Anayasa Mahkemesi'nin 52'nci Kuruluş Yıldönümü, Yüksek Mahkeme'nin Yüce Divan salonunda yapılan törenle kutlandı. Yaş haddi nedeniyle önümüzdeki yıl Mart'ta emekliye ayrılacak olan ve adı Cumhurbaşkanlığı adaylığı için geçen Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç'ın törendeki konuşması 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, Anayasa Mahkemesi başkanı iken, cumhurbaşkanı adayı gösterilmeden önceki son konuşmasına benzetildi. Kılıç konuşmasında şu mesajları verdi:
YARGI TUZAK YERİ DEĞİLDİR: Yargı, milletin iradesine tuzak kurulacak yer değildir ve olmamalıdır. Son dönemde yargı, bu konuyla ilgili olarak "paralel devlet" yada "çete" diye nitelendirilen çok vahim, çok ciddi ve çok ağır bir suçlamayla karşı karşıyadır. Bu suçlama üzerinde yapışık kaldığı sürece yargının ayakta kalması mümkün değildir.
KAYIT DIŞI YAPILANMA: İddia edilen kayıt dışı yapılanma yargı mensupları arasında korku, endişe ve gelecekle ilgili belirsizliklerin doğmasına, aralarında olması gereken mesleki ilişkinin çok olumsuz etkilenmesine yol açmaktadır... Başta yargı ve yürütme organları olmak üzere herkes bu iddialarla ilgili bilgi, belge ve delilleri zaman geçirmeden ortaya koymak zorundadır. Gerek yargıda, gerekse yürütme organı içinde var olduğu iddia edilen bu kişilerin başka illere tayin edilerek ya da yerlerini değiştirerek sorunu çözmenin anlamsızlığı açıktır.
BİR SANİYE BEKLEMEDEN YAPTIRIM: Görevi, maddi gerçekleri ortaya çıkarmak olan yargının karşı karşıya kaldığı bu iddianın adı "vicdan yolsuzluğu"dur. Hukuk devletine yakışan yöntemler uygulanmak suretiyle gerçekliğinin ispat edilmesi halinde, faillerine bir saniye bile beklenmeden gerekli yaptırımlar uygulanmalıdır.
ELE GEÇİRİLMESİ GEREKEN KALE: Kamu gücünü etkili bir şekilde kullanan yargı, siyasi ve ideolojik yapılanmaların hedefinde her zaman "ele geçirilmesi gereken bir kale" olarak görülmüş, ele geçirenler de kendi vesayet sistemini dayatmanın çabasına düşmüştür. Kaleyi ele geçiremeyenler ise, yargının bağımsızlığının ve tarafsızlığının ne kadar hayati bir öneme sahip olduğunu söyleyip durmuşlardır. Kaleyi işgal edenler de yargıyı, siyasi düşüncelerine ve ideolojilerine lojistik destek sağlamak için ya da rakiplerinden intikam alma aracı olarak kullanmışlardır.
TWITTER KARARI: Bir internet sitesine erişimin yasaklanması kararına yönelik verdiği ihlal kararının siyasal kaygılarla ölçüsüz bir şekilde eleştirilmesi dikkat çekicidir... Mahkemeler verdikleri kararların sonuçlarının doğurduğu üzüntü ve sevinçlerle de ilgilenmez. Bu duyguları gayet doğal kabul eder. Ancak, verilen kararlardan hukuk dışı sonuçlar çıkararak, Mahkeme mensuplarını itibarsızlaştırma gayretleri iyi niyetle izah edilemez...
GÖMLEK DEĞİŞTİRMEYİZ: Bizler adil olmayı kutsal bir görev kabul eden bir medeniyetin mensupları olarak, gücün ve şartların etkisiyle gömlek değiştiren bir karakterin sahibi olamayız. Dün hak ihlaline uğrayanların nasıl yanında yer alınmışsa, bugün de kimliği, kişiliği, gücü ve rütbesi ne olursa olsun, hak ihlaline sebep olan herkesin karşısına, aynı adalet gömleğiyle çıkmaya devam edeceğiz.
SİYASETÇİLERDEN KILIÇ'A SERT YANIT Çiçek: Üslup yargı makamına yakışmıyor
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın "gömlek değiştirme" vurgusu yaptığı siyasi içerikli konuşmasına TBMM Başkanı Cemil Çiçek'ten sert tepki geldi. Kutlama düşüncesiyle AYM'deki törene gittiklerini belirten Çiçek, "Üslup, bir yargı makamına yakışan bir üslup değildi. Kimse oraya haşlanmak için, tokat yemek için, azarlanmak için gitmedi. Siyaset nezaket, hukuk, zarafettir. Hele hele davet ettiğin misafirine karşı..." diye konuştu. Çiçek, "Gömlek değiştirmek gibi ifadeler, siyasi ifadelerdir" dedi.
