“Hiç uğraşmayın İmralı’da kalacak”

Başbakan Erdoğan, AK Parti’nin 10’uncu yıl kampında yaptığı konuşmada, “Açlık grevi şantajıyla terörist başını çıkartıp evine yollamayız” dedi. İktidarları döneminde ülkenin karanlık tünelden aydınlığa çıktığını belirten Erdoğan, CHP’yi eleştirirken de, “Cumhuriyet’in bekçiye ihtiyacı yok” mesajı verdi

YAHYA BOSTAN (KIZILCAHAMAM)
Başbakan Tayyip Erdoğan'dan, açlık grevleri, terör ve CHP'ye ilişkin çarpıcı açıklamalar... AK Parti'nin 19. Kızılcahamam kampının açılış konuşmasını yapan Erdoğan "canları devlete ait" dediği açlık grevindekilere çağrı yaptı, "Bunu, bize şantaja dönüştürmeyin. Çünkü biz sizin söylemenizle terörist başını oradan çıkartıp evine göndermeyiz" dedi. Birçok vatandaşın idam cezasının geri gelmesini istediğini vurgulayan Erdoğan, Öcalan'la görüşme için ise, "Açıkça söylüyorum ailesi ve yakınları görüşmek istediği sürece görüşmeye devam edebilir, bir engel yoktur. Ama avukatlar noktasında onu bir kenara koyun" mesajı verdi. 29 Ekim'de yapılan alternatif kutlama girişimlerini de eleştiren Erdoğan, "Devletin ve Cumhuriyetin bekçiye ihtiyacı yoktur. Bu aziz millet kendi cumhuriyetini, devletini koruyabilecek iradeye güce evelallah sahiptir" dedi. CHP'yi "vesayet sistemini canlı tutmak için sanal rejim krizleri üretmekle" eleştiren Erdoğan, "Cumhur cumhuriyetten memnun. Hazımsızlık millette değil, milleti hor gören bu anlayışta" dedi. Erdoğan, şu değerlendirmeleri yaptı:
TERÖR OLMASAYDI İŞSİZLİK OLMAZDI: 30 yıldır devam terör olaylarının bu ülkeye faturası 300- 350 katrilyon (milyar TL) gibi bir rakama ulaşmıştır. Bunlar olmasaydı bu rakamlar hizmette yatırımda kullanışmış olsaydı ah benim güneydoğulu, doğulu kardeşim o bölgede işsizlik diye bir sorun kalır mıydı? Büyük ölçüde kalmazdı.
BİN YILLIK VATAN: Anadolu coğrafyası bizim bin yıllık vatanımız ve bunun üzerinde kimseye operasyon fırsatı inşallah bırakmayacağız. Seçmeli ders olarak Kürtçe'yi de okullara koyduk. Kaç kişi müracaat etti? Tablo ortada. Terör örgütü dağa çıkardıkları, ölüme gönderdikleri yetmiyormuş gibi şimdi de cezaevindekileri ölüme zorluyor.
ŞANTAJA DÖNÜŞTÜRMEYİN: Açlık grevinde olanlarla ilgili raporları alıyoruz merak etmeyin. 900 kusurla başladı. Şu anda 600'lere falan düştü. Bunlar kontrolümüz altında. Sıkıntısı olana sağlık mensuplarımız gerekli müdahaleyi yapıyorlar, yapacaklar. Buradan çağrı yapıyorum. Gerçekten samimi olarak böyle bir şeyin içerinde bulunanlar varsa bunu, bize şantaja dönüştürmeyin. Çünkü biz, sizin söylemenizle böyle bir eylemi yapmanızla terörist başını oradan çıkartıp evine göndermeyiz. Yok böyle bir şey. Bu ülkede on binlerce insanın ölümüne vesile olan bir terörist başına idam verilmiştir ama bu ülke maalesef birilerinin, bazı malum yerlerin baskılarıyla idamı dahi kaldırmıştır. İdamı kaldırmak suretiyle şu anda İmralı'da yatmaktadır.
