getirir. Daha hafif dokuları sayesinde ciltte hızlı emilir, beyaz kalıntı bırakmazlar ve suya dayanıklı versiyonları mevcuttur. Ancak bazı içeriklerin vücuda karıştığı ve hormonal etkiler yaratabileceği endişeleri nedeniyle daha fazla araştırma yapılması gerektiği belirtilmektedir. FDA, mineral içerikleri genellikle güvenli bulurken, kimyasal filtrelerle ilgili ek güvenlik verileri talep etmektedir.

SPF DEĞERİ
SPF (Sun Protection Factor), güneş korumasının süresini ve gücünü ifade eder. SPF 30, UVB ışınlarının yaklaşık %97'sini, SPF 50 ise %98'ini engeller. SPF 100 dahi %99'dan fazlasını geçemez; bu da korumanın hiçbir zaman %100 olmadığını gösterir. SPF değeri ne olursa olsun, ürün her 2 saatte bir tekrar uygulanmalıdır. Ayrıca "geniş spektrumlu" (broad-spectrum) koruma sunan ürünleri tercih etmek önemlidir. Bu, hem yaşlanmaya neden olan UVA hem de güneş yanıklarının başlıca nedeni olan UVB ışınlarına karşı koruma sağladığı anlamına gelir.
CİLT TİPİNE GÖRE
- HER cilt benzersizdir ve koruyucunun da bu doğrultuda seçilmesi gerekir.
- YAĞLI ve Karma Ciltler: Gözenekleri tıkamayan (non-komedojenik), yağsız ve mat bitişli ürünler tercih edilmelidir. Jel veya sprey yapılar fazla parlaklığı kontrol altında tutar. Hindistancevizi yağı gibi ağır içeriklerden kaçınılmalıdır.
- KURU CİLTLER: Yoğun nemlendirme sağlayan güneş koruyucular kullanılmalıdır. Hyaluronik asit, gliserin ve seramid içeren formüller cildin nem bariyerini destekler. Besleyici doğal yağlar da kuru ciltlere dosttur.
- HASSAS CİLTLER: Mineral filtreli ürünler genellikle daha naziktir. Octocrylene, oxybenzone gibi potansiyel olarak tahriş edici kimyasallardan ve parfüm, paraben gibi katkılardan uzak durulmalıdır. Her yeni ürün mutlaka küçük bir alanda test edilmelidir. Besin takviyeleriyle güneş korumasını içeriden desteklemek de mümkün. Beta karoten, E vitamini ve likopen gibi antioksidanlar, cildin UV ışınlarına karşı direncini artırabilir. Bu tür takviyeler özellikle lekelenmeye meyilli ciltler için faydalı olabilir.