Çiçek sözlerini şöyle sürdürdü: "Kutlama düşüncesiyle AYM'deki törene gittik. Adli yılın açılışları, yüksek mahkemelerin kuruluş günleri, her defasında siyasetçiye yumruk çakmanın, siyasetçiye, siyasete ayar vermenin ve yüksek dozda siyasi mesajların verildiği bir gün olmaya başladı. Evvela üslup, bir yargı makamına yakışan bir üslup değildi. Kimse oraya haşlanmak için, tokat yemek için, azarlanmak için gitmedi. Hukukçuların da çok nazik bir üslupla konuşması gerekir. Siyaset nezaket, hukuk, zarafettir. Gömlek değiştirmek gibi ifadeler, siyasi ifadelerdir. Yüksek Mahkeme'nin kuruluş gününde kişisel kanaatiniz bu bile olsa konuşulacak ifadeler değil. Mahkeme kararıyla ilgili bir kısım insanlar, 'bu karar doğru değil, o yanlıştır' diyorsa veya daha ileri nitelemelerde bulunuyorsa o da o kesimin ya da o kişilerin ifade özgürlüğüdür, alınganlığa gerek yoktur. Yargıda alınganlık olmaz."
Bozdağ: Türkiye'nin yeni muhalefeti oldu
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ yaptığı açıklamada, "AYM'nin vesayet organı gibi hareket etme hak ve yetkisi bulunmamaktadır. AYM kararları gösteriyor ki Türkiye'nin yeni bir muhalefeti olmuştur" ifadelerini kullandı. AYM başkanının toplantıya davet ettiği konukları huzurunda, mahkemeye yakışmayan bir üslup içinde konuştuğunu ifade eden Bozdağ, "Siyasi polemiklerle dolu bir konuşma olduğu, Sayın Başkan'ın mahkeme kararlarına yönelik eleştirileri kişiselleştirdiği anlaşılmaktadır. AYM Başkanı'nın yaptığı konuşma, hukuki değil siyasidir. Adeta gündemdeki konuları siyasi bir aktör gibi cevaplandırmış, kendi tutum ve tavrını ortaya koymuştur" dedi.
Bakan Bozdağ sözlerini şöyle sürdürdü: "Siyasi konuşmaları, polemikleri AYM Başkanı değil, siyasi parti temsilcileri yapmalıdır. Umarım ki ana muhalefet partisi ve diğerleri, 'AYM yetkimizi gasp etti' diye alınmazlar. AYM başkanının niyet okuma yetkisi yoktur. Bir mahkeme başkanı niyet okuyor ve insanları itham ediyorsa, hukuka, evrensel değerlere ve anayasaya uygun karar vereceği her zaman sorgulanır. Karara dönük eleştirileri, kararı verenlerin itibarsızlaştırılması olarak sunulması kabul edilemez. Eleştiriye tahammülsüzlüğün somut bir ifadesidir. AYM Başkanı 'Yasama, yürütme, yargı vatandaşların sorunlarını çözmezse, biz hazır bekliyoruz' demeye getirmiştir. Kimsenin yargı üzerinde vesayet hakkı bulunmadığı gibi AYM'nin vesayet organı gibi hareket etme hak ve yetkisi bulunmamaktadır. Yasama yetkisi TBMM'ye aittir, devredilemez. Bütün sorunların çözüleceği ve görüşüleceği yegane adres de TBMM'dir. AYM kararları gösteriyor ki Türkiye'nin yeni bir muhalefeti olmuştur. Ana muhalefet partisi ve diğer partiler boşluğu dolduramamıştır, AYM Başkanı bu boşluğu doldurmaya niyetli görünmektedir. Hayırlı olsun.".
Muhalefetten Haşim Kılıç'a destek geldi
Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç'ın sert açıklamalarına siyasetten gelen tepkiler ise şöyle:
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin: "Tarihin çöplüğüne gidecek olan adalete sahip çıkanlar değil, adaleti yok sayanlar, yolsuzluk yapanlar, toplumu ayrıştıranlar, özgürlükleri kısıtlayanlardır."
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan: "Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, hukukun adaletin, vicdanın sesi olmuştur."
CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay: "Anayasa Mahkemesi Başkanı cübbesini çıkarmamıştır, cübbesiyle ders vermiştir. Bu şekilde yargıyla oynayanlara, yargıya tecavüz edenlere karşı bir feryat, tokat, ders bugün Türkiye kamuoyuyla paylaşılmıştır."
CHP Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz: "Bir Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın yapması gereken bir açıklamaydı. Hukuku, yargıyı rahatlatacak bir açıklamadır."
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural: "Hepimizin aradığı hukukun üstünlüğü, hukuk devleti olduğunu dile getirdi. Hukuk hepimizin hukuku olmalıdır. Ne paralel yargı, ne AK yargı istiyoruz, milletin yargısını istiyoruz."
MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri: "Bu çok gecikmiş bir çıkış. Sağduyulu ve hukuk devletinin ilkelerine uygun bir açıklama. Vicdanından gelen çığlıklar. Yarından itibaren Kılıç'ı linç kampanyası başlatacaklar. Hükümet ve AKP paralel yerine Anayasa Mahkemesi'ni koyacak."
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan: "Sert eleştirilerde bulundu. Özgürlükler konusunda hükümete, kısmen de paralel yapıya... Yargının alet edilmesine tepkiliydi."
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş: "Anayasa Mahkemesi Başkanı söylemesi gerekeni söylemiştir. Asıl sıkıntılı söylemler Başbakan'ın AYM Başkanı ve üyelerine karşı kullandığı söylemlerdir."