VATANDAŞ İDAM İSTİYOR: Şu anda birçok insanımız kamuoyu araştırmalarında idam yeniden gelsin istiyor, bunu biliyor musunuz? Niye? Çünkü öldürülen onun yakınlarıdır. Diğerinin canı yanmıyor. Diğeri işte gidiyor kebap partilerinde gününü gün ediyor. Yıllarca devlet, af yetkisi kullanmıştır. Devletin böyle bir hakkı olamaz. Devlet kendine ait konularda haksızlık varsa af yetkisini kullanabilir o ayrı. Ama öteki insan öldürülecek onun ailesine ait olan bir yetkiyi devlet kullanacak böyle bir yanlış olabilir mi?
Açıkça söylüyorum teröristbaşıyla ailesi ve yakınları görüşmek istediği sürece görüşemeye devam edebilir, herhangi bir engel yoktur. Ama avukatlar noktasında onu bir kenara koyun.
CANLARI BİZE AİT: Cezaevindeki her mahkum gibi açlık grevindekilerin de canı devlete aittir, bu konudaki hassasiyetimizi koruyoruz ve korumaya devam edeceğiz. Durur dururken kimsenin ölümüne seyirci kalmadık kalmayız. Nitekim Meclis İnsan Hakları Komisyonu da gerekli adımı attı. Görevini yaptı. Teröre tevessül edenler ölümler üzerinden hesap yapanların çözüm diye bir derdi yoktur. Bu konuda herhangi bir tuzağa düşmeyiz.
MİLLİ ŞEF DESPOTİZMİ: Bunlar asla cumhuriyet diye, cumhur diye millet diye bir derdi taşımadılar. Eğer gerçekten Cumhuriyeti benimsemiş olsalardı Türkiye'de demokrasi adına atılan her adımın karşısında olmazlardı. CHP'lilere bakarsanız 1946'da Türkiye'yi çok partili hayata kendilerinin getirdiğini söylerler. Oysa çok partili hayat CHP'lilerin iradesi ve arzusuyla değil, bu talep ötelenemeyecek bir zorunluluk haline geldiği için Menderes ve arkadaşlarının ortak harekatıyla başlamıştır. CHP'ye kalsa Türkiye hala Mili Şef despotizmi ile idare ediliyor olurdu. CHP yöneticileri 1950'ler boyunca da cumhuriyet bayramı kutlamalarına katılmamıştır.
HAZIMSIZLIK MİLLETTE DEĞİL: Bunların o "ilk meclis" diye bir meclis derdi olamaz. Bunlar sadece kendilerine ait olmayan, bütün milletin sahiplendiği bir cumhuriyet bayramı kutlamasına tahammül edemiyorlar. Hatta bu tahammülsüzlük 1957'de Gaziantep'te belediye binası önündeki Türk bayrağını indirip yerine CHP bayrağı çekmeye kadar varmıştır. CHP demokrasi düşmanlığına cumhuriyeti ve laikliği hep kalkan yapmıştır. Milletin cumhuriyetle bir derdi, bir alıp veremediği yok. Cumhur, cumhuriyetten memnun. Ama bunların cumhurla, halkla, milli iradeyle bir derdi var. Hazımsızlık millette değil. Milleti hor gören bu anlayışta.
KORKU POMPALADI: CHP bu ülkede sanki cumhuriyet muhalifleri, rejim karşıtları varmış gibi korku pompalayarak demokrasi düşmanlığını gizlemenin çabası içinde olmuştur. Cumhuriyet adı altında kendini elit sayan bir avuç seçkinin kontrolünde vesayetçi bir sistemle milletin desteğine ihtiyaç duymadan ülkeyi yönetmek mümkün olabilir. Ama demokratik bir cumhuriyette ülkeyi yönetmek için gücünüzü mutlaka milletten almak zorundasınız. CHP hiçbir zaman millet eksenli bir siyasete yönelmedi. Hep vesayet esaslı bir siyaseti tercih etti.
