"Son 10 yıla bakıldığında yüz yıl geçmiş gibi"

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar, Türkiye'nin son 10 yılına bakıldığında, yüz yıl geçmiş gibi bir ilerlemenin söz konusu olduğunu söyledi. AK Parti İzmir İl Danışma Meclisi Toplantısı, Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar ile eski Kültür ve Turizm Bakanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Ertuğrul Günay'ın katılımıyla yapıldı.
Hotar, toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin AK Parti iktidarıyla ekonomiden sosyal politikalara kadar büyük bir gelişim gösterdiğini ifade etti. Kaydedilen gelişmenin 10 yılla ifade edilemeyecek kadar büyük olduğunu dile getiren Hotar, şunları kaydetti: ''Türkiye'nin son 10 yılına bakıldığında yüz yıl geçmiş gibi. Tuvalete gittiğiniz zaman verdiğiniz para milyondu, şimdi bu paralarla neler yapıldığını iş adamları çok iyi bilir. On yıl önce enflasyonun 3 haneli rakamlara çıktığı dönemleri gördük. Bu gemi hepimizin. Bunu en iyi yere ulaştırmamız gerekir. Bu ülkeyi çocuklarımıza en iyi şekilde bırakmalıyız. Halkımızın bize verdiği oylar var, bunun gereğini yapmak boynumuzun borcu.''
"BAHARA ÇIKIYORUZ"
Eski Kültür ve Turizm Bakanı, AK Parti İzmir Milletvekili Ertuğrul Günay ise Türkiye'nin kritik bir eşikte bulunduğunu belirtti. Bu eşiğin cemreler düşerek ulaşılan bahara benzediğini ifade eden Günay, ''Cemrenin toprağa, suya, havaya düştüğü eşik... Güzel haberler bekleyerek bahara çıkıyoruz. Ekonomik, sosyal kalkınmayı sürdürmek için her şeyden önce Ulu Önder Atatürk'ün söylediği gibi yurtta barışa, dünyada barışa ihtiyaç var. Biz onu sağlamaya çalışıyoruz. Ülkenin temel ihtiyacını gerçekleştirmeye çalışıyoruz, barışı kurmaya çalışıyoruz. Bedelleri olsa da millet için bu dönülmez bir yoldur. Barışı yapmak savaş yapmaktan daha zordur. Bu süreçte bizim kendimizi çok iyi anlatmamız lazım'' diye konuştu.
"HAİN DEMEYEYİM AMA KÖTÜ YÜREKLİ"
Günay, bu süreçte ''silah bırakma'' gibi bazı sözlerin toplumda rahatsızlık yarattığını dile getirerek, şöyle konuştu: ''Bu süreçte terimleri kuyumcu dikkatinde kullanacağız. Sayın Başbakanımız geçen gün çok haklı bir vurgu yaptı. Aslında adını söylemedi, ama çok önemli, ulvi bir bir mesaja gönderme yaptı. Nasıl ki 'bütün o cahiliye döneminin alışkanlıklarını ayaklar altına alıyorum, putperestliği, ceddimizle, kabilemizle övünmeyi ayaklarımın altına alıyorum' demişse o büyük insan, o kutsal varlık; bir benzetme yaptı, 'tüm ayrımcılıkları, Türk, Kürt, Arap, Alevi, Sünni tüm ayrımcılıkları, o anlamda milliyetçiliği ayaklarımın altında alıyorum' dedi. Kıyamet koptu. Milliyetçiliği değil, bu tür ayrımcı milliyetçilik anlayışlarını, bu tür insanları çatıştırmaya çalışan anlayışları...''
Vatanını, milletini sevme düşüncesini ilke edindiklerini vurgulayan Günay, şöyle devam etti: ''Bizim gibi vatana ve millete hizmeti birincil şiar edinmiş bulunan bir siyasi hareketin, (milliyetçiliği) ayakların altına alması, eleştirmesi, kınaması mümkün müdür? Bizim insanımızın, siyasetimizin algısı şeye benziyor; 'Namaza yaklaşma' demiş. Eğer 'abdestli değilsen namaza yaklaşma' demiş. Başı var onun. Burada da devamı var. Irkçılık yapan, 'benim ırkım, kavmim, neslim, kanım başkasından üstündür' diyen, Başbakanın aynı kelimeleriyle söylüyorum, bu toprakların değerlerine ihanet eder, aynı cümlenin altını imzalıyorum. Kastımız bu. Ama bu kadar masum ve devamı olan cümleyi bile bir hafta sonra açıklamak zorunda kaldık. Bu süreç öyle hassas kırılgan ki en iyi niyetli sözcüğümüzü bile dikkatli seçmemişsek uzun uzun anlatmak zorunda kalıyoruz. Çünkü bazıları kalp gözünü kapatmış. Bazıları sorun çözülsün istemiyor. Sorun devam etsin, hatta yeniden kanasın, kanasın da bu hükümet batsın, Türkiye de batarsa batsın, yeter ki bunlar batsın. Hain demeyeyim haşa, ama kötü yürekli.''
"ARTIK ÇOCUKLAR ÖLMESİN"
Günay, çözüm sürecinde bir takım görüş ve tutanakların yayınlandığını, ancak bunlara çok takılınmaması gerektiğini belirterek, şöyle konuştu: ''Benim samimi kanaatim, bu metinlerin doğrudan doğruya İmralı'daki o adama en yakın kişilerce dışarıya sızdırıldığıdır. Neden, çünkü bir megaloman ile muhatabız. 14 yıldır da hapiste, kendisinin önemini hem kendi tarafına hem Türkiye'ye duyurmaya çalışıyor. Orada öyle haddini aşan cümleler var ki... O hala kendini önemli bir fenomen olarak dayatmaya, duyurmaya çalışıyor. Dil uzatmadığı bir şey yok. Bir zaman dünyanın her tarafında Amerikan okulları vardı. Amerikan kültürünü dünyaya yaydı, Amerika'yı seven, sayan yöneticiler yetiştirdi. Fransız okulları vardı, bizdeki Galatasaray Lisesi gibi. Şimdi Türkiye Cumhuriyeti'nin yapamadığı bu önemli işleri yapan bir hareket var ülkemizde, beğenin beğenmeyin, ama geçmişte Amerika'nın, Fransa'nın yaptığından daha güzelini Asya ortasından Latin Amerika'ya kadar yapıyor, yiğidi öldürün hakkını verin, ben bunu gözümle gördüm. Ona kadar dil uzatıyor. Kendini önemli bir unsur gösterme gayreti var. Bence bunlar yolumuzu tıkamasın. Bu topraklarda artık çocuklar ölmesin istiyoruz.''

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.