SANAL REJİM KRİZİ: CHP zihniyetinin vesayet sistemini canlı tutmak için kullandığı yöntem, sanal rejim krizleri üretmektir. Ülkedeki vesayet rejiminden nemalanan güç odaklarını da desteğine ihtiyaç duyuldukça bu oyun defalarca sahnelenmiştir. 1946 seçimlerine karıştırılan şaibe, 1950'li yıllarda yaşanan olaylar, 1960 darbesi, 1970'li yıllardaki hadiseler, 1980 darbesi ve 1997 post-modern darbesi, 2000'li yıllardaki nice teşebbüsler bu oyunun versiyonlarıdır. İşte bu CHP bu oyunun ya içinde ya arkasında olmuştur ya da alkış tutan olmuştur.
İŞBİRLİKÇİ CHP: Darbelere alkış tutmak, ordudan medet ummak, karanlık oyunlardan fayda beklemek CHP'nin değişmeyen tutumudur. İşbirlikçilik CHP'nin vazgeçemediği alışkanlıktır. Türkiye ne zaman bir demokratikleşme hamlesine, kalkınma, büyüme sürecine girse hemen cumhuriyetin kazanımlarının tehlikeye düştüğü gerekçesiyle önüne takozlar konmuştur.
BEKÇİYE İHTİYAÇ YOK: Siyaseti şekillendirecek olan milletin ta kendisidir. Ne devletin ne cumhuriyetin bekçiye ihtiyacı yoktur. Ne de milletin mürebbiyeye dadıya ihtiyacı yoktur. Bu aziz millet kendi cumhuriyetini, devletini koruyabilecek iradeye güce evelallah sahiptir. Bu güç bu millette olmasaydı bugün biz burada olmazdık. Ülkemizde demokratik cumhuriyetin korunmaya değil yaşatılmaya, güçlenmeye, güçlendirilmeye ihtiyacı vardır. Biz geçtiğimiz on yılda demokratik yönünü güçlendirerek cumhuriyeti gerçek zeminine oturttuk. Demokratik Türkiye'de ulaştığımız yeni seviyenin kurumsallaştırılması açısından yeni anayasa sürecini büyük bir fırsat olarak görüyoruz. Arakan'a bir
sürpriz yapabilir, ziyaret gerçekleştirebiliriz.
Merkel'den Erdoğan'a "ortak uçalım" teklifi
Başbakan Tayyip Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in "Lufthansa ile Türk Hava Yolları'nı ortak işletmeciliğe sokalım" dediğini belirterek, "Tamam dedim. Zaten bizim de şu anda projelerimizin içinde var ve Türk Hava Yollarımız ile Lufthansa müşterek adım atabilir" dedi.
Göktürk 2 uydusunun önümüzdeki hafta Çin'den fırlatılacağını vurgulayan Erdoğan, Güney Kıbrıs Rum yönetimine de seslenerek "Susuz kaldığınızda size de su verebiliriz. Doğrusu üzülüyoruz. Paslı paslı su içiyorlar. Tertemiz, Anamur suyunu içerler" dedi. Karşılıksız para basılan günleri de hatırlatan Erdoğan "Ceplerimizde modern hırsızlar vardı aslında. Soyuyorlardı bizi. Şimdi sıkıysa kalksınlar da karşılıksız para bassınlar" dedi. Erdoğan, Türkiye'de raylı sistemin gelişimini anlatırken, "Eskiden bir tren sesi vardı. Şimdi bir kaynak tekniğiyle raylar birbirine kaynatılıyor. Raydan zzz diye ses çıkacak" dedi.
ÖĞRETMEN ATAMALARI SIFIRLANACAK
Erdoğan atanamayan öğretmen sorununu çözeceklerini şöyle açıkladı: "Bizim şu andaki yaptığımız atama oranlamalarına baktığımız zaman geçmiş dönemle mukayese edilemeyecek kadar fazla. Biz, bunu Allah'ın izniyle sıfırlayacağız. Tamamıyla artık öğretmen noktasındaki atamaları sonuca erdireceğiz."


X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.